AK Parti İl Kongresi’yle ilgili kulislerden derlediklerimizi yazmayı sürdüreceğiz, ancak öncelikle şunu belirtelim ki parti teşkilatlarında görev almış, çalışmış, ismini duyurmuş herkesin en doğal hakkıdır aday olmayı istemek.
Dün zikrettiğimiz isimler içinde bizzat tanıdıklarımız da var, sadece ismen bildiklerimiz de.
Aramızın iyi olduğu kişiler de bulunmakta, aramızın nasıl olduğunu benim de bilmediğim kişiler de var.
Bu yazdıklarım bugünkü ilk ihtiraz kaydım.
Bugün dile getireceğim ikinci ihtiraz kaydım ise şu: Ahmet Sorgun eğer milletvekilliğine adaylığı düşünüp il başkanlığına tekrar aday olmazsa… İşte tam o zaman bu kulislerde konuşulanlarla ilgili kati kanaatimizi ifade ederiz.
Peki Ahmet abi vekilliği değil de il başkanlığını tekrar düşünürse…
Bu şıkkı ve profili yüksek diğer adayları Pazartesi yazacağım inşallah.
Geçen hafta bu hafta konuyla ilgili yazdıklarımızı bu ihtiraz kayıtlarının işareti altında okunması faydalı olacaktır.
Bunları niye yazıyorum?
Şundan: İsmini açıklamayacağım bir vekilimiz (çünkü kavga ve çatışma ortamlarında isminin geçmemesi için çokça uğraşan bir vekilimiz) dün ısrarla aradı beni ve yazdıklarım üstüne kısa da olsa kendi değerlendirmesini söyledi.
Yazdıklarımın her anlama gelebilecek olmamasına bilhassa dikkat ettiğim için vekilimizin değerlendirmelerini önemsedim ve yazarken göz önünde tuttuğum, lakin yazım esnasında açıkça ifade etme gereği duymadığım yukarıdaki ihtiraz kayıtlarını açıkça yazma zorunluluğunu hissettim.
Biz iki-üç gün boyunca bu kulislerle uğraşırken diğer yanda yazılması muhakkak gereken başka bazı konular da birikti.
Bugün bu konuları yazmak istiyorum.
DEVLET YURTLARI KAPANINCA…
Sözgelimi Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun Konya’daki üç yurdunun binasını değiştirme kararı alması sonucu bu yurtların kapanmasının oluşturduğu boşluk doldurulamadı henüz.
Devlet yurtlarında kalmak isteyen öğrencileri devletin başka “bazı” yurtlara mecbur bırakması doğru değil.
Hele bu yurtlardan önemli bir kısmının “malum yapı”ya ait olduğu iddia edilirken KYK’nın Aralık’a kadar öğrencilere “İdare edin” demesine anlam veremedim.
Konyalı siyasilerin birbirleri üzerinde güç denemesi yapmak yerine bu tür sorunlarla ilgilenmeleri daha doğru olur. Düşüncemiz bu.
OKUL MÜDÜRLERİNE BASKI MI VAR?
Diğer yandan Milli Eğitim’le ilgili öyle şeyler duyuyoruz ki.
AK Parti Yönetim Kurulu Üyesi bir kişi (ismi bizde mevcut) okul müdürlerini baskı altında tutuyormuş.
Bazı okul müdürleri öyle olmadıkları gayet iyi bilindiği halde “paralel” denerek sürülmek isteniyormuş.
Bu konuyu daha detaylıca araştıracağız elbette.
Ama şimdiden hatırlatalım.
Yapılanlar, eğer böyleyse, asla şık ve doğru değil.