Hemen hemen hepimiz, hayatımızın herhangi bir çağında öğrenim, meslek veya askerlik hayatı başta olmak üzere bazı vesilelerle çeşitli mekânlarda veya ortamlarda bulunmuşuzdur. İşte bu mekânlar, özellikle sürekli yaşadığımız şehrin dışında, bize başka insanları veya başka ortamları tanıma fırsatı vermiş ve bu süreçte hayatımızın akışı doğrultusunda hafızalarımızda derin izler bırakmıştır. Ancak hayatımızın herhangi bir döneminde yaşadığımız pek çok şey, zamanla hafızlamalarımızdaki varlığıyla yeniden karşımıza çıkarlar. Belki, bazılarını hatırlamak dahi istemeyiz. Aslında bu pek de isteğe bağlı olarak yaşanan bir gelişme değildir. Çünkü yaşadığınız her ne olursa olsun, o anı yaşadığınız süreçte onunla özdeşleşmiş olan başka bir şey size anılarınızı tekrar tekrar hatırlatacaktır. Belki bir parfüm kokusu veya hiç beklemediğiniz bir dakikada duyacağınız bir şarkı size yeniden bir anınızı yaşatacaktır. Bu, birisinden duyacağınız bir söz, bir mimik veya bir kahkaha dahi olabilir.
Belki yıllar sonra üniversite öğrenimi gördüğünüz şehre yeniden dönersiniz. Kim bilir askerlik yaptığınız memlekete bir vesile uğramak isteyebilirsiniz. Velhasıl sizde derin izler bırakan anılarınızın yaşandığı mekânlara, hayatınızın başka bir döneminde tekrar uğrayabilirsiniz. Yıllar sonra yeniden ziyaret ettiğiniz yerlerde gözleriniz tanıdık yüzler arayıp, o bildik ve her şeyiyle aşina olduğunuz yerde anılarınızı hatırlayabilirsiniz. Ancak bu ziyaretlerde, geçmişte yaşadığınız duygu, hangi yoğunlukta olursa olsun, genellikle aynı duyguyu bir daha aynı coşkuyla yaşamak mümkün olmayacaktır. Bu tür zamanlarda buruk bir hüzün kaplar içinizi, üstelik hafifçe bir durgunluk yaşarsınız. Aslında o an tarifi pek mümkün olmayan hislerle dolup taşarsınız. Aradığınız hiçbir şey yerinde değildir. Yerinde olan hiçbir şey ise sizde bir şey ifade etmemiştir.
İçtiğiniz çayın tadı farklı, yemekler sanki biraz çirkincedir. Öyle ki eskiden çok alışık olduğunuz mekânlara artık yabancı olmuş ve kalabalıklar ortasında yalnız kalmışsınızdır. Nihayet, bu ziyarette beklentileriniz boşa çıkmış, hafızalarınızdaki güzellikleri tekrar yaşamanız ve anıların sizde bıraktığı tadı bir daha almanız mümkün olmamıştır. Hatta eskiden sizde mutluluk uyandıran, coşturan ve gülümseten anılarınız, şimdi yaşandığı o mekânlarda sizi durgunlaştırmış ve içinizi acıtmıştır. Bu nedenle büyük bir heyecanla ve koştururcasına uzandığınız anılarınızın yaşandığı mekânlardan hızla uzaklaşmak ister ve tabiri yerindeyse bazen en güzel anılarınızdan ve en sevdiğiniz şehirlerden kaçarsınız.