Konya Cumhuriyet tarihinin en kritik ve zorlu günlerini yaşıyor. Millet olarak hem inanılmaz bir öfke seli yaşıyoruz hem de kelimelerle tarif edilemeyecek kadar anlamlı bir itidal içerisindeyiz.
Tabii bu arada küçük küçük de hatalar ve saçmalıklar yapıyoruz.
Bunun da tek açıklaması var “uykusuzluk”...
Onu da uykucular düşünsün diyerek geçiyoruz.
Bugün izninizle yine yerel meselelerimizle ilgili iki ayrı konuya değinmek istiyoruz.
BU İŞARETLERİ KONYA’DA İLK KEZ GÖRÜYORUM
Hızlı, plansız, programsız, geleceği düşünülmeyen ve sadece rant ve para bakışlı olarak Konya’yı baştan aşağı yeniliyoruz.
Tabii buna “Konya büyüyor gelişiyor maşallah” diye de bakabiliriz.
Evet doğrudur.
Ama buna bir de büyüme ve gelişme içerisinde gözümüzü para bürüdüğü için gelecek nesiller adına Cenab-ı Allah’ın yarattıklarını da yok ediyoruz da dersek hata yapmamış oluruz.
“Hayır yalan” diyenlere buyurun buradan okuyun demek istiyoruz.
Bu işaretler Selçuklu Belediyesi tarafından Sille yolunda kanaldan sonra Sille’ye kadar sağlı ve sollu dikilmiş.
Bunu dikenlerden Allah razı olsun.
Bu tür hayvan işaretlerinin bulunduğu levhaları Avrupa’da, Amerika’da gördükçe içimiz sızlıyordu.
Çünkü daha yakın zamana kadar mesela 10 yıl öncesine kadar Meram’da daldan dala sıçrayan sincapları ailecek izlerdik.
Ama zaman içerisinde o koca dev ağaçlar köklerinden yok edilip sözüm ona muhteşem villalar yapıldı.
Ve böylece sincapları kendi ellerimizle yok ediverdik.
Duam odur ki inşallah Cenab-ı Allah’ım bunu yapanlardan hesabını soracaktır.
Gelelim Sille yolundaki kaplumbağa işaretli levhalara.
Evet bu bölgede hâlâ onlarca büyüklü küçüklü kaplumbağayı biz de görüyoruz. Küçük bir detay benim evimin bahçesinde de 4 tane var ve yıllardır bunlara gözümüz gibi bakıyoruz.
Şimdi bu levhaları görünce hem çok sevindim hem de yine bu canlılar adına kara kara düşünmeye başladım.
İki üç ay önce idi. Kanal boyunda oturan ve işinin sanatının ustası olan Mehmet Turuş abimiz anlatıyordu;
“Uğur abi senin evin karşısındaki bu yerlerde ben yıllarca çil keklik avladım. Buralarda gelincik, sansar, tilki, porsuk, tavuskuşu olurdu. Ama artık hiç biri yok. Üzüm bağlarına villaları yaptık ya. Hepsi kaçtı gitti” demişti.
O günde gözümün önüne Meram’daki sincaplar gelmişti.
Meram’da 10 yaşındaki çocuk artık sincabı kitaplarda görecek ve tanıyacak.
Eeee Sille’de de elimizde kala kala kaplumbağalar ya da anam babam bir tosbağalar kaldı ise hadi bari onlara sahip çıkalım.
MESLEKTEKİ BAHTSIZ BEDEVİ !
Her zaman söylerim ve söylediğime de yürekten inanırım. Doğuştan şansı bir adamım. Allah beni gerçekten çok seviyor ve koruyor.
Amma bazen de mesleğin heyecanından mı desem ne desem sazan gibi atlıyorum.
Malum geçen hafta Büyükşehir Belediyesinde o koca koca taşlar yerinden oynadı.
Tahir Başkan’ın A takımının yenilenmesi yapıldı.
Bu çalışma içerisinde de KOSKİ’nin başına Ercan Uslu Bey geldi.
Bunu bile bile Ercan abimizin makamına oturduğu gün KOSKİ’yi eleştirdik.
Bu kadar mı dangalağım, bu kadar mı öngörüsüzüm?
Yuh bana yaaa.
Düşünsenize Ercan abi tam makama oturmuş millet hayırlı uğurlu olsun diyor o esnada bir görevli Ercan abimize PUSULA Gazetesini götürüp bizim köşeyi gösteriverir.
Ercan Bey çok olgun bir insandır.
Bizim yaptığımız adamlığa da dostluğa da sığmasa da Sarayköy’deki susuzluk konusunu araştırır ve ardından da bizi arayarak bilgilendirir.
Tabii o anda çok mahcup olduk ama Ercan Bey’in müjdesi ile de mutlu olduk.
Sarayköy’deki çalışmalar o okurumuzun korktuğu gibi değilmiş. İnşallah bu hafta sonuna kadar su sorunu bitmiş olacakmış.
Biz bir kez daha bu vesile ile Ercan Bey’e KOSKİ Genel Müdürlüğü hayırlı olsun Allah mahçup etmesin diyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafikte 10 saniyeliğine frene basıp yol vermenin bir erdemlilik olduğunu becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.