İnanın siyasetin, dedikodunun, fitnenin, fesatlığın, kara çalmanın böylesine ayyuka çıktığı bir ortamda siyasetten ne kadar uzak durabilirsek o gün o kadar kardayız demektir.
Şimdi siyasetten önce bir iki küçük konuya değinelim ve yine Ankara’dan Konya’ya, ya da Konya’dan Ankara siyaset köprüsündeki gelişmeleri duyumları ve görüntüleri kendi küçük dünyamızda değerlendirmeye çalışalım.
“DİMEDİ DİMEYİN
MİLLET GIRILIYOR…”
İki haftadır kiminle konuşsak ya kendileri ya da aileden birileri mutlaka hasta. İnşallah son kar yağışı ile belki bir miktar ortalığın mikrobu kırılmıştır. Ancak bu sefer de dondurucu soğuk ve ayaz başta çoluk çocuk yaşlılarımız olmak üzere pek çok insanımızı etkileyecek gibi. Aman ha dikkat diyelim. Dua edelim bu günlerde Allah yoksula, yokları çok olana ecir sabır güç kuvvet versin.
Zor gerçekten zor.
Başta Reis olmak üzere hükümet, dört bir yandan piyasaya can suyu akıtmak istiyor. İşsize iş bulabilmek adına kamuya on binlerce insan alınıyor. O on binler iş bulduk diye seviniyor. Haklılar ancak diğer yandaki milyonlardan o on binlerin maaşı bir şekilde çıkartılacak. Asgari ücret açıklanıyor. Gariban kesim 400 lira ile mutlu oluyor. Amma velakin bu kez de patron kısmı çöküyor. Çünkü iş 400 lira ile kalmıyormuş bir işçinin maliyeti patrona 3 bin 500 liraya mal oluyormuş. O zaman patron kısmı ne yapacak küçülmenin yani işçi çıkarmanın yoluna bakacak. İstemeye istemeye gönlü razı olmayarak önce can denilip cananlar kapı önü olacak. Alın size şimdi yeni nur topu gibi yeni bir sıkıntı daha.
Biz ekonomiden filan anlamayız ama bu işler nerede ne zaman noktalanacak millet olarak toplu halde yüzümüz nasıl gülecek sabırsızlıkla ve duayla bekliyoruz.
“KONYA’DA İTTİFAK NASIL OLACAK?”
Reis ile Devlet Bahçeli “ittifak” konusunda asla ama asla saç kılı kadar ayrılık gayrılık yaptırmadan yola devam ederlerken bu ittifak işi tabanda ne hikmetse bir türlü olmuyor. Bakın geçtiğimiz haftada Ak Parti İl Başkanı Sayın Hasan Angı ile MHP il Başkanı Sayın Murat Çiçek yaptıkları açıklamalar ile nerede ise siyasi tabir ile restleştiler.
Aslında kimse bu noktada dananın altında buzağı aramamalıydı.
Çünkü her iki başkan da belki bir yerde tabanın sesine kulak verdiler.
Net ifade edeyim samimi AK Partililer MHP ittifakından rahatsızlar. Rahatsızlar ama Reis’e inandıkları için kerhen, istemeye istemeye gidip falanca yerde MHP’ye mührü basacaklar.
MHP cenahı farklı mı?
MHP cenabı bu işten çok daha rahatsız ve hareketli.
Her iki parti içinde belli bir yaş grubunun üzerindeki insanlar olaya daha olumlu ve makul yaklaşmaya çalışsalar da tabanda, genç nesilde ve kadınlarımızda fanatiklik daha ön plana çıkıyor.
Sonuçta şuna inanıyorum ittifakta samimi olmayan taban pazar günü sandık başına gittiği zaman inanmasa da içine sindiremese de seve seve mührü basacak ve bir eşik daha aşılmış olacak.
MERAM MHP’NİN Mİ OLACAK?
Biz ittifakın Konya ayağına baktığımız zaman hayal gibi masal gibi senaryo gibi görünen bir konunun üzerindeki tozları almaya çalışalım mı?
AK Parti cenahında teşkilatın, milletvekillerinin, Başkan Altay’ın, Genel Merkez’in, üst kurulun kısaca Konya ve Ankara bütünlüğünde Meram konusundaki belirsizliğin hâlâ giderilememesi, AK Parti ve MHP’nin bazı Büyükşehir ve 100 bini aşan nüfusa sahip ilçeler üzerindeki çalışmalarında “Meram’da acaba bunun içinde mi?” Sorularını akla getiriyor.
Hep AK Parti cenahını yazacak değiliz değil mi?
Olaya MHP’nin penceresinden bakıldığı zaman Sayın Mustafa Kalaycı’nın da ittifak yapılmasını istediğini öğreniyoruz. Bu gayet doğal. Bahçeli’nin A takımından olan Kalaycı’dan başka bir şey mi bekliyordunuz. Ama Konya ayağını bire bir yaşayan ve gerçekten de olaya gövdesini koyan Sayın Başkan Çiçek’in ittifaktaki sıkıntıları da Genel Merkez’e aktırdığını biliyoruz. Ya da tahmin ediyoruz. Şu ilçe bu ilçe derken ister misiniz şimdi “Sizin Kızıl Elmanız Selçuklu; ama siz alın şu Meram’ı… Hem siz kurtulun hem de biz kurtulalım” denir mi?
Denirse bundan sonra da şaşırmamış oluruz değil mi?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sevdiklerinize uçmaları için kanatlar, geri dönebilmeleri için kökler verin. Ve de yanınızda kalmaları için nedenler…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Konulara, gelişmelere, yaşanılanlara ve yaşanmışlıklara sadece kendi penceremizden bakmamayı öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.