Kadın sürücülerin trafikte zorbalığa uğraması an meselesi. Beğenilmeyen ilk sürücü hatasından ‘Kesin bu kadın sürücüdür’ cümlesini çevremizden duyarız. Hız sınırına uyuyorsan, kurallar konusunda hassas davranıyorsan ‘Al işte bir kadın sürücü daha’ yaftasını alenen yiyorsunuz.
Üstelik bu yaftaları arkamızdan değil yüzümüze yüzümüze yapıyorlar. Sanki trafik erkeklere ait bir saha ve kadınlar burayı işgal etmiş.
Elbette kadın sürücülerin erkeklere göre hata oranları fazla olabilir. Dönüp bir konunun temeline baktığımızda ise küçük yaşta erkek çocuğuna hak bilinerek 18 yaşından önce öğretilen arabalar, 18 yaşına girdiği ilk gün yazdırılan ehliyet kursları…
Kadın sürücülerin araba kullanma şekilleri her gün eleştirilmeye devam ederken küçümsemeler, aşağılayıcı tarzda kadının trafikte yeri yok imaları günden güne artmaya devam ediyor.
Kadınlara yönelik yapılan bu karalama politikası ülkemizde olmasa da Fransa’da tersine döndü.
Fransa’da trafik kazalarında hayatını kaybeden veya yaralananların haklarını savunan, “Victimes et Citoyens” (Kurbanlar ve Vatandaşlar) Derneği, “Kadın Gibi Sür” adlı bir kampanyasını başlattı.
Erkeklerin daha iyi sürücü olduğuna dair süregelen ‘kadın düşmanı’ algıyla mücadele etmek isteyen dernek, “Bu önyargılı düşüncenin hiçbir temeli olmadığını görmek için rakamlara bakmanız yeterli” diyerek karayollarında meydana gelen ölümcül kazaların yüzde 84’üne erkeklerin neden olduğunu belirtti. Başkent Paris’te metro koridorlarında ve internette yürütülen kampanyanın amacının “erkek sürücüler arasında farkındalık yaratmak, zihniyette ve dolayısıyla davranışta bir değişiklik meydana getirmek” olduğu belirtildi.
Ülkemizde olsa olsa bir on yıl sonra kadın sürücüler kendisini dışlanmamış hissedebilir. Bu kampanya ülkemizde olsa tutar mı? Kadınlarımız ve eşitlikçi erkeklerimiz buna destek çıkar mı bilemiyorum. Çünkü bazı durumlar sömürülen tarafında kabullenmesi ile kendisine yaşantıda yer ediyor.
Umarım kampanya bir gün ülkemizde de yer bulur…