TARİHE YOLCULUK (204)
- Yakın zamanda rahmeti Rahman’a kavuşan Saime Yardımcı Hanım’ın merhume annesi Halime Sadiye Hanımefendi, ömrünü Hatıra Defteri’ne kaydeden asırlık bir çınar…
Saime Yardımcı Hanımı “Asırlık Bir Çınar” adlı eserlerinden tanıyorum. Daha sonra bir vesileyle de tanıştık. İyi ki tanımışım. Aslında ben kendilerini 2006’da yayımlanan “Konya’da Sivil Hayat” adlı kitabıma Türk Anneler Derneği Konya Şube Başkanı olarak bir mülâkat yaparak yer vermek istememe rağmen bu ne yazık ki, mümkün olmadı. Sivil toplumu seven, topluma faydalı olmak ve olabilmek için STK’larda görev alarak bizzat yönetici olarak da hizmet eden Saime Hanım, TEMA, KAGİDER ve TYB Konya Şubesi üyesi. Saime Hanım zamanı iyi yöneten bir iş kadını. Kocası merhum Nazif Yardımcı’nın kurduğu Yardımcı Holding’in yönetim kurulu başkanlığını da üstlenen Saime Yardımcı, Konya İş Kadınları Derneği kurucu başkanlığını da yaptı.
Yazarlık yaşamına “Asırlık Bağ Evinin Yemek Sırları”, “Meram Anılarda Kalmasın”¸ “Asırlık Çınar I” ve “Asırlık Çınar II” adlı kitapları sığdıran Saim Hanım, Asırlık Çınar III’ün hazırlıklarına başlayarak Panos Özararat ve Ailesi’ni yazacağını ifade etti.
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, Hikmet İlim Sanat Derneği Genel Sekreteri Mehmet Altuntaş, İnşaat Mühendisi Veli Gülşen, Elektrik Mühendisi Muammer Yavuz ve eğitimci Hasan Özücan’la birlikte Alâeddin Tepesi’ne bakan beş katlı bir apartman evinde yakın zamanda doksan yedi yaşında vefat eden annesi Halime Sadiye için taziye ziyaretine gitmiştik. Peygamber Efendimizin sütannesinin adını alan annesi Halime Sadiye hakkında da bilgi veren Saime Hanım, 1921 Sivas doğumlu olan annesinin tuttuğu hatıra defterini bana göstererek merhumenin birkaç anısını tarih kokan o defterden okuyarak bizimle paylaştı.
Hatıra defterinin başlangıç kısmı şöyle: “22 Mart 1921 Sivas’ın Şarkışla kazasında dünyaya gözlerimi açtım. İstiklâl Savaşının şiddetle devam ettiği yıllar. Babam Abdullah Vicihi Şarkışla PTT Müdürü. Ben bir yaşında iken babamı Kayseri Pınarbaşı kazası tayin ediyorlar. Kışın şiddetle devam ettiği o günlerde annem, babam ve ben atlarla Pınarbaşı’na ulaşıyoruz. Orada da birkaç sene kaldıktan sonra babam Trabzon’a tayin ediliyor. Dört veya beş yaşındayım. Trabzon’da 2 sene kadar kaldık. Tekrar babam Gümüşhane’nin Kelkit kazasına P.T.T Müdür olarak tayin edildi.”
Çocukluk yıllarını şehir şehir gezerek geçiren ve büyüyerek serpilen Halime Sadiye, girdiği ‘Olgunluk İmtihanı’nı birincilikle bitirdikten sonra dinlediği radyodan 1 Eylül 1939’da Almanların Polonya’ya saldırdığı haberini alıyor. Gelin bundan sonrasını hatıra defterinden dinleyelim: “Böylece II. Cihan Harbi’nin sıkıntılı günleri başlamıştı. En büyük arzum üniversiteye gidebilmekti. Ne yazık ki bu da gerçekleşemedi. Babamım Konya’ya tayini başladı.” Burada devreye Saime Hanım giriyor: “Annem Konya’da babasının yanında memur oluyor. Babam da o yıllar postahânede memur. Babamla anlaşıyor, Konya’da evlenip kalıyor. Dedem bir sene sonra İstanbul’a gidiyor.”
Gelin şimdi de Halime Sadiye Hanımefendi’nin tuttuğu hatıra defterinden çocukluk yıllarına gidelim: “Çocukluk günlerimizde bugünkü çocukların sahip oldukları imkânların hiç birine sahip değildik. Yeni bir harpten çıkmış ve çok yıpranmış bir ülkenin çocukları idik. 1. Cihan Harbi… İstiklâl Harbi… Ne var ki vatanımız kurtulmuş, Mustafa Kemal ve beraberindeki büyük komutanlar ve de kahraman, fedakâr Türk askerleri sayesinde huzura kavuşmuştuk. Millî bayramlarımız bugünkünden daha büyük bir coşkuyla kutlanıyordu. O zaman ulaşım vasıtaları kağnı arabaları. Büyükbaş hayvanların taşıdığı kağnılarla daha fazla köyler ve şehirlerarasında at arabaları, fayton ve yaylı arabalar vardı. Otomobille ilk tanıştığım Trabzon’dan Sivas’a dönüş zamanımızda oldu. Vapurla Trabzon’dan Samsun’a geldik, oradan da Turhal’a trenle, Turhal’dan da otomobille Sivas’a.”
Saime Hanım ve ailesi, annesi Halime Sadiye Hanımefendi’nin kaleme aldığı hatıra defteri aslında birer tarih saklı! Saime Hanım bunun bilincinde. Sorularla lâf lâfı açtı ve sohbet içilen kokulu ve şekersiz çaylarla epey uzadı. Dr. Güçlü Bey, Halime Sadiye hanımı, hayattayken hatıralarını dinleyemediğine biraz hayıflansa da; hatıra defterine bir ömrün sığdırılmasına şaşırmadı değil.
Sohbetimiz, Mehmet Altuntaş Bey’in okuduğu Kur’ân-ı Kerim ve aşırı şerifin ardından Halime Saniye Hanımefendinin ruhuna gönderilen Fatihâlarla son buldu.
YARIN: Doç. Dr. Bekir Biçer, Kürtler ve Kürt Sorunu’na bakış…