Arabistan Anıları

Ziya Uysal

1983 yılında Suudi Arabistan’da, bir firmada yöneticiydim. Oradaki yasalar Suudilerden  başkasını insan yerine koymuyordu. Irkçılığı ve köleliği yasaklayan bütün ayet ve hadislere rağmen, İslam’ın doğduğu topraklarda onlar, ırkçılık ve köleliği başka bir şekilde yaşatıyordu. Üstelik de hem kafalarında, hem de yasalarında yaşatıyordu. Onlarınki Arap ırkçılığı bile değil, daha bir özel olan Suudi ırkçılığıydı. Şu anda orada hiç Suriyeli mülteci olmaması da bu sebepten olmalı.

1983 yılında, oralardaki bizim konsolosluk ve büyükelçiliklerde çalışanların birçoğu, bana göre ülkemize faydalı değil, zararlıydı. Hatta onlardan bazıları için hain bile denilebilirdi. Çünkü onlar kendi insanımız hakkında toptan ve değişmez bir kötü zanna, “Hepsinin ne kadar burnu sürtülse yeridir” gibi, çok çirkin ön yargılara sahipti. Her hangi bir Suudi vatandaşını, bizim en saygın insanımızdan bile adeta bin kat daha değerli ve saygıdeğer görüyorlardı.

Örneğin Ticaret Ataşemiz, sıradan bir Suudi vatandaşıyla geyik muhabbeti yaparken, biz  muhterem Nevzat Yalçıntaş’la onun kapısında uzun uzun bekletilmiştik. İçerde konuşulanları, gülüşmeleri de duyuyorduk. Nevzat Beyle birlikte, kendi devlet kapımızda ele hürmet bize eziyet edilirken, orada tanışmıştık. Eski Bakanlarımızdan Sayın Ali Topuz’la ve rahmetli Ali Dinçer’le de aynı firmadan iş almıştık. Riyad’da merkez büroda ara sıra karşılaşırdık. Bakanlık yapmış olmalarına karşın onlar için bile bu konuda çok fazla değişen bir şey yoktu. İnşallah dış işleri teşkilatımız, özellikle dış temsilciliklerimiz, bütün Türk vatandaşlarını düşmanca bir ön yargıyla hakir gören o hain kadrolardan bu güne kadar temizlenmiştir.

Arabistan’da devlet ihaleleri Suudi firmalarına veriliyordu. O firmalar hiç yorulmadan ve riske girmeden kazancın aslan payını önce kendine ayırıyordu. Sonra işi yabancı firmalara, taşeron usulü ve çok ucuza yaptırıyordu. Taşeron firma yöneticileri de dahil, firmada çalışan bütün yabancılar o Suudi firmanın yasal teb’ası (Kölesi) sayılıyordu. Orada ikametiniz için belge alırken, belgeyi veren Suudi firması pasaportunuzu alıyordu.

Eş ve çocuklarınızı da götürecek olsanız, onlara ancak Suudilerin hizmetçisi olarak vize veriyorlardı. Uluslar arası sürücü ehliyetiniz orada geçmiyordu. Suudi ehliyetiniz yoksa ve araç kullanırken yakalanırsanız bir hafta hapisliği vardı. Bizim işçilerden bu cezayı alanlar oldu. Hepsi de oradaki bu yedi günlük hapis cezasının Türkiye’deki yedi yıldan daha ağır olduğunu söylemişlerdi. Bazıları o cezanın bitiminde, yurda hemen geri dönmek istediler ama başaramadılar. Oradan geri dönmek de kolay değildi. Şu anda bunları yazarken bile kan tepeme çıkıp çıkıp iniyor. Hac ve umre yapanlar bu durumu bilmiyor. Çünkü onlara uygulanan yasalar farklı. Herhalde Suudiler bütün dünyayı karşılarına almaktan çekiniyor. Orada kaldığım bir yıl boyunca, burada binde birini bile anlatamadığım, böylesi durumlarla mücadele ettim. Sonunda benim başım da belaya girdi, ben de güçlükle yurda dönebildim.

Bütün bu aşağılama bizim gibi geri kalmış, İslam ülkelerinin vatandaşlarınaydı. ABD ve AB vatandaşlarına bu yasalar sökmüyordu. Benzer aşağılama Libya’da da vardı. Almanya ve diğer batı ülkelerinde de bize, aşağılamanın başka çeşitleri uygulanıyordu. Oralarda bizim en vasıflı insanımız dahi vasıfsız bir pozisyonda çalışmak zorundaydı. Fakirlik ve geri kalmışlığı önleyecek mevkileri işgal edenler sömürge insanı kafalı, dışardan destekli ve çok liyakatsiz kişiler olarak ülke yönetimini sürekli işgal ediyordu.

Ülkemizdeki çoğu yöneticiler bu durumları göre göre rahat uyku uyuyabiliyordu. Daha dün bizden geride olan ülkelerin insanları bizim ülkemize ya davul zurnayla karşılanan bir turist olarak, ya da saygın bir görevli veya vasıflı bir teknik eleman olarak geliyordu. Buna karşın dış ülkelerde bizim vasıflı insanımız bile vasıfsız altı bir muameleyle horlanarak çalışmak zorundaydı. Bunu içine sindirebilen yöneticilerimize yazıklar olsun!

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.