Gelişen teknoloji ile birlikte yok olmaya yüz tutan eski düğün adetleri Hadim ilçesinde yaşatılmaya çalışılıyor.
115
At üzerinde gelin getirme geleneğini devam ettiren Hadim ilçesine bağlı Gerez mahallesi muhtarı Mevlüt Kılıç oğlu Tolga’nın düğün törenini eski düğün adetlerine göre gerçekleştirdi.
Kılıç, yöresel adetleri yaşatmak ve kültürel değerlere sahip çıkmak için oğlunun düğününü yüzyıllardır süregelen adetlere göre yaptığını söyledi.
215
Mahallelerinde düğün adetlerinin şenlik havasında geçtiğini anlatan Kılıç şöyle devam etti: “Düğünlerimizi yüzyıllar boyu atalarımızdan dedelerimizden gördüğümüz şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz.
315
Düğün yemeği, düğün alayı, gelin atı, delikanlı başı, yüz açımı, heybe iletme gibi adetlerimizi bu düğünde yerine getirdik. Köy düğünlerinde sıklıkla görülen ve birçok can kaybına sebep olan silah atma alışkanlığını ortadan kaldırmak için özel afiş hazırladım ve vatandaşlarımıza bu konuda duyarlı olmaları için çağrıda bulundum. İnşallah düğünlerimiz bundan sonra da adetlere uygun şekilde devam eder ve silah atma alışkanlığı bırakılır.”
415
Damadın annesi Aygül Kılıç ise düğünlerinin 5 gün sürdüğünü ve bu adetin eskiden beri bozulmadan devam ettirilmeye çalışıldığını belirtti.
Düğün adetlerinin çok renkli görüntülere sahne olduğunu anlatan Kılıç şöyle devam etti: “Düğünlerimiz perşembe günü oğlan tarafının evine bayrak asılmasıyla başlar. Ardından aynı gün ‘heybe iletme’ yapılır. Heybe iletmenin gayesi; oğlan tarafının, yani damadın kız evine ilk davetiyesidir. Düğüne özgü bayrağımızın ardında, tüm mahallelilerin katılımıyla düğün alayı oluşturulur.
515
En önde düğün bayrağı, arkasında sırasıyla davulcu, delikanlı başı, tüfekçi, oğlan tarafının yakınları, heybeci, tefçi ve köylülerden oluşan düğün alayı ile heybe iletilir. Gelinin giyeceği, hediyeler ve takıları heybe içerisinde kız evine götürülür. Oğlan tarafının yakın akrabaları, ‘dünürcü’ adı altında kız evinin damında heybedekileri sergiler. Bu, bir nevi düğünün ilk günüdür.
615
Ertesi gün yöre halkını davet etmek için “okuntu” adı verilen gömlek, kumaş, havlu, çorap gibi hediyeler dağıtılır. Cumartesi günü ise gelin ve damadın evinde ayrı ayrı düzenlenen eğlencelerle düğün devam eder. Akşam kız evinden gelen “hazırız” haberi üzerine, oğlan evindeki düğün alayının, bayrağın arkasından kız evine gider, burada kına yakıldıktan sonra takı takılır.
715
GELİN AT ÜZERİNDE GETİRİLİR
Düğünlerinin en önemli özelliklerinden birinin at üzerinde gelin getirilmesi olduğunu ifade eden Kılıç, “Düğünlerimizde gelinin atla alınması, dünürcülerin beyaz çarşaf giymesi, yüzlerini renkli yazmalarla kapatarak ata binmesi, düğün alayının oluşturulması gibi adetlerimizi devam ettiriyoruz.
815
Düğünlerde pazar günü kazanlarda pişirilen et haşlaması, bulgur pilavı ve ayran ikramı yapılır. Yemek sonrası düğün alayı tekrar kurularak, kız evine doğru yola çıkılır. Yol boyunca davulcu davulunu çalar, tefçi de tefini.
915
Eğlenceler düzenleyerek kız evine ulaşırız. Gelini, özel olarak süslediğimiz ata bindirerek oğlan evine yine eğlencelerle götürürüz. Ertesi günü sabahtan buğday, nohut ve fasulye ile hazırlanan yöresel yemeğimiz ‘gölle’ ikramımız olur. Kadınlar kendi arasında ‘yüz açımı’ yapar. Gelin yöresel gelinliğini giyer, oynar, davetlilerce takı takılır. Perşembe günü bayrağın asılmasıyla başlayan düğün, pazartesi yine bayrağın indirilmesiyle sona erer” şeklinde konuştu.