Hani bazen konuşurken deriz ya “iki elin kanda da olsa gel”. Vallahi dün sabah bir yurt dışı programı için iki ayağımız bir pabuçta iken AK Parti İl Teşkilatı’nın değerli sevecen ve samimi davetleri üzerine Ahmet Sorgun Bey’in davetinde bir görünelim istedik. Ama 9’da başlayan toplantı tam tamına iki saat sürdü. Ahmet abi bir seferinde 9.35’te eline aldığı mikrofon ile tam tamına 10.14’e kadar konuştu. Sorulara verdiği cevap süresi ise hariç.
Hani davete icabet etmek lazım ama biz bu sefer davete icabet etmesek iyi imiş.
Şimdi bugün Konya’nın gündemini oluşturacak bu toplantının haber kısmını değil yorumları dahası kendimizce gördüklerimizin üstü kapalı kısa yorumlarını yapmaya çalışacağız.
AK PARTİ BU İŞİ İYİ YAPIYOR
Toplantının organizasyonundan sonlandırılmasına kadar her şey eksiz idi. Bu da bize bir kez daha gösterdi ki AK Parti İl Teşkilatı bu işi dört dörtlük yapıyor. Darısı diğer siyasi partilerimizin başına diyeceğimde hiç ümidim yok(!)
Bu vesile ile Sayın Başkan Musa Arat Bey’e ve toplantıda hemen sağ yanı başında yer alan Yusuf Uçar Bey’e teşekkür ederiz.
AHMET ABİM SİYASETTE
BÜYÜDÜKÇE BENİ YANILTMIYOR
Yıllardır İl Başkanlığı’ndan bile çok daha önce köşe yazılarımda Sayın Ahmet Sorgun abimizden söz ederken hep “Benim Derviş Ahmet Abim” derdim. Bunu böyle bilir böyle görür böyle inanır ve böyle yazardım. O zamanlarda birileri beni eleştirirdi. Öyle ki o insanları sevsem de eleştiriler bir kulağımdan girer bir kulağımdan çıkardı. Zaman içerisinde siyasetin benim Derviş abimi bizimde gönlümüzde “dervişlik hırkasını” çıkartıp “siyasetin ceketini” giymeye başladığını görmeye başlıyorduk.
Kabullenmek istemesem de iş o noktaya doğru gidiyordu.
Zaten son zamanlardaki bakışımızı Ahmet abimiz de biliyor siz değerli dikkatli okurlarımızda biliyor. Bana göre uzun bir aradan sonra dün sabah Ahmet abim ile tokalaşırken ikimizin de gözlerimiz birbirimize ne demek istediğini anlattı. Bu da bana yetti de arttı.
BU LAFLARI AHMET ABİDEN DUYDUM YA
Bizim yıllardır Ahmet abimiz ile yaptığımız sohbetlere girerken hal hatır faslında biz hep “Şeytan taşlıyoruz” derdik. Ahmet abimiz o günlerin gönül temizliği içerisinde kızarırdı. Bu benzetmenin bile Ahmet abimizi üzdüğünü görür bende üzülürdüm.
Sayın Başkan Yardımcımız Ahmet Sorgun abi dün toplantıya başlarken aynen şöyle diyordu
“Üç gün önce Hac’dan gelen bir dostumuz ile konuşurken siz üç gün şeytan taşlıyorsunuz biz burada her gün şeytanlarla uğraşıyoruz”…
İşte beni en çok rahatlatan cümlelerde bunlardı.
Artık benim Derviş Ahmet Abim her geçen gün kendisini geliştiren daha iyi, daha daha da iyi bir siyasetçi oluyordu.
FETÖ YİNE ANA KONU İDİ
Sayın Sorgun’un açıklamalarında FETÖ olayı ağırlıklı idi. Doğrusu bizlerinde bu konu ilgisi çekiyordu. Ahmet abimiz bu konuda da çok net konuştu. Önce milletten ve özellikle de gençlerden özür diledi. Ardından da “Sosyal medyadan istiyorlar diye, isimsiz ihbar mektupları yazıyorlar diye adaletsizliğe asla izin vermedik vermeyeceğiz de. Bu konuda AK Parti kendi içini zaten temizledi. Biz 17-25 Aralık’tan sonra üç seçim bir kongre yaptık. Tüm bunların ardından gözümüzden kaçanlar varsa onları da temizledik. Bizden bazı beklentileri olanlar dönüp önce kendilerine bakacaklar” diyordu.
VEKİLLER TAM KADRO HAZIRDI
İsterseniz biraz da toplantıya katılan A takımından söz edelim.
Ahmet Sorgun’un hemen yanı başında Tahir Akyürek ve Musa Arat vardı.
Vekillerimiz Ahmet Davutoğlu ve Hacı Ahmet Özdemir’in dışında tam kadro idiler. Ahmet Sorgun, Tahir Akyürek ve Musa Arat toplantının tam başlayacağı saat 9’da salona girmişlerdi.
Dr. Mustafa Baloğlu, vekillerimiz içerisinde özellikle sağlık konusunda partinin yükünü alan temiz, düzenli ve sistemli bir isim olmanın yanında güler yüzlülüğü ve sıcakkanlılığı ile dün yine sempatik vekillerin başında idi.
Hüsnüye Erdoğan Hanım zarifliği, zağır başlılığı ve Sille’nin kızı olmanın zekiliği içerisinde sessizce Tahir Başkan’ın yanında yerini almıştı.
Ziya Altunyaldız; tek kelime ile dört dörtlük, akıllı, zeki işinin ehli bir bürokrat olan vekilliğimiz siyasete de kısa sürede adapte olurken kendisine dikkat eden sportmen fiziği ve titiz giyimi ile yine tavizsizdi.
Muhammet Uğur Kaleli; bu toplumun bu milletin içinde iken başkan ve başarılı bir iş adamı kimliğine rağmen tertemiz bir çocuk yüreği ile çok farklı ve alışık olmadığımız bir portre çizen Uğur Başkan vekil de olsa yine aynı Uğur Kaleli idi.
Leyla Şahin Usta Hanımefendi pek ortaya çıkmayan sessiz ve sedasız görevini yapan yapısı ile dün toplantıda yine aynı görüntüyü veriyordu.
Prof. Mehmet Babaoğlu Hoca ile önce otelin otoparkında ayaküstü görüştük. Ser verip sır vermeyen yapısı ile kısa sohbette Konya’yı ve memleketin halinde anlaştık. Mehmet Hoca her zamanki Mehmet Hoca idi.
Dr. Abdullah Ağralı; parti içerisinde kendi kimliği ile Konya’dan daha çok partinin Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde çalışıp ağırlığını oraya veriyor. Sayın Ağralı da o bilindik ruh hali içerisindeydi.
Halil Etyemez; şu günlerde içerisinde bulunduğu kritik görev nedeni ile belki de vekillerin içerisinde en yorgun isimdi. Sendikacılıktan gelen ama siyasette de ince çalımlarla hep hedefine ulaşan Halil Başkan yine da heybetliydi.
Ömer Ünal; dünkü toplantının en hareketli vekiliydi. Adeta yerinde duramıyordu. Zaten sosyal medyayı da iyi takip eden vekilimiz kulakları ile toplantıyı takip ederken gözleri ve parmakları ile de çalışmalarını sürdürdü.
BELEDİYE BAŞKANLARI YOKTU
Bizim gibi diğer meslektaşlarımızın da aradığı ve göremediği dahası görmek istediği üç isim Uğur İbrahim Altay, Fatma Toru ve Mehmet Hançerli Başkanların yokluğunu biz hep kendi aramızda konuştuk. Çünkü bizden sonra bu kadro Belediye Başkanları ile basına kapalı önemli bir toplantıya girdi.
Elbette parti yönetiminin bir bildiği vardı ama dedik ya biz yerel basın olarak Başkanlarımızı sevdiğimiz için bu güzel tabloda eksik olmasın demiştik.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bazı insanlar yaralarını saklamaya çalışır. Bazıları ise göstermeye meraklıdırlar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Randevularımıza sadık kaldığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.