Geçen hafta kendi sahasında oynadığı karşılaşmada ligin yeni ekiplerinden Balıkesirspor’u zorlanmadan geçen Konyaspor, belki de gücünü test edeceği ilk karşılaşma olan Sivasspor mücadelesine Mesut Bakkal’ın “hücum oynayan iki ekibin mücadelesi olacak” açıklamasına karşın önce yenilmemek için çıktı. Maç içinde zaman zaman kalbimizi sıkıştıran pozisyonlar olsa da neticede istenen alındı diyebiliriz.
Sezon başından bu yana sakatlıklar nedeniyle hiç bir karşılaşmaya tam kadro çıkamayan Konyaspor, bu hafta da maç öncesi sakatlanan Rangelov’un kadrodan çıkartılmasıyla genç bir yedek kulübesiyle Sivasspor mücadelesine başladı. Milli maçta sakatlanan ancak hızlı bir tedavi süreci ile sahalara dönen Marica vasıtasıyla önde top tutmaya çalışan ancak oyunun genelinde topun gerisinde kalarak rakibi bekleyen bir yapıda mücadeleye başlayan Konyaspor, tabir-i caizse ilk 10 dakikada herkesin içini kararttı. 10. dakikadan sonra özellikle Marica ile rakip sahada fauller kazanan Konyaspor, oyunu tamamen Sivasspor yarı sahasına yıktı. Kazanılan serbest vuruşlardan birinde üstat Torje topu çatalın da çatalına nişanlayınca ilk yarı başladığı gibi 0-0 bitti. Karşılaşmanın ikinci yarısında maça daha istekli başlayan Sivasspor’lu futbolcular, sağdan ve soldan yaptıkları ortalarla Vukovic ve Selim’e fazla mesai yaptırdılar. Ligin savunma beklerini en iyi kullanan 2-3 takımından biri olan Sivasspor, bu özelliği sayesinde ikinci yarının tamamında oyunu kendi sahamızda kabullenmemize neden oldu. Futbol artık çok değişti, takımdaki herkesin ciddi anlamda mücadele etmesi ve oyunun içinde olması gerekiyor. Bu anlamda Cicinho ve Ziya gerçekten de modern futbolun tüm gereklerini yerine getirdiler. Ancak Sivasspor’un hücum hattında oynayan Batuhan, Aatif ve Burhan üçlüsünün formsuz olması nedeniyle bu baskıdan netice alamadılar ve karşılaşma da başladığı gibi golsüz neticelendi.
Pazar günü oynanan karşılaşma tam manasıyla taktik savaşı şeklinde geçti. Benzer profilde olan Konyaspor ve Sivasspor öncelikle rakibin etkili hücum ayaklarını yok etmeye endeksli olarak kurdular oyun planlarını. Bunda da başarılı olduklarını hem skor hem de üretilen pozisyon sayısı olarak görüyoruz. Bence ligimizin en iyi hücum hattına sahip 3 takımından 2 si olan Konyaspor ve Sivasspor savunmalarının üstün performans göstermesi de ligin zirvesine bir mesajdır diye düşünüyorum. Mesut Bakkal maç öncesi her ne kadar oyun planlarını hücum üzerine kurduklarını belirtse de ilk düşüncesi bu deplasmandan 1 puan alarak Konya’ya dönmekti. İzleyen bizler için oldukça sıkıcı bir maç olsa da bu tip deplasmanlarda oyunu kilitleyebilmek de bir hünerdir. Mehmet Uslu ve Ali Turan karşılaşma boyunca Cicinho ve Ziya’nın hücuma verdiği destek kadar destek verebilmiş olsaydı çok farklı bir karşılaşma izleyebilirdik. Ancak sanıyorum taktik gereği bu oyuncularımız oyunun büyük bölümünde savunmada kalmayı tercih ettiler. Geçen haftanın yıldızı Torje bile birçok pozisyonda savunmaya yardım etti. Bunda Sivasspor’un kadrosunda geçen yılın gol kralı Aatif Chahechouhe ve Burhan Eşer’i barındırmasının etkisi büyüktü. Sivasspor cephesi de gol aradığı dakikalarda bile savunmasını orta alana hiç yaklaştırmayınca pozisyon da gol de izleyemedik.
Öncelikle bu zorlu satranç mücadelesini kaybetmeden bitiren Mesut Bakkal ve oyuncularımızı kutluyorum. Bundan sonraki haftalarda bazı karşılaşmalarda bu tarz oyunlar göreceğiz. Ancak taraftarımızın içi rahat olsun ligin genelinde hücum eden, rakibi ısıran bir takım göreceğimizden de kuşkum yok. Hücum hattında hem rakibi eksilten hem de dikine oynayarak takımı hücuma kaldıran bir oyuncu olan Djalma’nın da takıma girmesiyle Konyaspor’un çok daha efektif bir futbol oynayacağına inancım sonsuz. Teknik heyetimizden tek isteğim maçın gidişatı ne olursa olsun, skoru koruma anlayışıyla yaslanmayalım, kapanmayalım. Çünkü bunu hiç ama hiç beceremiyoruz...