Konyaspor için kalem oynatmaya başlattığım günden beri her daim eğri oturdum, doğru yazdım. Bildiklerimizi, gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı, not ettiklerimizi, kulak arkası yaptıklarımızı er ya da geç kağıt ile paylaşarak sesimi duyurmaya çalıştım.
Yıllardır bu camia ile kah ağladım kah güldüm ama yıllardır bu takımı her yerde destekleyenler beni çok daha iyi anlayacaktır ki her daim tebessümümüze gözyaşı bulaşmıştır. Muhteşem diye adlandırılan, türlü başarılara imza attığımız üç senenin ardından sevincimiz kursağımızda kaldı ki yutkunamıyoruz. Peki, Konyaspor’u bir anda ülke genelinde marka haline getiren neydi ki ardından bunlar yaşanmaya başladı? Pek tabi ki Aykut Kocaman faktörüdür. Yani takımın bu hale gelmesindeki en büyük sebep Aykut Kocaman’dır. Gelişiyle bu takımı ligde ilk üçe sokan adam gidişiyle de yine bu takımı ligin son üçüncü sırasına itti. Vakti zamanında hasbelkader Aykut Kocaman ile anlaşan yönetim, onun gelişiyle başarıya ortak olurken onun gidişiyle de başarısızlığın mimari oldu.
Ve her güzelliğin de bir sonu varmış. “Boşta kalan tahtı Mustafa Reşit Akçay doldurur muydu dolduramaz mıydı?” soru cümlesini yorumlayacak kadar bile kalmadan Akçay’ın gelişiyle gidişi bir oldu. Süper Kupa finalinde Beşiktaş’ı yenip kupaya uzanan hoca ayakta alkışlanırken çok geçmemişti ki deplasman da kaybedilen Kayserispor maçıyla da resmen kovuldu. Kulübün en masum adamına birkaç oyuncu fatura kesmişti ki yönetim de Reşit Akçay’ın defterini dürerek tüm okları o yöne çevirdi.
Ya şimdi? Mehmet Özdilek ile yeniden açtığımız bembeyaz temiz sayfalara gözyaşının resmini çizmeye çalışıyoruz. Akçay gibi belki Özdilek de şuan kulübün en masum kişisi olabilir ama bu hangi gözyaşını silebilir? Bursaspor karşısında bu sezonun en berbat, en rezil maçını oynayıp fark yiyince taşan sabırlar haklı olarak patlama noktasına kadar geldi. Yediğimiz golleri dikkatlice analiz ettiğiniz zaman aslında sahada oynayan değil; senin, benim gibi tribünden maçı izleyen oyuncuların var olduğunu çok iyi görürsünüz.
Hırs bitmiş, ruh yok, beceri kalmamış. Hal böyle olunca maçın ikinci yarısı da futboldan çok her şeye benzedi. Hata üzerine hata yapan Ali Turan oyundan alınırken ayağına her top geldiğinde Ömer Ali ıslıklandı. Serkan yediği basit gollerin faturasını defansa keserek oyunu oldukça gerdi ve bal yapmaz arı gibi Fofana da sahada gezinmekten usanmadı. Ali Çamdalı var mıydı yok muydu bilinmez ama Eze kesin yoktu diyebilirim. Aslında varlar ama yoklar. Bu kadar vasat Konyaspor’u karşısında bulan Bursaspor ilk yarıyı üç farklı skorla kapatınca kendilerine ayrılan yeri dolduran Bursalılar da şımardı. Şımarıklığın dozunu ayarlayamayınca da sonucu edepsizliğe dönüştü. Edepsizlik edene karşılık veren taraftarımıza da ceza şimdiden hayırlı olsun. Zaten her şey bir ceza ile başlamıştı ki sonu benzemesin.
Stadın dışına kendimi attığımda ise “Aliler gelecek, hesap verecek” diye taraftar slogan atıyordu ki önce Ali Çamdalı geldi. “Senin arkanda durduk, Reşit hocayı yedik.” sözüne başka bir futbolseverin “Taraftar adına soruyorum. Durumdan memnun musunuz?” sorusu karıştı. “Sen benden daha çok mu üzülüyorsun?” soru cümlesiyle cevap veren Çamdalı‘nın yanına Ali Turan’da geldi. Evet, Aliler geldi ama hesap verdi mi vermedi mi sosyal ağlarda mevcut olan videoyu izleyerek takdir hakkınızı kullanın. Ben Reşit Akçay döneminde yaşanan olayda hocanın arkasında duran azınlık kişilerden biriydim ki futbolda duygusallığa yer olmadığını çok iyi biliyorum.
Peki, suçlu olan futbolcu mu? Sadece futbolcu olsaydı Batman’daki kupa maçında alınan galibiyette Batmanlı taraftar grubu “Konya kümeye” diye bağırmazdı. Bugün Bursa’da Konya Stadı’nda farka giderken “Konya kümeye” diye bağırıyorsa zahmet olacak ama oturduğunuz o yönetim koltuklarından kalkın ve aylardır sizi istifaya davet eden taraftara bir güzellik yapıp; bırakın. Hani bazen yaralar kabuk bağlar da iyileşen derinin üzerinde gereksiz kıllar, tüyler bitmeye başlar. O yaralar iyileşti, üstüne bir de tüy kıl çıktı ve siz hala ordasınız. Ortamın daha fazla tadı bozulmadan gitmeniz herkes için en hayırlısı olacaktır. Gidin ve dönüp arkanıza da bakmayın.