Konya üç günden bu yana arka arkaya gelen ölüm haberleri ile sarsılıyor.
Özellikle üniversitede işlenen cinayet Türkiye gündemine oturdu. Allah hiç kimsenin başına vermesin. Bir yandan Profesör bir aile, bir yanda bir doçentlik unvanına ulaşmış bir aile. Ortalık da dolaşan bir kadın iddiaları, bu işler kınamaya büyük konuşmaya gelmez. Allah hiç birimizi en başta da beni kadın ve para ile imtihan etmesin. Bizlerin en büyük zaafları bunlar değil mi?
Koskoca imparatorluğun bile ne hale geldiğini biraz bilenler bu ikisinden ne çekileni çok iyi bilirler.
Cinayetin olduğu gün Selçuk Üniversitesi basın müşaviri Kerem Pulgat’ın sosyal medyada şöyle bir mesajı vardı;
“Değerli Basın Çalışanları ve Sosyal Medya Kullanıcıları
Üniversitemizde bugün yaşanan elim olayla ilgili haber ve yorum yapma hak ve özgürlüğünüze saygı duymakla birlikte, gerek gazete ve televizyonlarda gerekse sosyal medya mecrasında yer alan satırlarınızı kaleme alırken Selçuk Üniversitesi’nin kurumsal kimliğini rencide edici ifadelerden kaçınmanızı özellikle istirham ediyorum. Elbette olayın haber ve yorum değeri taşıdığını kabul ediyorum ve basın mensubu arkadaşlarım başta olmak üzere hiç kimseden böyle bir olayı yaşanmamış saymasını beklemiyorum. Ancak bu durum 74 bin öğrencisi bulunan, neredeyse 40 yıllık kurumsal geçmişe sahip, tarihi önemli başarılarla dolu bir eğitim yuvasını toplum ve ülke nezdinde alaşağı etmeyi gerektirmemeli. Unutmayınız ki evlatları Selçuk Üniversitesi’nde eğitim gören Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde on binlerce aile var. Bu insanları gereksiz bir endişe ve paniğe sevk etmenin hem üniversitemize hem de şehrimize getireceği zararlar hepimizin malumudur. Bundan sonra bu tür elim olayların hiçbir yerde yaşanmaması temennisi ile tüm basın mensubu arkadaşlarımın ve sosyal medya kullanıcılarının sorumluluk bilinci ile davranacağına samimiyetle inanıyorum. Saygılarımla…”
….
Bir yanda ölen ve öldürülen hocaların aileleri, çocukları, anaları babaları, işleri, yakınları diğer yanda koskoca bir üniversite camiası ve şehir.
Bir insanın doçent olabilmesi için profesör olabilmesi için verilen emekler.
Ve gelinen bu acı korkunç son.
Ateş düştüğü yeri yakar. Şu anda her iki tarafın da yürekleri yanıyor.
Ne olursunuz “Vay bak gördün mü kadın işi imiş” demeyelim. Tekrar tekrar dua edelim, Allah cümlemizi korusun şaşırtmasın. Çok ama çok zor imtihanlardan geçiyoruz.
DOKTOR KAZA KURBANI OLDU
Dedik ya birkaç gündür bu şehrin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Cuma sonrası idi. Önce Mahmut Sami Yıldırım kardeşim daha sonra abimiz Mehmet Atasağun Karaman Caddesi, Çaybaşı Sarı Yakup Mahallesi’nden korkunç bir kazanın fotolarını bize özel olarak gönderiyorlardı.
Kazada Numune Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Ergin Aytaç hayatını kaybetti. Cenab-ı Allah’ım düşmanımızın başına vermesin ama bu yazıya başlarken iki üç acılı aileden söz etmek istemiştik. Yazının bu satırlarına geldiğimiz zaman yanan aile sayısı yükseldi.
Bir kez daha ailelere ve şehrimiz insanına büyük geçmiş olsun, başınız sağ olsun derken bu tür felaketlerin her an bizlerin de başına gelebileceğini düşünüp biraz daha dikkatli olalım deriz
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafikte polisi değil önce kendimizi kandırmadığımız zaman ADAM oluruz