Hüsnü Bozkurt. Konya’dan CHP Milletvekilliği yapmış bir isim. Terörle mücadelenin belkemiği, tarihe şimdiden adını ‘PKK’nın defterini düren adam’ olarak yazdırmış İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun Belbuka kalekol üs bölgesinde askerlerimizle yer sofrasında yemek yemesine takılmış ve aşağıdaki tweeti atmış.
Gerçekten çok manidar. Yüzyıllardır kültürümüz olan yer sofrasını dahi yadırgayan bir zihniyet.
Hüsnü Bey 20 yıllık döneminde böyle yerler görmediğini söylüyor. Olmaması normal, burası yeni bir kalekol!
Muhtemelen halının üstünde oturdukları o alan mescit olarak da kullanılıyor. Allah bilir yemekten sonra birlik olup namaz da kılmıştır bunlar değil mi Sayın Bozkurt? Yoksa ağzınızdan çıkaramadığınız bakla bu mu, asıl rahatsızlığınız bu mu? ‘Denize dökme’ gibi bir gaf yapmamak için mi açık yazamadınız?
HAZIMSIZLIK
Ayasofya’nın açılmasını hazmedemediler. Kinlerini manşetlerle kusuyorlar. Sonra kalkıp yanlış anlaşıldı ‘biz dindarız’ diye utanmadan yalan söylüyorlar.
Zihniyetleri hiç değişmedi. Ellerine geçen ilk fırsatta 18 yılda elde edilmiş bütün kazanımları elimizden alacaklar.
Namaz onlar için kurumların en pis ücra bodrumlarında gizli saklı kılınan bir ‘ayıp’tı. Kamu binalarının en güzel odalarının mescitlere çevrilmesini hazmedemediler.
Başörtüsünün serbest bırakılmasını hazmedemediler. Başörtülü eşi olan Cumhurbaşkanını hazmedemediler.
Mecliste başörtülü bir kadın vekili hazmedemediler.
Başörtülü hâkim, savcı, kaymakam, belediye başkanı… Hiçbirini hazmedemediler.
28 Şubat’ta 1000 yıllığına kapattıkları Kur’an Kurslarının açılmasını hazmedemediler. İmam Hatiplerin yeniden doğuşunu hazmedemediler.
Ezanın bugünkü haykırışını, Kur’an-ı Kerim’in hoş sedasını hazmedemiyorlar. Bunu Araplaşmak zannediyorlar.
Şimdi ortaöğretim itibarıyla seçmeli olarak öğrencilerin Kur’an eğitimi almasını hazmedemiyorlar.
Sadece bunlar olsa iyi.
İçki bütün kötülüklerin anasıdır düsturuna uygun davranışları hazmedemediler.
PKK ile mücadeleyi hazmedemediler. İHA’ları SİHA’ları ve onlarla 7 düvelde yapılan mücadeleyi hazmedemediler.
Son 19 yılda her girdikleri seçimi kaybetmeyi hazmedemediler.
Savunma Sanayii’nin bu denli gelişmesini hazmedemediler.
IMF’nin vatan toprakları dışına çıkarılmasını hazmedemediler. Gezi olaylarının bastırılmasını, hendeklerin kapatılmasını, hain darbe girişimine karşı 15 Temmuz zaferini hazmedemediler.
Bağımsızlık da nedir ki, manda neyimize yetmiyor! Bağımsız Türkiye’yi hazmedemediler.
Şimdi kalkmış ekonomi-faiz üzerinden tüm değerleri yok etme çabasına giriştiler. 1800’lerin başından beri %20 faiz ve ekonomik buhran bu toprakları terk etmedi. 200 yıllık sorun bu, yani 20 yılda hallolacak bir mesele değil!
DEĞDİ Mİ BUNCA TANTANAYA?
Konya Büyükşehir Belediyesi ile HAK-İŞ arasındaki görüşmeler sonuçlandı. En düşük maaş 3,452 lira oldu. Türkiye’de bu kadar yüksek sayıda işçi çalıştıran belediyeler arasında neredeyse en yüksek bedel bu.
Maaşlardan önce işçilerin kadroya ve çalışma şartlarına dair bazı sıkıntıları olduğunu işittik. Bunlarla ilgili de olumlu gelişmeler ortaya çıkmış. Ayrıca geçtiğimiz 6 aydaki zamlı ücretler de ödenecek.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan bu toprakların evladı. Görüşmelerin tıkandığından sonradan haberdar olduğunu, devreye girdiğini belirtti. Başkan Uğur İbrahim Altay’a fedakarlığı için çokça teşekkür etti. Huzur ve barış içinde süreci noktaladıkları için mutlu olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz günlerde ‘bu şehirdeki huzuru bozmaya çalışmayın, işçiler için gereken yapılır’ dediğimizde bizi tefe koyanlar nerede şimdi? 1995’den beri grev kelimesi ağızlara dahi alınmamışken grevden bahsedenler!
Ayda hiç gelmese en az 10 kişi ‘bizi bir belediye işine katıversen’ cümlesiyle gazeteye geliyor. Bir de bu açıdan düşünün Allah aşkına!