CHP’yi, özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu’nu yollara düşüren nedir?
Yanlış tartan adalet terazisine ayar vermek için mi yollara düştü?
Göründüğü kadarıyla Kılıçdaroğlu’nun derdi bir milletvekiline verilen hapis cezası olsa da bu yol hikayesi çalışılmış, önceden planlanmış bir eylem planıdır.
Bir verip beş almak için bir şeylerin yapılması gerekiyordu, bu oyunu sahneye koydular.
Hatta Berberoğlu gündeme gelmeseydi de bu yol hikayesi her halükarda sahnelenecekti.
Berberoğlu işin bahanesi oldu.
Ortaya konulan bu “orta oyunu” nun siyasi neması da bu hesabın içindeydi.
Hatırı sayılır anket firmaları bu hareketin halk nezdinde beklentilerin çok gerisinde kalındığını, hatta eksiye bile geçildiğini söylüyorlar.
Biz onların yalancısıyız.
CHP her ne kadar parti içi demokrasiden bahsetse de, bu çok seslilikten öte bir başsızlığı gösteriyor. Herkes aynı anda konuştuğu için kimin ne söylediğini anlamak da mümkün olmuyor.
Yani şunu demek istiyorum ki; CHP’de siyaset doğaçlama, “doldur-boşalt” taktiği ile yapılıyor.
Koskocaman, yılların partisinde bir tane de mi siyasetten anlayan aklıbaşında adam olmaz?
Yok!
Ayşe Arman da Kılıçdaroğlu’na kocaman bir öpücük kondurmuş.
Ayşe Arman “Kemal Kılıçdaroğlu’nu hep severdim ama itiraf ediyorum şimdi hayranlık duyuyorum. Benim gözümde artık bir parti başkanı değil gerçek bir lider” derken Kılıçdaroğlu iddia ediyorum ki “tel-tel” olmuştur. Kılıçdaroğlu bu aferinden sonra Viyana kapılarına dayanırsa hiç şaşırmayız.
Bu hareket bir adalet arama hareketi olsaydı, dağdaki teröristin meclisteki uzantıları Kılıçdaroğlu’nun yanında olmazdı.
Vatanı bölmek, parçalamak isteyen emperyalist güçlerle askerlerimizi şehit edenlerin “Adalet istiyoruz” pankartı taşıması eğer CHP’ye gönül bağı olanları rahatsız etmiyorsa söylenecek söz bitmiştir.
“Bırakın sarhoşu yıkıldığı yere kadar gitsin...”