Siyasi partiler bir ihtiyaçtan ve siyasi boşluktan doğmuyorsa başarı şansı hiç yoktur. Kurulurlar, tabela asarlar, resmi anlamda vardırlar ve sonunda sessizce kapanırlar.
Kürtlerin haklarını koruduğunu söyleyerek kurulan, bugünkü adıyla HDP’yi bu tanımlamanın dışında tutmak gerek. Çünkü bu parti bir ihtiyaçtan dolayı kurulmadı. Bir siyasi boşluğu da doldurmuş değil. Çok uluslu dış güçlerin taşeronluğuna soyunan terör örgütü, bölge insanına korku salarak siyasi aktörlük yapmaktadır. Aslına bakılırsa yapılan şey siyaset de değildir. Devletin bölgedeki gücü hissedilmeye başladıktan sonra oy oranının düşmesi de bunun ispatıdır.
15 Temmuz’dan önce “Yurtta Sulh Konseyi’nden” bahseden, “Altı ay sonra Başbakan olacağım” diyen Meral Akşener şimdilerde parti kurma çalışmaları içinde.
Yukarıdaki tanımlamalar ışığında kendimize soralım.
-Bu kurulacak parti bir ihtiyaçtan dolayı mı kurulmak isteniyor?
-Ülkemizde yeni bir parti kurulması için oluşan siyasi bir boşluk mu var?
Bu sorulara olumlu cevap vermek mümkün değil. Meral Akşener ve MHP’de kazan kaldıranlar amaçlarına ulaşamadıkları için böyle bir parti kurmak istiyorlar ve bir anlamda rövanş alacaklar. Derinlemesine bir analiz yapmadan hemen söyleyelim. Bu partinin başarı şansı yoktur. Neden analize gerek duymadık derseniz, siyasi tarihimizde örneği çoktur.
Bu denemeyi Tuğrul Türkeş de yaptı.
Aydınlık Türkiye Partisi hangi başarıya imza attı?
Abdüllatif Şener’in attığı taş ürküttüğü kurbağaya değdi mi? Türkiye Partisi ile kaç oy alabildi?
Daha önceleri Medya Patronu Cem Uzan Genç Parti ile ancak % 7 oy alabildi. Her şeye rağmen bu yine de bir başarı idi. Sonuç: Hüsran!
CHP’den radikal bir çıkışla ayrılan Emine Ülker Tarhan kurduğu Anadolu Partisi ile Türkiye genelinde toplam 26 bin oy alabilmiş.
Hala varlığını devam ettiren ve seçimlerde yüzdelik dilimlere bile girmeyen yığınla tabela partisi var.
Asgari ücreti 5 bin lira yapmayı vaat eden Haydar Baş’ın oy oranı % 0.18.
Şimdi Meral Akşener şapkasını önüne koysun ve düşünsün.
Önünde bunca örnek varken başarı ummak ya siyaset bilmemektir, ya da hayal dünyasında yaşamaktır. Ama diyorsa ki; “Yurtta Sulh Konseyi bana destek verecek, beni başbakan yapacak” onu da zaman gösterecek.
Hatırlatmakta fayda var.
Yurtta Sulh Konseyi üyeleri elleri kelepçeli hakime ifade veriyorlar.
Bizim halkımız çok akıllıdır, çok feraset sahibidir. Yaş tahtaya basmaz.