Uzun süredir beklenen AK Parti kongresi gerçekleşti. MKYK’da beklenen iki isim Leyla Şahin Usta ve Tahir Akyürek yer aldı. Ahmet Sorgun’un bu dönem için görev istemediği intibaını daha önce almıştım. Bu doğrultuda bir şekillenme oldu.
Konya için önemli temsiliyetlerden birini Başkan Uğur İbrahim Altay divan kurulunda yer alarak yaptı.
Açıkçası aylar önce AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na göz kırpan ismin Tahir Akyürek olduğunu hissettiren bir şeyler yazmıştım. Bu beklentim karşılık bulmadı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Merkez Yürütme Kurulunda büyük değişiklikler yapmadı. İlla Tahir Bey olsun falan demiyorum, mikro milliyetçilik derdinde de değilim. Lakin Seçim İşleri, Teşkilat ve Yerel Yönetimlerdeki isimler aynı kaldı. Yani Ankara İstanbul ve diğer şehirlerin kaybedilmesinin sorumluluğu kime kaldı şimdi?
Hatta eski İstanbul İl başkanı da MKYK’ya alınarak ödüllendirildiğine ve Binali Bey de 2. Adam olduğuna göre AK Parti İstanbul’u kimin yüzünden kaybetti?
Şimdi birçok kesimden tepki alacağım biliyorum. Fakat birilerinin bunları söylemesi lazım, dost görünüyorsak zaten üzerimize vacip hükmünde bu. ‘Elbet vardır bir bildikleri’ diyenler için artık aynı söylem yeterli değil diyorum.
AK Parti’ye gönül vermiş milyonlarca insan var. Halen umudunu yitirmemiş milyonlar var. Seçim kaybettirenleri ödüllendirmek ne anlama geliyor Allah aşkına? Koca AK Parti kadrolarında yetişmiş başka isim mi yok?
MERAM’IN 2. YILI
Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş yoğun katılımlı bir basın toplantısı ile hizmette olduğu 2 yılı değerlendirdi. Hafız olmasının verdiği insicam ile güçlü ve soluksuz bir sunum yaptı. 1,5 saat içinde 2 yılda yaptıklarını anlatmaya çalıştı.
Açıkçası bu dönem vatandaş için olduğu kadar belediyeler ve başkanlar için de zorlu geçti. Salgın kaynaklı doğru düzgün halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulanamıyorlar. Bu adamların işleri halkla ve en nihayetinde siyaset oya bağlı sistemle işliyor.
Vatandaşın gözü önünde olmazsanız gönlünde de olmanız oldukça zor. Sayın Kavuş bunu bildiği için ilk olarak belirli günlerde belediyede düzenlenen halk günlerini kaldırmış.
Evet, ilk etapta şaşkınlık oluşturabilir. Ama öyle değil. Başkan Kavuş belediye içinde olduğu sürece kendisini görmek isteyen her vatandaşa kapıyı açmış. Yani bir gün değil her günü halk günü ilan etmiş. Bu oldukça önemli.
‘Her gün ekmeğimi kendim alırım vatandaşın geçtiği yoldan geçer takıldığı çukura ben de takılırım’ diyor. Kısaca sıfatlara takılmadan yaşamaya çalıştığını özetliyor. Şu anki konumunun gelip geçici olduğunun idrakinde.
Toplantıda en çok dikkatimi çeken Meram kamu yatırımlarında en parlak dönemini yaşıyor sloganı idi. Özellikle not aldım. Zira bu Meram için neredeyse son 3-4 dönemde hep kanayan yara olmuştur. Bu dönem tam 445 milyon liralık kamu yatırımı alınmış. Çevre Şehircilik’ten İçişleri’ne Sağlık Bakanlığı’na kadar her bakanlıktan belirli bir bütçe kullanılmış. Bu uyum ve ikili ilişkilerin eseri.
Biliyorsunuz bazı muhalifler bunu eleştiriyor. Bense bağcı dövmek değil üzüm yeme derdindeyim. İkamet ettiğim ilçe olan Meram’a yatırım gelsin de gerisi sonra düşünülür. Kaldı ki gelen kamu yatırımları belediye bütçesini de rahatlatıyor farklı yatırımlar için yol açıyor.
Malum salgın döneminde büyük işler yapmak zor. Bu yüzden genelde sosyal destek temelli küçük dokunuşlarla daha rantabl hizmet yapma derdine düşülmüş. Yine notlarım arasında ‘ata tohumdan fide üretme’ projesini almışım. Gerçekten iyi düşünülmüş.
Mustafa Kavuş, uzun yıllar belediyecilikle uğraşan bir isim. Ticari tecrübesi de var. Meram’ın sınırlarını da şartlarını da biliyor. Bu yüzden mali anlamda ayaklarını yorgana göre uzattıklarının altını çiziyor. Bence şu anda Meram için doğru olan da bu. Popülizmden ne kadar uzak dururlarsa o kadar başarılı olurlar.