Bir insanın ömründe en güzel şey, bazı şeyleri yaşayarak görmek ve öğrenmek derler ya vallahi bu çok güzel bir hayat dersi bence. İnsan isterse bu söz üzerine kitap bile yazabilir. Demek ki çınarlık ömre sahip olan büyüklerimize bundan böyle daha büyük değer vermeliyiz onların kıymetini bilmeliyiz.
Bu siyasi değerlendirmeye geçmeden bir iki küçük yerel not ile başlayalım.
VALİ BEY’DEN ŞİVLİLİK İÇİN ÖZEL BİR TATİL İSTEYELİM Mİ?
Dün okullarda ders var mıydı yok muydu onu bilemem. Ama tek bildiğim dahası gördüğüm, okul kıyafetli minik, küçük, büyük öğrencilerin şivlilik için yollarda olmasıydı. Aynı şeyi görmüş olacak ki, Konyalı olmayan ama Konya’da yaşayan değerli hukukçu bir abim şöyle bir yorum yapıyordu “Uğur ağabey, şivlilik için Konya’ya özel bölgesel bir tatil isteyelim Vali Bey’den güzel olur diye düşünüyorum… Saygılar”
Yollarda deyince aklıma geldi, inşallah dün yollarda üzücü bir durum olmamıştır. Çünkü çocuklarımız sokaklarda caddelerde araçlara bakmaksızın öylesine yollara atlıyorlardı ki vallahi ben gazeteye gelinceye kadar korktum.
Bu arada şu lastik yakma ve mermi atma işine de bir çift söz etmek istiyorum.
Fener alayı tamam.
- alayı işi bizimde çocukluğumuzdan bu yana yaşaya gelen güzel bir geleneğimiz ama lastik yakma işini abarttık. Gece o lastik işini abarttığımız caddelerde ki havaya kafanızı kaldırıp bir baktınız mı? Zaten lastiğin yoğun yakıldığı bölgeler hava kirliliğinin yoğun olduğu semtler. Birde lastik yakarak kendi çocuklarımızı zehirledik. Hadi önümüzde reform var polis bazı şeylere göz yumdu. Ama bence sağ olursak Allah nasip eder de bu günleri bir daha görürsek polis bu lastik yakma işine bu kadar müsamaha etmesin derim. Çünkü yakılan lastiklerin bir kısmı da milletin çalınan lastikleri imiş (!).
Tabii tabanca tüfek sıkma işi de işin cılkını çıkartan geceye gölge düşüren diğer kötü bir davranış biçimimiz idi.
O JENARATÖR YAPILMIŞ
Geçen gün bir okurumuzun fotoğrafını çekerek bize gönderdiği devrilmek üzere olan jeneratör, hastane yetkililerimiz tarafından hemen sağlama alınmış. Biz zaten sağlıkçı insanlarımızın ne kadar hassas ve duyarlı olduklarını biliyor ve kendilerini de tanıyoruz. Hassasiyetlerinden dolayı da kendilerine bir kez daha teşekkür ederiz.
GELELİM MHP’NİN SON DELEGE DURUMUNA
Samimi bir itirafta bulunalım. AK Parti’nin dışında hiçbir siyasi parti ile şahsen ilgilenmemeye çalışıyorum.
Haaaa tabi yerel bazda.
Çünkü AK Parti dışındaki partilerin varsa vekilleri, teşkilatları gerçekten maddi ve manevi yönden zor nefes alıp veriyorlar dersem kimse bana kızmasın.
Durum böyle olunca biz bir de bu partilerin kendi iç durumlarına göz atalım diyecek olsak Allah sizi inandırsın durum daha da vahimleşiyor.
Mesela MHP diyelim. Ya da bugün MHP diyeceğiz.
Biz uzaktan saf saf, salakça MHP kongrelerine bakıp bir başkanlık için üç dört adayın olmasının MHP açısından iyi olduğunu sanıp şaşırıyorduk yaa. Gerçekten de saf ve salakmışız.
Sonradan neler neler öğrendik hiç sormayın. Zaten tüm öğrendiklerimizi de yazacak yürek bizde yok.
Yaralı kurt her zaman tehlikeli olur değil mi (!) ?
Birden fazla başkan adayı olmasını iktidarda olan MHP’liler, Bahçeli karşıtlarının bir çalışması olarak değerlendirmişlerdi.
Şimdi MHP’nin seçimlerini bitirip delegeleri filan netleşince Bahçeli’nin yanında yani Genel Merkezin yanında olmalarına rağmen dışlanan MHP’liler grubunun oluştuğunu öğrendik.
Hatta bize öyle bir iddia ulaştı ki hâlâ sosyal medya hesaplarında parti ve partinin lideri Bahçeli ile ilgili fotoğrafı olmayan buna karşın devletin üst kademelerinde bulunan isimlere ilişkin paylaşımlara ağırlık veren kişilerin MHP delegesi olduğu iddia edildi.
Bunlar iddia diyelim ama bakın şu isimlerin de delegelikten çıkartılmasına şaşırmadık değil hani.
Mesela rahmetli Türkeş’ten sonra hep Devlet Bahçeli’nin yanında duran ve hâlâ hiçbir muhalif ile hareket etmeyerek ısrarla Genel Merkezci olan pek çok eski il ve ilçe başkanı delegelikten çizilmişler.
“Yapma Uğur Özteke işkembeden atmak yok” diyenler için o zaman izninizle bir iki isim verelim. Eğer yanlış bilgi sahibi isek de yarın özür dileyerek hatamızı düzeltelim.
Mesela ben beni bildim bileli hiçbir zaman Genel Merkezin merkez noktasını terk etmeyen bir Halil Harman Bey çizilmiş. Ne bileyim Ali Yücel, Hilmi Torun, Sırrı Demirel, Oğuz Çiftçi, Bekir Karataş, Hüseyin Kurşunmaden, vekil adayı Mina Hanım…. gibi daha pek çok isim var…
Bu isimler hep teşkilatlarda başkanlık yapmış isimleri asla şaibelere karışmamış adam gibi adam ve alanlarında rüştlerini ispat etmiş isimlerdir.
Ne oldu da şimdi bu isimler MHP’den silindiler?
………………
Aman bizi tanımayan etmeyen MHP’liler, genç ülkücüler yanlış anlamasınlar. Biz kimseden hesap filan sormuyoruz. Sadece böylesine dava ile bütünleşmiş isimlerin partiden uzaklaştırılması ve AK partililikleri vatandaşlar tarafından tescilli olanların delege yazılmasının saf dava insanlarının kafasını karıştırdığını söylemek istiyoruz. Yani bu kesimin sesi olmaya çalışıyoruz.
Değilse 16 Nisan sonrası MHP cenahını da inşallah hep birlikte izleyeceğiz ve göreceğiz.
Onun için sakın bize erkenden kızmayın. Tam bu noktada da biz bazı AK Partililerin de partiye monte edilen ya da üye olan yeni MHP’lilerden artık eskisi kadar rahatsız olmamaları gerektiğini niye izah etmeye çalıştığımı böylece her iki tarafa da daha güzel anlatmak istedik sadece bu kadar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Gördüğünü herkes sever, sen onda kimsenin görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; ten'e değil, kalbe dokunacaksın.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çocuklarımıza ışıklarda ya da ışıkların olmadığı yerlerde karşıdan karşıya geçerken iyi örnek olduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.