Asgari ücret ekonomide 150 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu. Bir gerçek var; kimse asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini bilmiyor. Hatta kimse kesin ve net olarak orta vadede asgari ücreti artırmanın hane halklarının refah seviyesine etkisini bilmiyor.
Bizim ülkemizde çok fazla sayıda insan asgari ücret alıyor. Bu ücretle geçinmesi gereken ortalama hane halkı sayısı Avrupa’ya göre çok yüksek. Yani çok fazla aile asgari ücretle yaşamak zorunda ve bu aileler Avrupa’ya göre çok daha geniş.
İşte bizdeki sorun burada.
Bizde çalışan nüfusun yüzde 42’si asgari ücrete yakın bir maaş alıyor. Avrupa’nın en gelişmemiş ülkelerinde bile bu oran yüzde 10’u geçmiyor.
Bu ülkenin çalışanlarının yarısına yakını asgari ücret alırken, asgari ücreti artırsanız ne olacak?
En düşük gelirli yine en düşük gelirli olarak kalacak.
Toplumun refah seviyesini artırmak istiyorsak, çözüm asgari ücreti artırmakta değil, bu ücreti alanların sayısını düşürmekte. Çözüm düşük gelirli kesimi yardıma muhtaç bırakıp sonra onlara yardım sözü vermekte değil, onlara ekonomik özgürlüklerini vermekten geçiyor.
Bunun için önce eğitim seviyemizin ve kalitemizin artırılması gerekiyor. Sonra kadınların işgücüne katılımını desteklemeliyiz. Kadınların işgücüne katılımıyla hane halkının toplam gelirini artırabiliriz.
Halkı asgari ücret köleliğinden kurtarmanın çözümleri var. Ama önce siyasi partiler oy uğruna ücrete takılmayı bırakıp halka gerçekleri anlatmaya başlamalı.
Halk ütopik asgari ücret zamlarına kanmıyor. Çünkü çalışanların çoğu 1990’lardaki boş vaatleri hatırlıyor ve siyasilere güvenmiyor.
Siz kapsamlı bir ekonomi programını sunarsanız halk bunun değerini anlayacaktır.
Bakınız asgari ücretle geçinmek zorunda olanların paylaştıklarından bazı sözler; “Resmen açlık sınırındayız, tek kişinin çalışmasıyla mümkün değil geçinemiyoruz. En az iki kişi çalışmalı ailede. Çalışacak ikinci bir kişi yoksa sadece bir çocuğunu bile bu parayla okutmak imkansız, büyütmesi çok zor. Ne yapsın bu insanlar o kadar adaletsiz bir hayat sürüyoruz ki. Çaresizlik çok zor ve insanlar ya ek iş yapmak zorunda ya da aç kalmak durumunda. Artık ülkemizin, halkımızın bu sıkıntısına bir çare bulsunlar, insanlar yaşamak için resmen sürünüyor.”
Yetkililer ya da her neyse o zamları yapanlar diyecekler ki işte “falanca yıl asgari ücret şu kadardı biz şimdi bunu şuralara getirdik” bu övünülecek bir şey değil ve o zamanda düşük maaşları verenler başkaları değildi. Asgari ücretlinin ağzından ateş çıkarken, geçinmek için ne yapacağını şaşırmışken söyledikleri en önemli sözlerden biri de “şu meclistekileri bir ay asgari ücretle geçinmeye zorlasak ne yaparlar acaba?” bu durumda hiç kimsenin verecek cevabı olamaz herhalde…
Yapacak bir şey yok büyükler ne dediyse o!..
Verilenle yetinecek, iş bulup çalıştığınıza ve asgari ücreti alabildiğinize şükredeceksiniz.