Galatasaray futbol takımının Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenemediği için Galatasaray’lı taraftarların Aziz Yıldırım’a kızması ne kadar anlamsız.
Galatasaraylılar eğer birilerine kızacaksa –bugün için- Dursun Özbek’e kızmalılar.
Aziz Yıldırım gıcık olabilir. Aziz Yıldırım aşırı fanatik olabilir. Onun yöneticiliğini beğenmiyor olabilirsiniz. Fenerli taraftarların bile bir kısmı Aziz Yıldırımı sevmiyor. Bütün bunlar bir tarafa siz Fener’i Kadıköy’de yenemediniz diye faturayı Aziz Yıldırım’a kesemezsiniz.
Suç, Galatasaray’ı Kadıköy’de yenen Fener’in değil, Fener’i yenemeyen Galatasaray’lı futbolcuların ve yöneticilerindir.
Benzeri bir durumu siyasette de yaşıyoruz.
Sosyal Demokrat seçmen nedense faturayı Recep Tayyip Erdoğan’a kesiyor.
Erdoğan’ın suçu ne?
Erdoğan, bir siyasi partinin lideri. Elbette temsil ettiği partiyi iktidara taşımak için çalışacak, gayret edecek.
Bir adamı iktidara geliyor diye sevmemek, ondan gıcık kapmak çok anlamsız.
Sosyal Demokratlar öncelikle her girdiği seçimi kaybeden, halkın teveccühünü kazanacak politikalar üretemeyen genel başkanlarını sorgulamalıdır bence.
İyi şeyler yaptılar da halk beğenmedi mi?
İktidara canla başla talip oldular da ellerinden alan mı oldu?
Erdoğan’ın partisine oy verenlerin başına silah mı dayadılar?
“Yıkılan pehlivan güreşe doymaz” misali her yenilgi sonrasında mızıkçılık yapan Kılıçdaroğlu bahanelerin arkasına sığınmadı mı?
Makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diye aşağıladıkları seçmen her seçimde artan bir teveccühü Erdoğan’a neden gösterdi acaba?
Erdoğan’da olup da Kılıçdaroğlu’nda olmayan nedir, hiç düşünmediniz mi?
Bir yenilgi sonrasında yönetimi istifaya davet eden spor severlerin tavrını, her girdiği seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu’na Sosyal Demokratlar bu kadar absiyonu neden veriyor ki?
Biz bu konulara daha fazla dalmayalım.
Bu konular sosyologların ve toplum bilimcilerinin konusu.
Hatta üniversitede tez konusu bile yapılabilir.
Tezi hazırlayanlar ve hocalar kafayı yemezse ne ala.
Kafayı yemeye de değer aslında, ne dersiniz?