Düşünce hayatımızın cins kafalarından biri de Alev Alatlı’dır. Ayrıca bugünden itibaren başladığım “okunacak yazarlar” seri yazılarımın ilk konuğu da o. Okunacak yazarlar da neyin nesi kimin fesi derseniz, yayınlanmış ve yayınlanacak binlerce kitap içinde bir yol haritasına yardımcı olma gayesiyle seçtiğim yazarlardan, önemlerinden ve eserlerinden bahsedeceğim kısa kısa. Umarım faydalı olur…
Üniversiteyi Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi-İstatistik bölümünde bitiren, yüksek lisansını Amerika'da yapan Alatlı, bu ülke için sık sık ikazlarda bulunur, iç yüzlerini anlatır aşağıda bahsedeceğim bazı kitaplarında.
İsterseniz eserlerine geçelim. Romanlarla başlayayım. "Yaseminler Tüter mi Hala?" basılan ilk romanı. Kitapta; Eleni olarak doğan, Naciye'ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra Eski Hisar göçmeni bir Anadolu Rum'u ile evlenen bir kadının yakın hikâyesidir.
Bir yıl sonra ikinci kitabı, "İşkenceci" geldi. Bunda da "şiddet"i ve "işkence"yi irdeler- Türkiye toplumunun şiddete yatkınlığına işaret eder. Alatlı bu eserden sonra Türkiye Psikolojisi de denilebilecek eserler yayınlamaya başlar. Bu bağlamda "Or'da Kimse Var mı?" adlı dört ciltlik kitabını yayımladı.
Alatlı kendisiyle yapılan bir söyleşide bu seri romanları hakkında şunları söylemiş: "Or'da kimse var mı? Benim sorduğum bir soruydu. Bu düşündüklerimi sadece ben mi düşünüyorum diye bir soru. Gördük ki, hayır, kitap 1992'de basıldı, o zamandan beri her yıl sessiz sedasız yeni bir baskı yapıyor. Or'da ne çok insan varmış, meğer!”
Dörtlü, 1970-1990 arası Türk ruhunun cenklerini anlatır - sosyalizmle, sosyal demokrasiyle, ülkücülükle, İslâmiyetle, Kürtçülükle cenklerini. Bu arada da trajik bir kadın, Günay Rodoplu, kimselere dert anlatamadan ömrünü tamamlar. Dert anlatamadan, çünkü Günay Rodoplu, hiç farkında değildir ama "fuzzy"dir. "Fuzzy" yani çokdeğişkenli mantık, yani, yeni fizik, yani kaos teorisi, Kelebek Etkisi.
Yazarın bir başka eseri iki ciltlik "Schrödinger'in Kedisi". Kitap "2035 Türkiye'sine dair, fütüristik bir bilim kurgu değil, bilimi temel alan kurgu" olarak değerlendiriliyor yazar tarafından. Dinden, eğitime, ekonomiden, aile yaşamına kadar, bilimdeki yeni gelişmeler ışığı altında ülkemize neler olabileceğini anlatıyor Schrödinger'in Kedisi.
Doğuya Yön Veren Metinler külliyatını yıllardır bekliyoruz, neyse ki Batıya Yön Veren Metinler piyasada.
Devamını sabırsızlıkla beklediğimiz seri kitaplarından biri de Nasihatname. İlk iki cilt piyasada, diğerleri de hazırlanıyor sanırım. Alev Alatlı bu iki kitabının anlaşılmasını kolaylaştıracağını söylediği son çıkan kitabı ‘Suç Ortağı Holywood’ için şunları söylüyor: “Birkaç romanıma talip Hollywood senaristinin imlâ bilmediğini hatta yazdığı metnin imlasını benim düzeltmek zorunda kaldığımı hayretler içinde gördüğümde Hollywood’u oluşturan insan unsurunun liyakatini incelemeye koyulmuştum. Çok iyi oyuncular, sahneler, müzikler vardı, bunları seyretmek elbette etkileyiciydi ama o süreçte esas keşfettiğim başka bir şey oldu: Hollywood, Amerikan endüstrileri arasında en ayrıcalıklı ve imtiyazlı olandı. Neden, çünkü akıl almaz yüksek bütçeli filmler üreten bu yapı, aynı zamanda Amerikan mitini yaratan zihniyetin bir numaralı suç ortağıydı. Politikacılarla, iş adamlarıyla, orduyla, istihbarat teşkilatlarıyla birlikte hareket ediyor, olan biteni onların istekleri ve çıkarları doğrultusunda sunarak tahrip edebiliyor, hasılı sonunda önce kendi halkını, sonra da dünyayı kandırabiliyordu. İşin en acıklı yanı, bizimki gibi ülkelerde yaşayanlar da dâhil olmak üzere dünya entelijansiyasının önemli bir kısmı bu oyunu yutuyor, Hollywood’a asla hak etmediği bir huşu ile yaklaşıyordu. Hepsinden öte de Amerika’nın dünyanın en zeki, en akıllı, en yenilmez gücü olduğuna dair bir inanç...”
Tüm kitapları dikkatle okunmalı ve üzerinde düşünülmeli. Yazarın resmi internet sitesinin de dolu dolu bir içeriğe sahip olduğunu imleyerek yazıma son vereyim.