Fatma Toru hanımefendinin AK Parti’den Meram Belediye Başkanlığına aday gösterilmesini şehir son derece “normal” ve “hoşgörü” ile karşılarken bazı AK Partililerin Fatma Toru Hanım’a karşı olan tepkilerini anlamak mümkün değildi. O ilk anda kabaran öfke bugünlerde yavaş yavaş yerini sükûnete bırakmaya başladı. O ilk günlerde sürekli olarak Ankara’dan bir “müjde”nin geleceğine inananlar artık kendi hayal dünyalarından kurtulmaya başladılar.
CHP MERAM’DAN ŞOK KARAR
İşte tam bu noktada AK Parti Meram’ın tantanası bitti derken Perşembe günü CHP Meram’dan bir bomba geldi. Meğer CHP Meram Belediye Başkan adayı Latif Çağır 15 günün ardından başkan adaylığından alınmış ve yerine de aday olarak Ramazan Aydın’ı göstermiş. İl örgütünün kararıdır. Ya da Genel Merkez’in kararıdır. Nasıl Genel Başkan Erdoğan’ın aldığı karar nihai değişmez ve değiştirilemez bir karar ise, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun aldığı karar da kanun(!) hükmündedir. Bizim demokrasimizin nasıl bir demokrasi anlayışı olduğunu bilmeyenimiz var mı? Sonuçta CHP Meram’da aday oldum diye 15 gündür çalışan, seçim ofisini açan mahalle mahalle köy köy dolaşan, oda dernek ziyaretleri yapan hatta görevden alındığı öğrendiği gün bile TEMAD’ı ziyaret etmiş bulunan Latif Bey bir anda kendini taç çizgisinin dışında buluverir. Demokrasi anlayışımız, sözde demokratikleşmemiz yönündeki ümitlerimize limon suyu sıkan bu olay ve “non grata rotası” sonrası ben sadece Latif Bey, ailesi ve yakınları adına üzüldüm. Yeni Başkan adayı Ramazan Aydın Bey’e başarılar dileriz.
ÖMER ATİKER’İN YİĞİTLİĞİ
Atiker ailesinde ilk tanıdığım isim baba Mehmet Ali Atiker idi. Mehmet abimiz her ne kadar milletin kulağını ısırsa da Allah için benim hiç kulağımı ısırmadı. Durumu böyle görünce de içimden hep “Demek ki birilerinin kulağının ısırılması gerekiyor ki Mehmet Ali abi de ısırıyor” diyordum. Bu ailenin kimseye reklamını yapmadan, gösterişten uzak dahası “Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” sözüne uygun yardımlarının belki de yüzde birine zaman zaman tesadüfen şahit oluyordum. Ama bu şahit olduğum olayları başka ailelere örnek olması adına gündeme getirmeme ailenin hiçbir ferdi kesinlikle izin vermiyordu. İşte bu aşağıda yazacağım iki olayı arka arkaya yaşayınca aileden izinsiz fırça yeme adına bunları sizlerle paylaşmak istedim.
2010 yılında Kulu Tavşançalı’ya bağlı Ali Ağa Yaylası'nda boş bir binada kullanılmayan sanayi tipi buzdolabına oyun amaçlı giren 4 kardeş boğularak feci şekilde can vermişlerdi. Bu korkunç olay Türkiye gündemini sarsmıştı. Ve yıllar sonra öğreniyordum ki bu aileye Konya’dan bir, Cihanbeyli’den de bir aile olmak üzere 2 aile yardım elini uzatmıştı. Konya’dan bu aliye yardım eden tek isim baba Mehmet Ali Atiker idi.
İki gün önce Engelliler Gücü Spor Kulübü’nün iki yöneticisi ve bir yabancı oyuncusu geldi. Çay sohbeti sırasında Ganalı oyuncu bile yarım yamak Türkçesi ile “Ömer Atiker’den Allah razı olsun” diyordu. O an gözyaşlarıma hakim olamadım. Bunları yazdığım için Atiker ailesinden özür dilerim. Ama bu insanlar adına hepinize şükranlarımı sunuyorum.
SEYİT MEHMET BUGA DEDE,
AHMET BUGA DA BABA OLMUŞ
Şehir ekonomisinin, kültür ve eğitim dünyasının bir dönem fikir babalarından olan Seyit Mehmet Buga abimiz, oğlu Ahmet Buga’nın üçüncü evladı Yusuf’un dünyaya gelmesi ile bir kez daha dede olmuş. Biz de Buga ailesinin tüm fertlerini kutlarken, minik yavruya sağlıklı mutlu ve huzurlu bir ömür dileriz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Demokrasiyle yönetilen insanlar, her sıkıntılarını demokrasiden bilirler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Cafelerde yan masadaki insanları rahatsız edecek şekilde konuşmadığımız zaman ADAM oluruz