Dün haber sitelerinde yayınlanan bir video kaydı, mezhep çatışmalarının ne kadar vahşi boyutlara ulaştığını bizlere göstermiş oldu. İslami adı altında kurulmuş örgütler nasıl vahşet işliyor hayretle izledim. Mezhep çatışmalarının bir an önce sona ermesi gerektiğini ve ne aciliyetle ele alınması gereken bir konu olduğunu bana da hatırlatmış oldu..
Dünyada ve islam aleminde akan kanın başlıca sebeplerinden biri Müslümanlar arasındaki ayrılıklardır. Kuran’da ‘Müslümanların birbirlerinin kardeşleri oldukları’ bildirilirken, bazı Müslümanlar bu ahlaktan uzaklaştılar ve birbirlerini düşman olarak görmeye başladılar. Gerçek İslam ile hiçbir şekilde uyuşmayan bu batıl inançları nedeniyle de birbirlerini öldürmeyi ve kardeş kanı dökmeyi dahi makul görecek bir duruma geldiler.
Şu an Müslümanlar arasında yaşanan bu ayrılıklar ve çatışmalar çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Öbür yandan da, dünyanın bir çok yerinde Müslümanlara yöneltilen saldırılar da çok şiddetli. Ancak Kuran ahlakına uyulduğu zaman, her iki mühim sorunu da çözebilmek mümkün .
İslam ülkeleri kendi aralarındaki çekişmelere son verip birleştikleri zaman, dünyanın dört bir yanında Müslümanlara yapılan zulümler ve katliamlar hemen sona erdirilebilir.Bu birliğe üye olan devletler kendi bağımsızlıklarını ve ulusal sınırlarını muhafaza ederken, ortak bir İslam kültürü çatısı altında birleşebilir ve bu bağlamda ortak bir siyaset geliştirebilirler. Ancak bugün mezhep çatışmaları sebebiyle, Müslümanlar bölünmüş durumda ve bir çok ülke yapılan zulmü bir köşeden, ses çıkarmadan izliyor.
Müslümanların Kutsal Kitabı Kuran-ı Kerim’dir ve Allah, haram ve helal olarak belirlediği her şeyi Kuran ile bizlere bildirmiştir. Allah ayetlerde ‘Müslümanların kardeşler olduklarını’ ve kardeşler arasında herhangi bir kavga ya da gerginlik yaşanmasının, Kuran'da anlatılan Müslüman ahlakına uygun olmadığını belirtmiştir.
İslam aleminin refahı, huzuru, mutluluğu ve iyiliği için gereken Kuran’da bildirilen “birlik ve beraberlik” ruhunun yaşanmasıdır. Allah Kuran'da aksi bir durumda Müslümanların ‘güçlerini kaybedeceklerini’ bildirmiştir:
Allah'a ve Resulü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
İslam dünyasında kimi kesimlerde, yaşanan sorunlar dolayısıyla çoğu zaman Batı’yı suçlama eğilimi görülür. Ama aslında asıl suçlanması gereken, ihtilaf tuzağından bir türlü kurtulamayan İslam dünyasıdır.
İslam dünyasının kendi içinde bir ittifak sağlayamaması halinde ise, Allah bizi, bu topraklar üzerinde büyük bir fitne ve kargaşa olacağına dair uyarmıştır:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
İslam dünyasının farklı cemaatleri, farklı mezhepleri ve farklı toplulukları arasında herhangi bir çatışmaya izin verilmeden Kuran ahlakında buluşturulmaya çalışılmalıdır. Müslümanlar artık birleşmelidir. Bu birlik vesilesiyle İslam’ın güzelliği ve bereketi tüm bölgeye hatta tüm dünyaya yayılacaktır. Böyle güçlü bir manevi birlik hem ülkelerin iç sorunlarına en isabetli çözümleri getirecek hem de diğer devletlerin Müslüman ülkelerin iç işlerine müdahale etmesinin önüne geçecektir. Bu birlik ile, mezhep ve cemaat catışmaları ve iç savaşlar sebebiyle giderek artan kargaşa ortamı da sona erecektir.
Müslümanlar Kur'ana göre kardeş olduklarını; ırk, dil, millet ya da mezhep gibi unsurların üstün sağlamayacağını, üstünlüğün takvada olduğunu asla unutmamalıdırlar. İslam dünyasındaki bu farklılıklar, Müslümanların arasında ayrılıklara ve çekişmelere dönüştürülmemeli, aksine bir güzellik ve zenginlik olarak görülmelidir.
Müslümanların birlik olması, dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslümanların kurtuluşu için tek yoldur. Bu birlik oluşturulmadığı her an ise, İslam dünyasının parçalanmaktan kurtulmasının mümkün olmayacağı unutulmamalıdır. Tek Çözüm İslam Birliğidir.