Ara tatil

Şükran Akgül

Merhaba kıymetli dostlar, sevgili öğrencilerimiz ara tatilde ne yapmalıdır? bahsedeceğim. Biliyorsunuz yarın itibari ile çocuklarımız ilkyarı karnelerini alacaklar, zaten çocuklarının durumunu takip eden veliler ara tatilde onları yormadan ve kırmadan küçük bazı planlamalar yapmalıdır diye düşünüyorum. Okullarımız 23 Ocak-3 Şubat 2023'tarihleri arasında yarıyıl tatiline girecekler. Hafta sonlarını da tatile katacak olursak onaltı gün tatil yapmış olacaklar. Tüm öğrencilerimizin mutlu ve sağlıklı bir şekilde tatillerini geçirip okullarına tekrar dönmesi en büyük temennimizdir.

Öğrencilerimiz ara tatillerinde cep telefonları ve bilgisayar başlarında saatlerce vakitlerini harcamalarının önüne geçmek için, ebeveynlerin çocuklarını baskılamadan, zamanlarını nasıl değerlendireceklerini onların iyi bir şekilde dinlenmeleri gerektiğini, kendilerini yenilemelerinin gerekliliği ortaya konmalıdır. Tatilde çocukların okuma düşüncesinden tamamen kopmadan, yeni ve farklı etkinlikler yapmaları, en azından velilerimizin önereceği bir kitabı bitirmelerinin faydalı olacağı vurgulanmalıdır. Sürekli ve sadece günde 1 saat kadar okumanın okuma alışkanlığını geliştirebileceği belirtilmelidir. Gün boyu eğlenecek bir çocuğa bir saatin çok kısa bir süre olduğunun anlatılması iyi bir şekilde belirtilmelidir. Velilerimiz mümkünse sevgili yavrularını şehirde bulunan kütüphanelere götürmeli, onları kitaplarla tanıştırma yolunda adım atmalıdır. Ayrıca benim bir önerimde çocuklarımıza bir kitap parası kadar harçlık verilerek şehirde mevcut kitap evlerine uğranmalı, çocuklarımızın beğendiği bir kitabı verilen harçlıkla almaları sağlanmalıdır. Umarım bu durum çocuklarımız için bir ara tatil hatırası olarak hafızalarında kalacaktır.

Yukarıdaki ifadelere bakılarak sanki öğrencilerin sadece okuması gerektiği, onların hiç eğlenmeye hakları yokmuş gibi bir algı oluşmasın. Elbette her çocuğun eğlenmeye hakkı vardır ve eğlenmelidir. Bu konuda belki biz velilerin yapması gereken, eğlencelerin bile hayatın içinden ve öğretici olanlarının seçilmesi için çaba gösterme iradesi göstermemizdir. Burada bir örnek verecek olursak daire şeklinde bir dünya haritasını çevirerek ülkelerin yerleri öğrenilebilinir, Ya da bir Türkiye siyasi haritasında şehirlerin bulunması istenebilir, bulunan şehrin tarihi, turistik ve diğer gezilip görülecek yerleri anlatılabilinir. Hatta çocuklarımıza en ilginç bulduğu şehirlerden birine uygun bir zamanda gezmek için birlikte gidebileceğimizi söyleyebiliriz. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Burada çocuklarımız hazır tatile girmişken birkaç tane kısa fıkra anlatmak istiyorum.

Allah'ın Rahmetinden Kaçılmaz

Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır.

Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam… Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;

"Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah'ın rahmetinden kaçıyorsun?" deyince adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider. Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz.

Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer. Bu sefer komşusu;

"Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana 'Allah'ın rahmetinden kaçılmaz. ' demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun." deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve;

"Be adam! Ben Allah'ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah'ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum."

ikinci fıkramız; ‘Bugün ayın kaçı’

Nasreddin Hoca bir gün bir işi için Konya'ya gitmiş. Yolda giderken bir adam Hoca'yı durdurmuş:

– Pardon Amca, bugün ayın kaçı biliyor musun?, demiş.

Hoca:

– Ne bileyim yahu! Ben buraların yabancısıyım, demiş.

Sondan bir önceki Fıkra: Oğlumun babası öldü de

Bir gün Nasrettin Hoca’yı siyah elbiseleriyle görenler:

– “Ne oldu Hoca efendi” demişler, “bu gün karalar giymişsin?”

– “Oğlumun babası öldü de …” demiş Hoca, “O’nun yasını tutuyorum.”

Son fıkramız ise; İpe un sermişler

Komşusu Hoca’dan urganını ( yâni kalın ipini ) istemiş.

Hoca içeriye girip çıkmış.
– “İp boş değil” demiş, “kadınlar üstüne un sermişler.”

Komşusu:
– “Bu nasıl iş efendi?” demiş, “hiç ipe un serilir mi?”

– “Serilir” demiş Hoca, “vermeye gönlün olmayınca ipe un da serilir.”

Sevgili öğrencilerimize iye tatiller ve eğlenceler dilerim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.