Yaşadığımız çetin coğrafya;
Etrafımızda yaşananlar,
Yaşatılanlar,
Gözler önünde sergilenen katliamlar…
Yolu yok yazacağız.
Türlü türlü insan manzaraları,
Yaşam klasikleri…
Suriye
Mısır
Yemen
İran
Irak, Musul, Kerkük
Ermenistan
Avrupa Birliği
Sözde Soykırım
Kıbrıs
Süreç,
Spor kulübü otobüsüne ölümüne silah sıkmalar
Dini hainlikler,
Arkadan vurmalar
Dejenerasyon
Ahlaki erozyon
Bütün bunları bırakıyor
Başkanlık ve payandasında süreci tartışıyoruz.
Dünya nereye gidiyor,
Neyi tartışıyor?
Biz neyi düşünüyor, neyi tartışıyoruz?
Başkanlık sisteminin yanlış olduğunu savunmuyorum.
Akan kanın durması açısından, süreçle ilgili çekincelerimizi bir yana koyarak elbette kayda değer buluyorum.
Ancak AYDINLIK TÜRKİYE ya da YENİ TÜRKİYE söylemlerinde içinin ne olduğu ile ilgili şüphelerimi ve tespitlerimi ortaya koymaya çalışıyorum.
Yeni krallıkların olmadığı
Menfaat uğruna
Yeni dini birlikteliklerin olmadığı
Rant ekonomisinin işlemediği
Yeni dini sosyalizminin olmadığı
Kula kulluğun yaşanmadığı
İnsanların karnının doyduğu
Boğazına kadar borçlanmadığı
Lüks tüketim uğruna çılgınlıkların yaşanmadığı
Yüzü geleceğe dönük
Muasır medeniyet seviyesine ulaşmış
AYDINLIK bir Türkiye’ye
Uyanmaya hazırız.
Dün eleştirdiğiniz gibi olmayacaksanız
Kendinizden çok vatandaşı düşünecekseniz
YENİ BİR TÜRKİYE’YE
Kavuşmaya hazırız
Lakin değişmiyor,
Değişmeyecek
İzin vermeyeceksiniz
“Yırtılan Deli Bekir’in Yakası” misali
O görüş, bu görüş, o takım, bu takım fark etmiyor
Bir şey değişmeyecek biliyorum.
Dün kandırdınız,
Bugün de kandıracaksınız…
Siz kandırmaya devam edin,
Biz beklemeye devam edelim…
Özür dileriz!
Kötü düşünüyoruz.
Biz size layık olamadık.
Kötüyüz ve akılsızız.
Sizi anlamakta zorluk çekiyoruz.
Bir fil yetmez iki fil istiyoruz.