Seçimler yaklaştı, partiler son çalışmalarını yapıyor. Parti yönetimi ve adaylar hızla ve gayretle vatandaş yükleniyor. Görülen o ki, AK Parti ülkede ve Konya’da birinci parti ve tek başına iktidar.
Seçimler partileri ayakta kalma yarışlarıdır. Her parti çalışma stratejisini kendisi belirler ve bu strateji yörelere göre de değişir.
Strateji belirleme yöreden yöreye değiştiği gibi adaydan adaya da değişebilir. Özellikle seçim döneminde bir adayın yapacağı bir hata tüm partiye mal edilir ve telafisi de zordur.
Seçim dönemleri aynı zamanda adaylar için eğitim (alıştırma) ve siyasete hazırlama dönemleridir. Adaylar genel siyasete hazırlanırken aynı zamanda propaganda tekniğini ve parti içi disiplini de öğrenirler.
Adayların geçmişi ve kariyeri ne olursa olsun, disiplin gereği koro halinde ve hep aynı şeyleri söylemeye alıştırılırlar. Bunda adaylar için yadırganacak bir şey yoktur.
***
Ak Parti milletvekili adaylarının tamamı olmasa da bir kısmını tanıyorum. Elbette en iyi tanıdığım Prof. Dr. Babaoğlu, ardından Kaleli ve en son da Rüveyda Gülseren Işık Hanımefendi oldu.
4 Mayıs, 2015 tarihli partileri ve adayları değerlendirdiğim “Konya da Partilerin Seçim Stratejileri-2” yazımın bir bölümünde; “Üzerinde şimdiden dedikodu yapılan Gülseren Hanım, sağlam bir aileden, meslektaşımız, dostumuz Prof. Dr. Erol Kozak Bey’in kızı. Gülseren Hanım’ı çocukluğundan tanıyanlar oldukça zeki, çalışkan ve akıllı olarak niteliyor” demiştim.
O günlerde Rüveyda Gülseren Hanım hakkında ileri geri yazılar yazılmıştı ve ben de yukarıdaki değerlendirmeleri yapmıştım. O sırada kızımızın babası Erol Kozak Hocamı aramış, adayımız ile tanışma istediğimi bildirmiştim. O da adayımıza sormuş olacak ki, sonradan beni aramış ancak benim de yoğunluğum sebebiyle bir türlü bir araya gelememiştik.
Nihayet, dün akşam Hocamla ve Gülseren Hanımla aile ortamında bir araya geldik. Bunun en önemli sebebi gayet iyi tanıdığım meslektaşım olan babası Kozak hocam, ikincisi Gülseren Hanım’ın sosyolog olan kızım Z. Feyza ve Damadım Mücahit ile Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaş olmalarıdır. Bunu yeni öğrendim ve Gülseren Hanım gıyaben beni zaten tanıyormuş.
R. Gülseren Hanım, Boğaziçi Üniversitesi mezunu, toplumumuzun en çok ihtiyaç duyduğu iki dalda (sosyoloji ve psikoloji) doktora yapmış. Son derecede güler yüzlü, güzel ve dengeli konuşan pırıl pırıl bu Hanımefendiyi oldukça heyecanlı gördüm.
Gülseren hanımla hiçbir siyasi mülahazaya girmeden karşılıklı sohbet ettik. Sevgili oğlu yakışıklı Şamil ve güzeller güzeli kızı Cankat ile de tanıştık.
Benim Ak Parti teşkilatına çağrım şudur. Parti disiplini çerçevesinde mümkün olduğunca tüm adaylarımızla gazetemde karşılıklı söyleşi yapmak isterim.
Bu teklifimi Konya’daki diğer partiler için de yapıyorum. Buyursunlar gelsinler, emretsinler geleyim.
En çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde hiçbir art niyet olmadan, nezaketli, akıllı-fikirli-mantıklı, saygılı, ülke ve bölge yararına tartışmalı bir siyaset ortamı dileğiyle;
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.