Hafta sonu olmasına rağmen bugün hiç de öyle kıytırık konulara girmeye niyetim yok.
Ama önce izninizle Konya’dan değil de taaaa Muğla’dan Konya adına gelen güzel bir haber ile yazımıza başlamak istiyorum.
Şehrimizin tanınmış simalarından sevilen saygın isim İnşaat Yüksek Mühendisi, Araştırmacı Yazar Mehmet Bildirici’nin adı, Muğla Akyaka’da yaşadığı sokağa verilmiş.
Niye?
Mehmet Bey’in Muğla’nın tanıtımına ve kültürüne yaptığı hizmetlerden dolayı…
Bu haberi duyduğum zaman o kadar çok sevindim ki. Helal olsun yakışır dedim.
Sonra da Konya adına üzüldüm.
Niye?
Biz ne dedik Sayın Bildirici şehrin sevilen ve saygın isimlerindendir.
Biz bunu neye dayandırarak söyledik?
Şunun için, Sayın Mehmet Bildirici, DSİ 4. Bölge Müdürlüğü’nden emekli olup, tarihi su yapıları üzerinde yayınlanmış kitapları ve diğer yayınları, uzun sürede Konya’da Yeni Meram ve Muğla’da Devrim gazetelerindeki köşe yazıları ile bu aşkını sürdürerek hizmet verdiği için.
Yıllardır köşemde yazarım.
Konya’ya bilmem Denizlili ve orada yaşan bir milli bisikletçinin adı verileceğine, yok bilmem nereli hocanın ismi verileceğini Konyalıya sahip çıksak. Hiçbir şey yapamıyorsak o sokakta yaşamış ya da yaşayan bir dişçinin, bir öğretmenin, bir sevilen din adamının ismini versek daha iyi olmaz mı?
Neyse beni yine delirtmeyin.
Sayın Mehmet Bildirici abimizi tebrik ederken bundan sonraki yaşamında da kendisine üstün başarılarının devamını dileriz.
Bu fotoğraf karesi de Sayın Bildirici’nin isminin verildiği sokakta torunu Mehmet Demir ile karesi.
…………….
ŞU VOLKSWAGEN FABRİKASI NE OLDU BEYLER?
Oturduğum yerden bazen kaşınırım.
Önceki gün de böyle oldu.
Bilgisayarda dolaşırken Almanların kuracağı Volkswagen fabrikasının İzmir’den Manisa’ya kadar nerelere kurulacağını okuyordum. Hangi ile yapılacağını yerinden öğreneyim diye Almanya’dan bir mühendis dostumuzu aradım.
Bu abimiz bu fabrika ile de ilgilidir. Çünkü yılar önce bu otomobil firmasının Türkiye projelerinde kendisinin nasıl özel olarak geldiğinin şahidiyimdir.
Neyse bu abimizi aradım.
“Abi bu fabrikayı nereye kuruyorsunuz? Konya yok mu?” dedim.
………….
Cevaptan önce biraz geriye gidelim
……………
Şimdi önce bendeki genel kanaati sizlerle paylaşayım da.
Hatırlıyor musunuz bu fabrika hani Konya’ya kuruluyordu. Sizler söylüyordunuz biz de manşetler atıyorduk.
Hadi bir de şimdi siz güzel güzel konuşsanız biz de manşetler atsak olmaz mı?
Neyse güzel güzel birinci ağızdan doğru bilgileri sizlerle paylaşalım.
Alman Volkswagen fabrikası zaten son çeyrek asırdır Türkiye ile çalışıyormuş. 25’in üzerinde çeşit yan ürün zaten Türkiye’de üretiliyormuş. Bu yan sanayiden Türkiye olarak biz yaklaşık 11 milyon avro para kazanıyormuşuz.
2000-2001 yıllarında fabrikanın Türkiye’de kurulması için Türkiye ve Almanya hükümetleri çok yaklaşmışlar. Fabrikanın Alman ortakları İstanbul’a gelmişler ve malum iş adamı ve holding ile yapılan görüşmelerde çok uzun mesafeler almışlar.
Ancak bu gelişmeleri Merkel bizzat engellemiş.
Volkswagen fabrikası şimdi artık tamamen elektrikli araca yönelmiş.
Bunun üzerine Türkiye tekrar devreye girmiş.
Bizim dostumuz tam da bu noktada diyor ki;
“Türkiye’nin güçlü olarak tekrar fabrikanın bizim ülkemizde olması için devreye girmesine hem seviniyorum hem üzülüyorum. Seviniyorum Türkiye’de olursa 3-5 bin insana iş imkanı sağlanacak. Tabii şimdi Bulgarlar da ciddi olarak devrede.
Üzülüyorum.
Ülkem adıma üzülüyorum.
Abicim biz niye başka markaların otomobilini üreteceğiz diye bu kadar kucağımızı açıyoruz? Kendi yerli otomobilimiz üzerine bu kadar enerjimizi versek daha iyi olmaz mı?
Bir de bir başka otomobil firması 1983’te Türkiye’de fabrikasını kurdu. İnanılmaz teşvikler aldı. Ne zaman teşvik bitti alınanların ödenmesine vergi dönemine geçilecek adamlar kriz yaşıyoruz diyerek zıng diye fabrikayı kapatıp çekip gittiler.
Bir de sana bir şey söyleyeyim mi Konya bu işin neresinde?”
…………….
Ben fabrikanın Konya’da kurulması adına ne kadar güzel ve yalan(!) yanlış(!) cümle varsa kurdum ve sonunda da dedim ki “Abi bizim tek dezavantajımız denizimizin olmayışı”
Abimiz taaaa Almanyalardan güldü “Uğur abi Aksaray’da deniz mi var? Bak orada bunun koca fabrikası var.”
………….
Yaaaa bizi yönetenlerin iki de bir önümüze gerekçe koydukları, “Denizimiz yok, denize uzağız” mazeretlerine elin oğlu dank diye kapağı yerleştirdi.
Sonra bozulduğumu anlayınca Almanya’dan bir örnek verdi;
“Uğur abi bak burada Stuttgart var. Otomobilinden beyaz eşyaya kadar dünya markaları burada üretimde. Stuttgart’ın denize uzaklığı 800 kilometre Uğur abi 800 kilometre”…
Yahu bundan sonra kimi kandırırsanız kandırın beni “Denizimiz yok” diye kandırmayın tamam mı?
……………
KÖPEK SÜRÜLERİ HASTA VE HASTA YAKINLARININ KORKULU RÜYASI OLMAYA DEVAM EDİYOR
“Meram Tıp Fakültesi eski binasındaki başıboş köpeklerden hasta ve hasta yakınları rahatsızlar. Konuşurlarken kulak misafiri oldum. Bu durumu görevliye sordum. ‘Saldırıyorlar abi’ dedi.”
Bir dostumuz bu fotoğraf karelerini ve bilgi notunu bizimle paylaşıyordu aynı durumu defalarca fotoğraflarla köşemize taşıdık biliyoruz ki hastane yöneticilerinin ve görevlilerinin de artık yapacakları bir şey yok tabi. Köpekleri-bu canları- düşünmemiz de lazım; ama çocuklardan yaşlılara, sağlam insanlardan engellilere bu işe kalıcı bir çözüm bulmak lazım daha durun bu günler iyi günler yarın bu canlar yiyecek ekmek bulamayacaklar. Yerleri kar kaplayacak, eşeleyecek çöp bulamayacaklar o zaman da doğal olarak saldıracaklar. Ne olur bu işe kalıcı bir çözüm bulun.
…………….
ÇEŞMEDEN BOŞA AKAN SULAR VE BİTMEYEN ARAÇ YIKAMA İŞLERİMİZ…
İşte bu fotoğrafı kalelerini üniversitemizin bir profesörü, bir abimiz bize üzülerek acı ile gönderiyordu.
Fotoğrafların altında da şunlar yazıyordu:
“Uğur Bey, bu resmi Nalçacı’da hem de Eski Otogar Cami’nin yanındaki tatlı su çeşmesinde yapılan inanılmaz bir durumu topluma göstermeniz açısından çektim. Çeşme oluğu dolmuş akıyor, çevreden birileri muhtemelen arabalarını da burada yıkıyor, zira her tarafı deterjan köpükleri sarmış. Bu ülkenin su kıtlığının farkına varamayan insanımızı nasıl ıslah edeceğiz. Caminin yanındaki parkın içindeki çeşme, inan durum çok vahim.”
Biz kendisine duyarlılığı, hassasiyeti için teşekkür ederken insanlık adına ise pes diyoruz.
…………
İyi tatiller.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Gülü gülene ver. Kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı farsız bisikletli ve motorlu sürücüler karanlıkta ters yoldan karşı yönden araçların üzerine doğru gelerek ölüme meydan okumadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.