Bismillâhirrahmânirrahim.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır; “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir; iyiyi emreder kötülükten alıkorlar; namaz kılarlar, zekât verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.” (Tevbe Suresi 71. Ayet)
Müslümanların birbirlerine manevi olduğu kadar maddi de destek ve yardımda bulunması Rabbimizin emrindendir. Mübarek Ramazan-ı Şerif ayının mağfiret ikliminde olduğumuz şu günlerde maddi durumu sıkıntıda olan, sofrasına bir çeşitten fazla yemek koyamayan kardeşlerimizi gözetmek bizlerin vazifeleri arasındadır.
Siyasi bir takım gündemlerin olduğu şu günlerde bu mübarek ayı televizyonun, telefonun ve bilgisayarın başında kimseye bir faydamız olmadan geçirmek ancak ahmak Müslümanın yapacağı iştir. Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; "Kim, bir oruçluyu iftar ettirirse, ona oruçlunun sevabının aynısı verilir (onun kadar sevap kazanır). Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez."(Tirmizî; hadis no: 807.)
Bu ay kazanma ayıdır. Bu ay hasat toplama ayıdır. Bu ay ahiret sermayesidir.
Yalnız başımıza gireceğimiz kabirde toprak bizi sıktığı zaman, münker-nekir sorgulamaya başladığı zaman hiçbir dünyalık, peşinden koştuklarımız bizi ferahlatmaya gelmeyecek. Bize o gün yardıma gelecek olan yaptığımız iyi ve salih ameller olacaktır.
Mevla Teâlâ Hazretleri mukaddes kitabında şöyle buyurmaktadır; “Onlar gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.”(Bakara Suresi 2. Ayet)
Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak için bu ay canımız acıyana kadar ihtiyaç sahibi kardeşlerimize infak etmeye gayret edelim. Efendimiz aleyhisselatü vesselam hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; “Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Müslim, Zühd 3-4.)
İnfak etmek sadaka vermek kişinin malını azaltmaz bilakis malın artmasına sebeptir. Sadaka ve infak bir nevi Allah Teâlâ Hazretlerine ödünç vermedir. Verilen bu sadakanın karşılığını Rabbimiz kat kat verecektir. Rab Teâlâ Hazretleri ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır; “ Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah'ın lütfu geniştir, O her şeyi bilendir.”(Bakara Sûresi 261. Ayet)
Yazımı şu veciz kıssa ile bitireyim;
Efendimiz aleyhisselatü vesselamın hadimi Hz. Enes (R.a) anlatıyor: “Medine’de ensar arasında en fazla hurmalığı bulunan Ebû Talha (R.a) idi. En sevdiği malı da Mescid-i Nebevî’nin karşısındaki Beyruhâ adlı hurma bahçesiydi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de bu bahçeye girer ve oradaki tatlı sudan içerdi.
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, birre (iyi kulların derecesine) eremezsiniz.”(Âl-i İmrân Suresi 92. ayet) ayet-i kerimesi nazil olunca, Ebû Talha Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanına geldi ve şunları söyledi;
– Ya Resulullah! Cenâb-ı Hak sana “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, birre eremezsiniz” ayetini gönderdi. En sevdiğim malım Beyruhâ adlı bahçedir. Onu Allah rızâsı için sadaka ediyorum. Allah’dan onun sevabını ve ahiret azığı olmasını dilerim. Beyruhâ’yı Allah’ın sana göstereceği şekilde kullan, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– Ne mutlu sana! Kârlı ticaret işte budur! Seni duydum, Ebu Talha. Onu akrabalarına vermeni uygun görüyorum, dedi. Ebû Talha Efendimiz aleyhisselatü vesselam’a; Öyle yapayım ya Resulullah, dedi ve bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti. (Buhârî, Müslim)