AVM’LERDE GÜVENLİK…

Uğur Özteke

Bugün yine sizlerin, değerli, hassas ve şehrini çok çok seven tertemiz okuyucularımızın uyarıları ile birbirinden farklı iki üç konuya değineceğiz. 

KIDEM TAZMİNATI, KONUSUNDA

Geçtiğimiz gün bir özel hastanenin kendi aramızdaki tabiri ile “Batması”, “Gümlemesi” ya da farklı bir sistem ile hastane yönetiminin fişi çekmesi, sonuçta ekonomik durumun bir özel hastaneyi de etkilemesinin neticesinde çalışanlarının aylardır maaşlarını alamadıklarını dile getirmiştik.

Bir sanayici, işveren abimiz de “MAAŞLARINI DAHİ ALAMAYANLARIN TAZMİNATLARI NE OLACAK?” başlığı ile bizimle özetle bildikleri şöyle paylaşmıştı;

“Devlet tazminatlar için fon kurmak istiyor. Sendikalar ise buna karşı. Sendikaların bu fona neden karşı çıktıklarını anlamış değilim. Eğer bu fonda paralar toplanmış olsaydı bir günlük hak ediş bile devlet garantisi altına girerdi. Benim kanaatimce yapılan büyük bir haksızlık ve mağduriyet var. İnsanlar yıllarını bu işe vermiş fakat karşılığını alamıyorlar. Sendikalar eğer bu fon olayına karşı çıkıyorlar ise bu mağdurların mağduriyetlerini de çözüme kavuşturmaları gerekmez mi? Söz konusu toplu işten çıkarmalarda tazminat ödenmesi firmayı zorlayacaksa tek seferde ödemek yerine karşılıklı anlaşma yapılarak taksitler halinde ödeyip hem işverenin hem de işçinin işini görmek iki taraf için de hayırlı olur. Böylelikle işveren de bu vebalden kurtulur.”

Biz de bu abimizin görüşünü sizlerle paylaşmıştık. Ama işçi kardeşlerimiz bu konuda işveren gibi düşünmüyor. Dün öğle saatlerine kadar bizimle pek çok link paylaştılar. Okudum okudum pek anlamadım. Dahası kimin dediği doğru kim neyi yapıyor bu iş benim anlayacağım bir şey değildi. Yalnız şu konu gerçekten dikkat çekici idi.

Bu da bana gönderilen linklerden birisi idi.

KIDEM TAZMİNATI FONUNA DAİR MERAK EDİLENLER:

NE KADAR KESİNTİ YAPILACAK, NE ZAMAN ÇEKİLEBİLECEK?

İŞTEN ATILAN İŞÇİ HEMEN KIDEM TAZMİNATI ALABİLECEK Mİ?

“Mevcut sistemde işveren işçiyi işten attığında kıdem tazminatı hemen ödeniyor. Yeni sistemde işçi işten atıldığında kıdem tazminatı ödenmeyecek. Fonda biriken paranın yarısı, en az 15 yıl sonra veya ilk defa konut alındığında ödenecek. Paranın tamamı ise emeklilikte veya 56 yaşında alınabilecek."

………..

Dediğim gibi bu işi bilenler uzmanlar yapsın (Sakın ola siyasiler yapmasın) biz sadece sizlerle dertleşelim olur mu?

KONYA ÜLKENİN BİR PARÇASI

Önce değerli, dikkatli, duyarlı ve hassas sıkı okurlarımızdan Alp Bey’in dün bize yorumunu sizlerle olduğu gibi paylaşmak istiyorum;

“Seçimler öncesinde yalakalıkta ve her şeyi güllük gülistanlık göstermede zirve yapan Konya medyası seçim sonrası bir anda değişerek olumsuz eleştirileri tek tek sıralamaya başladı. Ha bu dediğim sadece bir kısmı için geçerli asıl büyük kısım susuyor. Hâla uçuyoruz kaçıyoruz edebiyatı yapmaya devam ediyor.

Sayın Uğur abi maalesef ki sen de seçim öncesi her şeyi YAZMADIN. Şimdi gördüklerini ve duyumları yazmaya başladın bu gazetecilik için hoş karşılanmayacak bir durum ama geç de olsa gerçekleri yazabilmek de iyi bir şey.

Çok söyledik yanlışlar yapılıyor sürekli halk kandırılıyor gereksiz birçok yatırım ve eksik yatırımlar var. Paralar çar çur ediliyor vs... ama gören de duyanda yazabilen de çıkmadı.”

…………..

Alp Bey, Konya Basını da Türk basının bir parçası, yani Konya, Ankara, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Van, Hakkari, Trabzon, Antalya…. Biz hep biriz. Bir bütünüz. Ve bir elmanın parçalarıyız. Tabii ki baş nereye giderse biz de onları takip ederiz.

Bizi yönetenler farklı ses çıkartan farklı haberler yapan, fotoğraflar yayınlayan, farklı düşüncelerin paylaşıldığı basını istemiyorlar. (Farklı düşünce derken hiçbir zaman ve asla PKK gibi FETÖ gibi devleti yıkmaya ve yıpratmaya yönelik düşünceleri kastetmiyoruz)

Bizleri yönetenler bizlerden sadece iktidarın dediklerini yazan çizen, istemediklerini ise görmezden duymazdan gelmemizi istiyorlar.

Peki ya uymaz iseniz, o zamanda yakın geçmişte düzgün AK Partililerin, bürokratların, iş ve spor adamlarının ve dahi Reis’e yakın (Reis’e güçleri yetmedi de başaramadılar) devletini sayan bilen temiz insanların başına getirilmesine çalışanları, bu kez sizin başınıza çorap gibi görmenin peşindeler.

Böyle bir genellemeden sonra iğnenin ucunu kendimize batırdığımız zaman;

Sessiz, tek ses Konya’nın çaresiz eli kolu bağlanmış sürekli aba altından sopa gösterildiği yaşlı bir gazetecisi olarak defalarca bu sütunda dile getirdim, “Bu dünya benim içinde kara sevdam olan basın hayatı bitmiştir. Renkleri gitmiş grileşmiş, çiçekler gibi solmuştur. Tek yaptığım yapabildiğim şey asla ama asla şehrimizi yönetenlerin her söylediğini inanmadığım takdirde yazmayışım. Yazmamak için de direniyorum.

Evet yanlışlarını yazamıyorum. Korkuyorum. Neden korkuyorum. İşsiz kalmaktan, gazetecilik yapamamaktan vallahi de billahi de korkmuyorum. Mahkemelerde yargılanmaktan, cezaevlerinde çürümekten korkuyorum.

Alper Bey lütfen empati yapın. Türkiye’de yakın tarihte suç ve delilin nasıl üretildiğini bilmeyenimiz kaldı mı?

Bu şehirde bizi yönetenler yanlış yapıyorsa, yamukluk yapıyorsa, hakimi, savcısı, polisi, müfettişi yok mu?      

Herkes görevini layığı ile yapacak. O yapılanları da biz haberleştireceğiz.

Oruç ağza ve kafaya bu konulara fazla girmemek adına bugünlük nokta. (Aslında sizler bizi bizden daha iyi anlıyorsunuz, millet her şeyi biliyor ve millet de susuyor onunda farkındayız)   

İSTANBUL AŞKIN ŞEHRİ

Deli İsmet rumuzlu abimiz de bizim İstanbul aşkımızı depreştirip duruyor. Aslında İsmet abinin son cümlesi çok şeyi ifade ediyor. Bakın İsmet abi ne yazmış?

“Yav bırakın artık riyakarlığı ne birlikte olması herkesin derdi kendi reklamı. Artık yemiyor Konya’nın saf insanı eskiden bir ödül töreni olurdu sanayiciye esnafa bir plaket verilir sırtı sıvazlanırdı o bile yapılmıyor artık. Esnaf sanayici perişan onları temsil edenler sessiz 3 maymunu oynuyor. Bak İstanbul’a hepsi gider niye gider acaba biri gelirde orada bizi de görür mü diye işte böyle abi bizimkisi bir aşk hikayesi…”

……………..

Evet İsmet abi bence de İstanbul yemeği Ankara’dan daha popüler geçebilir.

Çünkü başta Reis olmak üzere AK Parti A’sından İ’sine kadar İstanbul’da. Bence bizim yerli taklacıların hepsi İstanbul’a gitmeli. Reis’te görebilir falanca bakanda görülebilir.

İsmet abicim pazar günü bir oda başkanımız İstanbul pilavına gidip gitmemeyi bana sormuştu. Ben de kimse gitmez demiştim. Siz yazınca nasıl yanıldığımı ve o başkanı da yanılttığımı anladım. Teşekkürler.

AVM’LERDE GÜVENLİĞE DİKKAT

Bir okuyucumuz dahası bize güvenen bir dost yaşadıklarını bizlerle paylaşırken şehrimizde AVM’lerde gözlerden uzak tutulan, belki de tutulmaya çalışılan acı bir gerçeği tüm çıplaklığı ile örnekleri ve yaşanmışlıkları ise bizimle paylaşmış.

Biz de hem yöneticilerimizi durumu iletmek hem de vatandaşlarımızı haberdar etmek adına bu okuyucumuzun yazdıklarımızı sizlerle paylaşıyoruz. 

“Merhabalar,

Yayınlanmasında katkı sağlarsanız sevinirim, eminim ki çoğu kez ele alınmıştır ama tehlike-risk unsuru güncel olduğu için tekraren hatırlatılmasında fayda görüyorum.

Günümüzde insanlar zamanlarının çoğunu AVM’lerde geçirmekteler;

AVM girişlerinde üst araması, araç araması, çanta, paket kontrolleri sembolikte olsa yapılmakta ama çevre güvenliği gibi güvenlik hizmetlerinin daha kontrollü ve sağlıklı yapıldığı söylenemez.

Son zamanlarda Konya’da bulunan AVM’lerde tiplerinden ve eylemlerinden anlaşılacağı üzere uyuşturucu bağımlısı olduğu düşünülen ya da serseri tipli bazı 3-4 kişilik grupların AVM’lerin herhangi bir noktasında gözüne kestirdikleri insanlara sataştıkları laf attıkları, bazen de darp girişiminde bulundukları görülmekte ve duyulmaktadır.

(En doğru somut bilgiler AVM’lerin bağlı bulundukları karakollardan öğrenilebilir)

Alışveriş merkezlerinde güvenlik önlemlerinin yetersizliği sonucu olumsuzluklar yaşanmaması için Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün başlattığı uygulama kapsamında polis irtibat bürolarının Konya’da oluşturulması önem taşımaktadır.

Bu uygulamada AVM’lerin yönetimleriyle koordineli yürütülen uygulama kapsamında alışveriş merkezleri içerisinde kurulan irtibat bürolarında, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğüne bağlı iki ya da daha fazla personelden oluşan sivil ekipler aracılığıyla AVM’lerde güvenlik denetimlerinin sürekli kılınması, AVM’de zaman geçiren insanlarımızın can güvenliğini daha çok arttıracağı olası olumsuzların önüne geçilebileceği öngörülmektedir.

Konya yerelindeki AVM’lerin içerisinde Kent Plaza bu uygulamayı sivil güvenlik ve sivil kıyafetli elemanlarca çok başarılı bir şekilde yapmakta olduğu, bu uygulamanın diğer AVM’lerce yapılmasının güvenliğini artıracak ve insanların daha huzurlu bir şekilde AVM’lere gitmesi sağlanacaktır. Aksi durumda insanlarımızın AVM’lerde daha dikkatli olması ya da tek gitmemesi gibi önlemleri kendilerince almalarını önermekteyim.

NOT: Bu yazıyı yazma nedenim; 20.05.2019 tarihinde saat 18-19 arasında Kule Site’de yemek yenilen katın terasında içlerinde kendi oğlumun da bulunduğu 6 lise öğrenci 17-18 yaşlarında iki tanesi kız olmak üzere yemek yerken; yukarıda bahsedilen olumsuz tiplerden birkaç kişinin “ne bakıyorsun! az önce de baktın! Gözlüğünüzü kırarım ……….bir yerinize sokarım! Ulan yanınızdaki kızları da koruyamayacak kadar acizsiniz!”  gibi tahrik edici sözler ve sonunda öğrenci çocuklarımızın birinin üzerine yanan sigarayı atmışlar kıyafeti yanmış.

Bu durumu oğlum bana anlatınca bugün 21.05.2019 tarihinde Kule Site Yönetimini aradım ismini vermeyen ama yönetici olduğunu söyleyen bir bey “bu olayı Şehit Topel Karakoluna şikayet ediniz onlar bizden kamera kayıtlarını isterler, bizim yapabileceğimiz bir şey yok diyerek cevapladı.

Özgürce bu serseriliği yapan hayattan hiçbir beklentisi kalmamış ya da kalmayan bu haydutların/gözü dönmüş canilerin yüzünden henüz hayatlarının baharında bulunan terbiyeli, kibar, nezaketli, özel okul ve iyi aile çocuklarının AVM’ye gitme hakları yok mu?

Ya da işletmenin sahibi AVM’nin böylesine önemli bir olayda böylesine kayıtsız kalmasını can yakıcı buluyorum. AVM para kazanmasını biliyorsa gerekli güvenlik önlemini de alacak, ya da bu olumsuzlukları ifşa edilecek kendilerine çeki düzen verecekler.

Bugün bizim başımıza gelenler gelecek pek yakın günlerde birilerinin başına gelme ihtimali kesinlikle var, böylesine kayıtsız kalındığı sürece…”

………………

Size ve ailenize geçmiş olsun derken bu bölümün hepimiz için acı bir tecrübe olduğunu da anlamış olduk.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sevilen bir insan olmak, saygı duyulan bir insan olmaktan daha önemlidir. Çünkü saygı bazen mecburi olabilir, fakat sevgi kalptendir

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Plakasız, ışıksız, sinyalsiz; araç mı, motor mu, bisiklet mi oldukları dahi belli olmayan ilavelerle farklı farklı şekillere getirilen motorlu araçlarla kağıt ve hurda toplayanlara artık bir dur diyebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.