2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için komisyon kuruldu.
Bu komisyon toplandı, dağıldı, bir daha toplandı, bir daha dağıldı derken, yarın veya Cuma günü asgari ücrette belirlenen rakamın açıklanacağı duyurulmuştu.
Artık dananın kuyruğu koptu … Merakla beklenen o vakit geldi çattı …
Sonra ise ani bir manevra ile dün akşam saatlerinde asgari ücretle ilgili net rakam açıklandı: 22 bin 104 TL.
Açık söylemek gerekirse böylesi bir rakamı kimse beklemiyordu. O kadar kimse beklemiyordu ki işveren, maaşı ödeyecek olan bile tahminde bulunurken daha yüksek rakamları göz önünde bulunduruyordu.
Üç aşağısı, beş yukarısı olsa da işveren tarafı da yeni yılda uygulanacak olan asgari ücretin kendilerine nasıl yansıyacağı, maliyetlerine ne derece etki edeceği üzerine matematiksel hesaplar yaptı.
İnsanların 2025 yılındaki zamlara ilişkin beklentilerine baktığımızda üç önemli faktör ön plana çıkıyor.
Birincisi emekliler…
Mevcut maaşlarıyla şayet ek bir işleri yoksa veya köyden kentten ekstra bir gelirleri yoksa, hele bir de ev sahibi olamamış ve kira ödüyorlarsa bu parayla geçinmenin kendileri için imkansız olduğunu söylüyor.
Kendince haklı gerekçelerini ortaya koyan emekli kesiminin yeni yıldan beklentisi maaşlarının en az asgari ücret düzeyinde olması.
İkincisi asgari ücretliler…
Düne kadar kimsenin kafasında asgari ücretle ilgili net bir rakam yoktu. Dün akşam saatlerinde açıklanan yeni rakamın ardından asgari ücretlinin kafasında netleşen tek şey: "Bu parayla geçinilmez" oldu.
Daha rakamı görmeden işçi kesimi de emeklilerdekine benzer bir mantık güdüyordu.
Yani diyorlar ki, en düşük asgari ücret en azından bugün memur kesiminin cebine giren en düşük maaşla eşitlenmeli…
Bunun gerçekleşemeyeceğini de biliyorlar. Ütopya olarak ortada kalıyor bu beklenti. Diğer yandan asgari ücretliler içerisinde öyle tamahkar olanları da var ki, bugünün şartlarını koruyacak bir düzenleme için garanti verilsin, yani aldıkları ücretin maddi değeri yıl boyunca korunsun, yeni bir zam yapmaya dahi gerek kalmadığını ifade ediyorlar.
Memurların da beklentisi var…
Memurun ve emeklinin maaşına yapılacak olan zam oranı aslında asgari ücretli ve emekliye göre daha net diyebiliriz. Memur kesimi, altı aylık enflasyona göre maaşına zam alır. Üstüne bir miktar da refah payı ve benzeri isimlerle ekleme yapılır. Ancak memurlara dönüp baktığımızda onlar da aldıklarını yetiremediklerini ifade ediyor.
Aslında şu gerçeği kabul etmek gerekir: Ne kadar gelirin varsa o kadar da giderin olur…
Yani kimse kimseyi gelirinin yetmediğiyle ilgili kınayamaz, kınamamalı.
Ben öyle insanlar tanıyorum ki, memur olup büyük şehirlerde geçinemedikleri için Anadolu’nun doğusuna doğru göç etmeye başladılar.
Yani diyeceğim şu ki arzular şelale…
Sınırsızdır insanın istekleri. Nefs diye bir hakikat var. Doymak bilmez, ona hiçbir şey yetmez. Dünyaları versen, fezaya göz diker.
Ancak diğer yanda da hayatın gerçekleri var.
Bugünün şartlarına baktığımızda gerçekler acı bir şekilde yüzümüze vuruyor. Azdan az çoktan çok… Toplumun ezici bir çoğunluğunda geçinememe sorunu var. Ayağını yorganına göre uzatsa da; giderini dizginlemeye çalışsa da parayla ilgili bazı konular kişinin kendisiyle bitemeyecek duruma geldi.
İlgili devlet büyükleri açıklamalarında hep diyorlardı ya, “İşçiyi de işvereni de üzmeyecek bir düzenleme gelecek” diye…
İşçiyi üzdünüz haberiniz olsun.
Netice dağ fare doğurdu...
Zira bu rakam 2025 yılı boyunca geçerli olacak. Yani 2025 yılı boyunca yetmeyecek, yetişmeyecek. Beklentilerin çok altında kaldı.
Ne diyelim, Allah paramıza, emeğimize, alın terimize bereket versin.