Bayramlar yetimlerin, öksüzlerin, gariplerin, yoksulların, güçsüzlerin, darda kalmışların güldüğü; arkadaşlık, komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin sıklaştığı uzun sözün kısası kardeşlik, birlik beraberlik ve dostluk duygularının en üst seviyede yaşandığı müstesna günlerdir. Bu mübarek Kurban Bayramımızda da birlik beraberlik duygularını sağlamlaşmasını ve bayram coşkusunun bütün gönülleri birlik beraberlik ve kardeşlik duygularıyla sarmasını ve bu bağların bütün İslam coğrafyasını barışla şekillendirmesini temenni ediyorum.
Bayramın birinci günü bayramımıza bayram katar ve ikinci bir bayram yaşatır umuduyla Konyasporumuzu izlemek için televizyonlarımızın karşısına geçmiştik. Öyle ki içimizdeki Konyaspor tutkusu bayramın getirdiği maneviyatla birleştiğinde bizim umutlarımızı çok daha üst düzey bir noktaya taşıyordu. İlk yarı sergilenen baskılı oyun karşısında biraz umutlandık ama maalesef 27.dakikada Webo’nun kafa vuruşuna engel olamayan kalecimiz Kaya ile takımımız adeta bir soğuk duş etkisi yaşadı. 50. dakikada Caner Erkin'in sağ taraftan kullandığı serbest atışta Sow'un yakın direkte yaptığı kafa vuruşuna kalecimizin hatalı bir şekilde topa müdahale etmesi ve bu durum yüzünden tekrar mağlup duruma geçmemiz ise artık bizim için sonun başlangıcıydı. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe tecrübesiyle oyunu soğutma adına tabiki her şeyi yaptı. Fenerbahçe, Caner Erkin ve Gökhan Gönül dışında kötü bir futbol sergilemesine karşın takımımız Konyaspor ikinci yarı hiçbir varlık gösteremedi. Özellikle kaleci hatasıyla 2-1 kaybettiğimiz Fenerbahçe maçını geride bırakıp önümüzdeki hafta oynanacak olan Konyaspor-İstanbul Başakşehirspor karşılaşmasına yeni bir umutla bakmak istiyoruz.
Başakşehirspor karşılaşmasında her zaman olduğu gibi taraftarlarımıza da büyük iş düşüyor. Yeni stadımızda seyirci baskısını rakip oyunculara hissettirmek ve 12.adam olma görevini yerine getirmemiz gerekiyor. Yıllarca Konyaspor’a gönül vermiş biri olarak burada taraftar gruplarına âcizane bir öneride bulunmak istiyorum. Yeni stadımızda mükemmel bir ses akustiği var bu akustiği de iyi değerlendirmek gerekiyor. Gruplar antik çağdaki falanks askerleri gibi yanaşık düzeni bir türlü bırakamıyor. Belki de bu sistem eski stattan kalma kötü bir alışkanlık artık bizim için. Geçen hafta her iki taraftar grubunu da izledim. Kalabalık olmalarına rağmen yanaşık düzende oturdukları ve tribünler de geniş olduğu için bu taraftar grupları tribünde sanki okyanustaki minik bir su damlası gibi görünüyorlardı. İşte bu durum görsel gücümüzü oyun boyunca baltaladı. Bu yüzden her kombineli veya biletli arkadaşımızın kendi koltuğunda oturması durumunda görsellik bakımından da daha derli toplu görüneceği kanaatindeyim. Belki de bu durumda tribündeki boşluklar aralara serpildiği için hem tribünler daha dolu görünecek hem de bu durum ses akustiğini olumlu etkileyecektir. Bu konunun taraftar grup liderlerince dikkate alınmasını umut ediyorum.