Akdeniz Üniversitesi Yörük Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu'nun daveti üzerine, 24-26 Şubat 2017 tarihleri arasında Antalya'da 2. Yörük Türkmen Çalıştayı'na katıldık. Üç gün boyunca dolu dolu geçen çalıştay, A.Ü Yörük Kültürü Araştırma Merkezi ile Antalya Yörükler Derneği'nin iştiraki ve Muratpaşa Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Çalıştaya Türkiye'nin her tarafından, çok sayıda Yörük Türkmen Derneği'nin temsilcileri katılım gösterdiler. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere Antalya'daki Belediye Başkanları ve siyasetçilerin açılış kurdelesini kesmesi ile çalıştay başlamış oldu.
Çalıştayın benim hayatımda artık çok özel bir yeri bulunuyor. Elbette bu çalıştayda bir akademisyen olarak doğduğum büyüdüğüm topraklarla ilgili Anamaslar Yörükleri hakkında bir tebliğ sunmuş olmak çok değerli. Üstelik sunum sırasında ardı arkası kesilmeyen soruları ile yakın alaka gösteren ve sunum sonrasında ise etrafımı kuşatarak beni bağırırlarına basan neredeyse tamamını ilk defa tanıdığım Anamas Yaylalarında Yörük Çadırlarında doğmuş büyümüş yörük akrabalarım ile tanışmış olmak beni ziyadesiyle mutlu etti. Bugüne kadar ulusal ve uluslararası olmak üzere çok sayıda ülkede ve şehirde yirmiden fazla sempozyumda sunum yapmış birisi olarak ilk defa böyle bir ilgi ile karşılaştım. Belki de alışık olmadığım için etrafımı çevirmiş onlarca kişi arasında bir Anamas Yörük çocuğu olarak anasını arayan bir oğlak misali sağa sola başımı çevire çevire arkası kesilmeyen sorulara cevap verebilmek ve akrabalık derecelerimizi ifade eden anlatımları kaçırmamak için didindim durdum. “Yaylaların özgür çocukları Yörükler” hiçbir şeyden çekinmeden ve hiçbir riya olmadan, aklında fikrinde yüreğinde her ne varsa, içinden geldiği gibi söyleyiveriyor, anlatıveriyordu. Yörük Türkmen Çalıştayı'na Konya'yı temsilen katılım gösterenler arasında ismini en başa yazacağım Sevgili Bayram Kabadayı ağabeyin çalıştay sırasındaki etkinlik ve aktivitelerinden bahsetmezsem çalıştaya dair hiçbir şey anlatmamış olurum. Girdiği her yerde bitmeyen enerjisi ve elektriği ile herkesi gönül sofasında ağırlayan sazını sözünü ve tatlı dilini yaşlı genç kadın erkek herkesle paylaşan Bayram Kabadayı'dan bahsediyorum. Çalıştayın benim için en güzel tarafı Konya’dan gelen bu güzel insanlarla bir arada olmaktı. Lakin bu güzelliği muhteşem kılan icraatların hemen hepsinde Bayram Kabadayı vardı. Herhalde Antalya'ya gidinceye kadar öğrenirsin deseler, kısa zamanda bağlama çalmayı öğreneceğime inanır; ama “bir gün TRT Türkü kanalında türkü söyleyeceksin” deseler buna asla inanmazdım. Ah Bayram Kabadayı ah, daha Antalya'ya ayağımı basar basmaz kendisi için planlanmış programa yapımcı ve sunucu ile yaptığı görüşmeler sonrası beni de dahil ettirmiş. İlk anda programda Yörüklerin tarihi hakkında bilgi vereceğim ve Bayram abiden Yörük Türküleri dinleyeceğim zannıyla teklifi memnuniyetle kabul etmiş bulundum. Lakin eh yine mesleğimizin gereğini orada icra ettik, ettik de lakin hala aklıma geldikçe yüreğim titriyor, Bayram üstadın türkülerinin sarhoşluğundan olsa gerek, TRT Türkü'de bir Bedir Türküsü de söyledim ya artık ölsem de gam yemem. Ne yalan söyleyeyim programdan yarım saat kadar önce öğrendiğim bu durumu, bir taraftan “Yok olmaz! Asla kabul edemem, yapamam” gibi sözlerle karşılarken, bir taraftan içim içimi yemiş ve önüme gelmiş bu fırsatı geri çevirmek istememiştim. Şimdi ise o anı hatırlıyor, mutlu oluyor gülümsüyor ve keyfini çıkarıyorum. Türkü söylemek muhteşem de her şeyden evvel sazıyla sözüyle bana eşlik edecek üstadın bizlere ne kadar güven duyduğunu da görmüş olduk. Çalıştay öylesine renkliydi ki benim için hiç sıradan olmayan bu an bile başka duygular başka faaliyetler arasında karıştı gitti. Zaten program öncesinde Zeki Oğuz, Latif Çağır ve Bayram Kabadayı'nın yörüklerle ilgili muhteşem fotoğraflarını baştan sona incelemiş olmanın hassasiyeti vardı üzerimde. Sergiyi gezen her kişi gibi ben de yörük kadınlarımızın, analarımızın çocuklarımızın muhteşem görüntüleri karşısında kah duygulanmış kah garipsemiş geçmişe doğru uzun uzun yolculuklara gidip gelmiştim. Hele onun fotoğrafları anlatışı karşısında etkilenmemek ne mümkün. Zeki Oğuz ve Latif Çağır’la birlikte çalıştaya katılan herkesi bıkmadan usanmadan sergiyi tek tek gezdirip fotoğrafların hikayelerini anlattılar. Onlardan pek çok kişi gibi bizimle birlikte gün içinde birbirinden değerli akademisyenlerin tebliğlerini pürdikkat dinleyip akşamları çalıştaya katılan yörüklerle birlikte bir köşede sazın teline vurdular, yanık yanık içten türküler söylediler. Sözü bitmeyenler ise çalıştayın son günü gerçekleştirilen serbesti kürsüde içlerini döktüler, yörüklerin dertlerini sıkıntılarını problemlerini paylaştılar. Öyle bir organizasyondu ki bu, yukarıda anlattığım her şeye ilave olarak, katılan herkese dağıtılan anketlerle varsa eksikliklerin tespit edilmesi ve tavsiyelerin yazılması istendi. İşte bu nedenle, İkincisi yapılan bu çalıştay akademisyenlerin dolu dolu ve doyurucu sunumları, fotoğraf sanatçıların muhteşem sergileri, Yörük Türkmen derneklerinin toplantı gösteri ve organizasyonları, sanatçıların keçe ve resim sergileri, yörük geceleri, eğlenceleri ile neredeyse kusursuzdu. Bu konuda bütün Yörük ve Türkmen derneklerini organize eden Antalya Yörükler Derneği Başkanı Abdullah Duman'a üniversitenin yadsınamaz katkı ve desteği ile bilgi şölenini hazırlayan YÖRKAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu'ya çok teşekkür ediyoruz. Şurası çok açık ki üniversite tecrübesi daha yeni olmasına rağmen, özel sektördeki yılların birikimi ve yöneticilik tecrübesi ve serdeki has yörüklüğünden olsa gerek, organizasyonun nerdeyse hatasız yürümesini sağladı. Şimdi denilebilir ki Akdeniz Üniversitesi geleceği parlak civa gibi bir akademisyen kazanmış. Lakin burada en önemli teşekkür ise Muratpaşa Belediyesi'ne edilmeli. Zira üç gün boyunca süren bu sempozyum belediyenin desteği olmaksızın yapılamazdı, yapılsa bile çok şey eksik kalırdı. Bu nedenle başta Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'a ve onun şahsında emeği geçen herkes olmak üzere Kültür Müdürü ve personeline teşekkür ediyoruz. Son teşekkür de adını sayamadığım pek çok kişiyi temsilen sempozyuma verdikleri önem ve katılım nedeniyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e olmalıdır