Toplumumuzun yüzde 65-70’i asgari ücretli. Asgari ücretten vergi alınmaması dahil birçok konu gündemde. Aralık ayında başlayacak olan görüşmeler, ne sonuç verecek şimdiden kestirmek güç olsa da, genel olarak asgari ücretle çalışmaya razı olunan bir tabloya çoktan rıza göstermiş durumdayız. İşsiz insanımıza sorduklarında, asgari ücrete razıyım lafı istisnasız herkesin dilinde…
Bu para hiç yoktan iyi diyor insanlar!
Yetiyor mu?
Mümkün değil!
Hele ki bu günlerde…
2020 yılı boyunca asgari ücret de iflas etti, asgari ücretli de…
Koronanın vurduğu, perişan ettiği insanlar olarak, ekonominin de insanımızı dibe itmesi, maddi manevi bunalımlara itmesi, enflasyonun açıklanan TÜİK rakamlarının çok üstünde olması, asgari ücretliye inanılmaz zor bir yıl yaşattı.
İşte onun içindir ki, büyüklerimiz, bu işlere kafa yoranlarımız, tespit komisyonlarımız gerçek enflasyon rakamlarıyla bir değerlendirme yapmalı.
Bu dönemde, en çok işinden olanlar asgari ücretlilerdi.
Ne işsiz kalanlar…
Ne halihazırda çalışanlar aldıkları ücretlerle geçinemediler.
Market, çarşı ve pazar fiyatları göz önüne alındığında, asgari ücretliler 2020 yılını oldukça büyük bir borç yüküyle bitiriyorlar.
Bu yükü birçoğu kaldıramadı…
Ortada hiçbir şey yokmuş gibi…
Her şey güllük gülistanlıkmış gibi…
Koronasız, enflasyonsuz bir hayatımız varmış gibi, davranılacak ve olaylara öyle bakılacaksa, asgari ücretlinin 2020 yılında zaten kırık olan kolunu kanadını, hareket edemez hale getirirsiniz!
Böyle bir durumda, asgari ücretli diye bir kavramda kalmaz, anlayışta…
*****
2020 yılında fırsatçılardan çok çektik.
Bu insafsız, merhametsiz ve vicdansız fiyat artırmalar gözlerini doyurmadı…
Halen nereden ne fırsat çıkar, fırsat doğar diye bekliyorlar!
Bu insanların cirit attığı,
Dur denmediği bir dünyada, zararı en çok, aldığı ücretle geçinemeyenler çekiyor.
Asgari ücretliler bu dönemin en büyük mağdurlarından oldular.
Bu mağduriyet Aralık ayında yapılacak olan değerlendirmelerde göz önüne mutlaka alınmalı.
Çünkü, asgari ücretlinin hali hal değil…
Asgari ücretten vergi alınmaması, üzerine iyi bir oran daha eklenmesi teselli gibi olacaktır.
Resmi enflasyon rakamları aynen uygulanırsa bu insanlar halen ödeyemedikleri borç yükünü daha da artırmış olarak yeni bir yıla kabuslarla girecekler!
Enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını bilmeyen yok!
TÜİK’in sepeti ile vatandaşın sepeti arasında uçurumlar var.
Pazar alışverişine 50 lira bile ayıramayan insanların adıdır asgari ücretliler.
50 liraya TÜİK sepetini nereden doldurur bilmem ama asgari ücretli bu paraya ne pazardan, ne de marketten evine doğru düzgün bir şeyler alamıyor!
*****
Asgari ücret, ülkemizde mihenk taşı kabul edilen bir ücret çeşidi.
Taşın altına el koyma hadisesi 2020’de dahi gerçekleşemedi.
Taşın altına elini koyması gerekenler koymazken, fedakarlık yapması beklenenler hep enflasyona ezdirilenler ve enflasyon karşısında yalnız bırakılanlardı.
Taşın altında eli olanlar kimler mi?
Asgari ücretliler…
Emekliler…
Çalışanlar…
İşçiler…
Çiftçiler…
Esas olması gerekenler neredeler?
Herkes yerinde ve afiyette!
Onların enflasyon diye bir derdi yok, bir ekmek kaç lira çoğu bilmez. Market fiyatları ne olursa olsun, onların sepeti tepeleme dolar geçer.
*****
İnsanlar soruyorlar, fedakarlığı neden hep biz yapıyoruz?
İşverenlerin eli taşın altında neden değil?
Eğer böyle bir dönemde fedakarlık yapmayacaklarsa ne zaman yapacaklar?
Nerede kaldı o rızık birliği yapma lafları?
Nerede kaldı o paylaşmak, bölüşmek?
Nerede kaldı o ekmeğimizi bölüştüğümüz insanlar hikayesi?
Asgari ücretlilerin içine düştüğü girdap, o kadar şiddetli oldu ki, bunu anlatmak mümkün değil.
Adam seçmeyen Korona, hem iş dünyasından, hem de toplumun her kesiminden bir çok insanı aldı götürdü.
Bir çoğumuzu da karantinalarda, yoğun bakımlarda yaşamakla ölmek arasında dolaştırdı. Bu süre de vicdani bir muhasebe yapamadıysak yazıklar olsun hepimize!
İş sahipleri ve iş verenler 2020 yılının bu sisli ve puslu günlerinde öyle bir sınandılar ki…
Tabi ki, vebalden de…
Enflasyon rakamlarını açıklayanlar da bu sınanmadan kurtulduklarını sanmasınlar!
Asgari ücret böyle bir tablo göz önüne alınarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
2020 yılının son ayına bu insanların nasıl gelebildiğini, nasıl ayakta kalabildiklerini düşünmeden, piyasaları görmeden bir düzenleme yapılmamalı…
Şayet yapılırsa yazık olur, asgari ücretliye…
*****
Resmi enflasyon rakamlarından anlaşılıyor ki, enflasyon yüzde 15’i bulmayacak.
Buçuklu ve küsuratlı rakamlar ne kadar az çıkarsa, o kadar zam yapılır düşüncesi şimdiden rakamlara yansımış durumda.
Memur ve emeklisine yüzde beş zam yapılacağına dair müjdeler çoktan verilmeye başladı. Yarın asgari ücret rakamları da manşet olur.
Bu açıklamalar, olabilecek rakamlara alıştırma haberleri…
Asgari ücretliye ne kadar zam mı yapılacak?
İki bin üç yüz yirmi dört lira olan ücreti iki bin beş yüz liraya çıkardık deseler o para yetecek mi?
Asgari ücretlileri bugüne kadar arkalarında kale gibi duran aileleri ayakta tuttu.
Köy ve kasabalarda yaşayan ana-babalar, kardeşler, yakınlar asgari ücretlilere destek olmaya devam ederken, paylaşma ve bölüşme böyle olur diye bilene, bilmeyene, bilmesi ve yapması gerekenlere gösterdiler.
Oysa aynı görevi işverenler, iş sahipleri, iş adamları yapmalıydılar.
Taşın altına ellerini bir türlü koyamayanlar, kârlarının bir kısmından feragat edemeyenler, küçülmeye gidip, Koronayı bahane edip asgari ücretlinin binlercesini işten çıkaranlar da onlar. Asgari ücretlinin güvendiği dağlardı onlar.
Ne yazık ki, o dağlara kış gelmeden kar yağdı.
Ekmek dahil zam görmeyen, yüzde yüz, hatta daha fazla artmayan ne kaldığı söyleyecek olan yok mu?
Fiyatlardan haberi yokmuş gibi davranılması ise daha da üzüntü verici!
Dileriz, asgari ücret tespit komisyonları, dünyadan habersizlermiş gibi toplanıp toplanıp dağılmazlar inşallah...