MHP adına siyaset adına üzülüyorum. Bilinir ki, siyaset sözcüğü Arapça’dan gelir “seyis” kelimesinden üremiştir. At bakıcısı, at terbiyecisi dir karşılığı seyisin.
Siyasetin anlamı da herhalde insan bakıcısı, insan terbiyecisidir. Öyle de sorumlu olduğunuz insanı iyi tanımaz, iyi terbiye edemezseniz bir gün size tavır alır, yanlışlarınızı yüzünüze vurur hatta karşı gelebilir.
Hani “Atlara Fısıldayan Adam” başlıklı yazımda at terbiyecisi bir adamın, binicisini düşürmesinden dolayı, üzülen atın haleti ruhiyesini nasıl çözdüğünü ve nasıl terbiye ettiğini yazmıştım ya (13 Ağustos, 2015). Atı çözen insan adamını çözmelidir. Böylece haklı gerekçeleriniz olsa az da muhataplarınızı dinlemeniz onların isyan bayrağı açmasına mani olur, düzeni sağlar hatta onu utandırırsınız da. Tuğrul Bey ile Bahçeli arasında ki mücadele ve gelişmeler bu anlayışa denk düşüyor gibi.
Kendine has anlayışında büyük dava adamı Rahmetli Türkeş’in oğlu, Tuğrul Bey’in Bahçeli’ye aldığı tavır iyi anlaşılmalıdır. İnsanlarda fikir noksanlıkları, uygulama hataları, yorumlama yeteneği eksik olabilir ama Devlet gibi ulvi yapılar karşısında herkesin boynunun kıldan ince, kılıçtan keskin olması, kılı kırk yarması gerekmez mi?
Doğru gerekçelerle hem devletçi olacaksın, üzeriniz vazife düştüğü anda da ben yokum diyeceksin. Ne tezat değil mi? Hem yokum, hem varım nasıl denir bilemem. Bahçeli’nin hükümete girmesi için kendi anlayışı ve parti misyonuna denk düşen bir sürü gerekçesi olduğu halde tam tersine hükümet dışarıda kalmak için tüm fırsatları nasıl geri teptiği anlaşılamadı kendini ve ülkesini sevenlerce.
Durumun anlaşılması için çok da mantık yorumları yapmaya gerek yok. Kısacası ya varsınız, ya yoksunuz. Varsanız devleti sahiplenmelisiniz, yoksanız siyaset dışında kalmalısınız.
“Yarı varım yarı yokum, al sana piskevüt lokum”, derler böyle.
Allah için, kimse sizin Devlete bakışınızı, devlet ciddiyetinizi tenkit edemez, ama siyasete bakışını tenkit ediyoruz. Tuğrul Bey’i Brütüs gibi görmeyelim, öte yandan Sezar da olmayalım.
MHP’de kaynamanın burada biteceğini düşünmüyorum. Açıkça söylüyorum MHP siyaseti bu ülkeye gerekli ama böylesi değil. Rahmetli Muhsin Başkan’ı örnek alalım ve bir de o zaman görelim milletin MHP’ye bakışını.
Sayın Bahçeli, önümüzdeki seçim için de aynı şeyi söyleyeceğim. Eline fırsat geçti hesap sormadın,
Devlet dedin, dava dedin sahip çıkmadın, PKK bölücü dedin, devletin içine girmesine vesile oldun. Basit sorular soralım ve cevabını da kendi kendimize verelim.
Sizin tek başına iktidar olma şansınız var mı? YOK.
CHP’nin var mı? YOK.
MHP’nin HDP ile bir araya gelme şansı varmı? YOK. Bunu siz söylüyorsunuz.
Bunların dışında birilerinin hükümet kurma imkânı var mı? YOK.
Buna göre AKP dışında üçlü, AKP ile ikili koalisyonlar veya azınlık hükümetleri ancak görülüyor.
Ona yok, buna yok, sırtım açık karnım tok. İyi de yoklarla bir yere varılmıyor, Bir milyon YOK bir VAR etmiyor. Hem sırtım PEK, hem karnım TOK olsun. Yani hem siyaset yapayım, hem de doğru siyesetimi devlete hâkim kılayım, ne güzel.
Sayın Bahçeli şimdi kaçsanız da seçimden tek başına iktidar çıkmazsa görülen odur ki seçim sonrası kaçacağınız bir yer yok. İşte buradaki YOK devlet için ihtiyaç olan YOK’tur.