Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Salı Sohbeti'nde Doç. Dr. Aziz Ayva, Âşık Veysel’in Türk kültürel hayatına katkılarını anlattı. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programda Veysel’in sesinden seçme türküler de dinleten Ayva, “Âşık Veysel berrak bir Türkçe kullanmasıyla bile anılıp övülmeye lâyıktır. Türkiye’de Âşık Veysel Ödülleri ve Sinema Günleri gibi etkinlikler düzenlenmesi de anlamlı ve yerinde olur” dedi.
BABASI ISRARCI OLDU
1894’de Şarkışla’nın Sivrialan köyünde doğan Veysel’in tâbi olduğu Şatıroğulları sülalesinin Anadolu’ya Horasan’dan göç ettiğini işaret eden Ayva, Sağlıklı olarak dünyaya geldi ama Veysel yedi yaşında görme yetisini kaybetti. Dünyaya ait görsel bilgileri de o yaşa kadar görebildiklerinden ibarettir. Gözlerini kaybeden oğlunun küçük yaşlarda eğlenebilmesi, ileri yaşlarda da geçimini sağlayabilmesi için babası onun saz çalmayı öğrenmesinde ısrarcı oldu” diye konuştu.
ARDI ARDINA OKUDU
Ailesinin, Veysel’i evlendirdikleri Esma hanımın, ailenin yanında yardımcı olarak çalışan kişiyle bir gece kaçıp gittiğini hatırlatan Ayva “Veysel daha sonra Gülizar hanımla evlendi ve bu evliliği ona mutluluk getirdi. 1931’de Sivas Maarif Müdürü olan Ahmet Kutsi Tecer’in düzenlediği Halk Şairleri Bayramı Veysel’e şöhretin de yolunu açtı. 1933’de yazdığı Cumhuriyet Destanı adlı şiiri de şöhretinin Türkiye geneline yayılmasına vesile oldu” dedi. TRT radyosuna programa çağrılan Veysel’in bundan sonra ardı ardına okuduğu plaklarla üne kavuştuğunu anlatan Ayva “Ahmet Kutsi, Veysel’in elini bırakmayıp ve onun Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapmasını sağladı. Şair ressam dostu Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hediye olarak yolladığı şeftali armut, Kanada Kavağı gibi fidanları köyünde ekerek modern çiftçiliğin uygulanabilirliğine örnek oldu” diye konuştu.
KONSERDE RAHATSIZLANDI
Bektaşi Dervişi Selam Baba’yı ziyaret ederek feyz alan Veysel’in dar bir çevrenin içinde kalmak yerine millete mâl olmayı seçtiğini de kaydeden Ayva “Kendi şiirlerini kırk yaşından sonra toplum önünde okumaya başlayan Veysel’in kendine ait üç şiir kitabı yayımlandı. Metin Erksan’ın sinemaya çektiği ve onun hayatını anlatan Karanlık Dünya isimli film çiçek hastalığında sağlık ocağı bulamayanları ve çıplak ayaklı kadınları gösterdiği için devleti küçük düşürdüğü gerekçesiyle sansüre uğradı. 1971’de Hacı Bektaş’ta Kara Toprak adlı eseri okuduğu sırada rahatsızlanıp sahneden indi ve bu onun son konseri oldu; 1973’de vefat etti” diyerek sözlerini tamamladı.