AK Parti Karatay ve Meram’da Kongreler yapıldı. Bakan Murat Kurum, tıpkı Selçuklu’da olduğu gibi büyük ilçe kongrelerine katılma geleneğini devam ettirdi.
Mevcut başkanlar, Karatay İlçe Başkanı Mehmet Genç ve Meram İlçe Başkanı Mustafa Dolular ile yola devam dedi AK Parti…
Malum son seçimlerde her iki başkan da rekor oylarla ilçelerini kazandırmıştı. Bir değişim beklemek yersiz olurdu. Yönetim kurulu üye listelerini incelediğimde her iki ilçe başkanın da aşağı yukarı 3’te 1 oranında yenileme yaptıklarını fark ettim. Normaldir. Yorulanlar değiştirilir.
AK Parti’de artık herkes il kongresine kilitlenmiş durumda. İlçeler neredeyse tamamlandı. Merak ediliyor olabilir. Bir sürpriz beklentimiz yok. Mevcut Başkan Hasan Angı ile yola devam edilecek. Sırf isimlerimiz anılsın diye birkaç aday çıkar mı? Elbette olabilir. Demokratik ortam canı isteyen çıkıp aday olabilir.
ERKEN SEÇİM KAPIDA MI?
Türkiye üzerinde tıpkı Rahip Brunson krizinde olduğu gibi bir oyun dönüyor. Dış politikada çok ciddi zorlamalar ile karşı karşıyayız. 2018 yılı Ağustos ayında sırf bu yüzden dolar kurunda 5 liralardan 7 lirayı aşan rakamlar görmüştük.
Pandemi döneminde 6 lira bandını yukarıya çıkarak uzun süre psikolojik eşik olarak 7 lirayı zorlayan dolar kuru bugünlerde 8 liraya göz kırpıyor. Kurun dengesizce yükseldiği günlerde, Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya hesabında yapılan ‘Kardeşlerim biz rükuda Allah’ın huzurunda eğiliriz, başka hiçbir gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz bunu böyle bilesiniz.’ Paylaşımı oldukça manidardır.
Kurun bu şekilde tavan yaptığı bir zaman diliminde eş zamanlı olarak; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Bahçeli’ye erken seçim çağrısı yaptı. Partilerinin il kongresini yapan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da artık ülkenin yönetilemediği minvalinde cümleler kurdu. Erken seçime kapı araladılar.
Sürekli azınlıkta olduklarını söyleyip çoğunluktakilerden daha çok sesi çıkan hükümet muhalifi yayınlar da hep bir ağızdan ‘Türkiye’de erken seçim olur mu?’ tartışmasının fitilini ateşlediler.
Mesele yönetilememe değil.
Türkiye’de bir ekonomik dar boğaz olduğu doğrudur. Kura bağlı bazı kalemlerin arttığı ve bunun enflasyonu gördüğümüzden çok daha yukarılara taşıdığını da fark ediyoruz.
Tüm dünyada var olan pandemi krizinin bir tezahürü olarak algıladığımız bu durum, seçim hastası olmuş bir toplumda erken seçim yapmak için yeterli argüman değildir.
Öyleyse neden erken seçim çığlıkları başladı? Anlatalım.
Cumhurbaşkanı süresinde seçime giderse veya kendisi seçim kararı alırsa yeniden aday olamayacağı dillendiriliyor. (Sanırım bu tartışma bizi yeni bir 367 krizine sürükleyecek.) Eğer meclis seçim kararı alırsa yeniden aday olmasında bir sorun yok. Lakin Cumhur İttifakının oyları bu kararı almaya yetmiyor.
Tam bu raddede gelen erken seçim cümlelerinin altı boş değil. Yapılan anketlerde ne mecliste ne de başkanlıkta Cumhur İttifakı yeterli oyu alamıyor. İYİ Parti’ye yapılan çağrılara da olumlu bir yanıt gelmedi. Seçim havası oluşmadan yapılan anketlere çok fazla güvenilmeyeceğini söylemem gerek.
İktidar Ayasofya ve Karadeniz gazı olmak üzere iki önemli hamle yaptı. Gazın devamı gelirse mutlaka semeresi farklı olabilir.
İktidar erken seçim yok diyor. Muhalefet erken seçime davet ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kavgasız gürültüsüz aday olması için meclis kararı ile seçim kararı alınması şart görünüyor.
Peki bu durumda Cumhurbaşkanı ne yapacak?
ERDOĞAN PEYGAMBER DEĞİL Kİ
Bizim cenah yıllarca Mustafa Kemal Atatürk’ü ilahlaştıran zihniyetle kavga etti. Zira Atatürk de sizler bizler gibi bir insandı. Tarihin ona verdiği fırsatı en iyi şekilde kullandı ve vatan müdafaasında etkin rol oynadı. Anadolu’nun vefalı yiğitleriyle bir araya gelerek önderlik yaptı.
Bugün onu tabu haline getiren Kemalistler, aslında Atatürk’e en çok zararı olanlardır.
Muhafazakâr kitle ile CHP’nin yakınlaşamamasının temel nedeni Kemalistlerdir.
Maalesef muhafazakâr toplumun en çok kızdığı şeyi, yine onların içlerindeki bazı işgüzarlar yapıyor. Hiç şüphesiz ki her ölümlü gibi Recep Tayyip Erdoğan da bir fanidir. Kemalistlerin Atatürk’e yaptığını bugün Erdoğan’a yapmak en büyük kötülüktür. Bunları somut örnekler ile açabilirim lakin niyetim polemik değil.
Gelelim sorduğumuz sorunun cevabına. Cumhurbaşkanı Erdoğan feraset sahibi bir insandır. Bugüne kadar millet istediği için o koltukta oturdu ve cihana kafa tuttu. Millet devam et derse hiç kimse önünde duramaz 2023 ya da öncesi fark etmez.
Milletin alternatif aradığını hissederse de gerekeni yapacaktır. Seçimle geldi, yıllarca vesayet odakları ile kavga etti. Bilmediğimiz ya da sonradan öğreneceğimiz birçok darbe teşebbüsüne maruz kaldı. Şimdi bugünün şartları ile değerlendirme yapmak anlamsız kalır.
KARATAY TERMAL KIRILMA NOKTASI
Bugün sizlere çok geniş bir termal turizm yazısı yazmayı planlıyordum. Siyaset galebe çaldı. Yazının sonuna yaklaşıyoruz. Başka zamana artık. Özet ifadeler kullanayım.
Karatay Belediyesi Termal Tatil Köyü’nü yeniden canlandırmakla şu ortamda harika bir atılım yaptı. Afyon’un bu konuda nasıl geliştiğine şahidiz. Elbette İsmil özelinde Karatay da bu pastadan nasibini alabilir. Bu yatırım tam bir kırılma noktası, eğer doğru ellerde şekillenirse amacına ulaşır.
Alana ileride yapılacak 5 yıldızlı konsept bir otel yatırımı ile çeşitlilik daha da artırılabilir. Yeni sondaj çalışmalarını yapıldığını birkaç derece daha sıcak suya ulaşılması ile bu alanda jeotermal seracılık faaliyetlerinin de Başkan Hasan Kılca’nın kafasındaki önemli projeler arasında olduğunu biliyoruz.