Başkan Altay'dan İmamoğlu ve DEM'li belediye başkanlarına sert mesaj!

Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay, kayyum atanmasına ilişkin CHP'li ve DEM'li belediye başkanlarına seslenerek çağrıda bulundu.

Dünya Belediyeler Birliğiolarak da bilinen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) Başkanı Uğur İbrahim Altay, bazı belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin, "Kimse kusura bakmasın. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir kimse sadece Türkiye tarafından değil Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü kabul edilen bir yapıya destek olmanızı, bunu belediye başkanlığı makamı üzerinden yapmanıza imkan vermez." dedi.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, belediyelere kayyum atanması ve gündemde yer alan konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina’da düzenlenen toplantıda konuşan Başkan Altay, Dünya Belediyeler Birliği ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği gibi uluslararası kuruluşlara başkanlık ettiğini, bu vesileyle başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde belediyecilik, yerel gündem ve şehirlerle ilgili toplantılara katıldığını hatırlattı.

Dünyadaki belediyelerle Türkiye’deki belediyeler arasında derin ayrışmalar oluşmaya başladığını kaydeden Başkan Altay, “Dünyada Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını konuşuyoruz. Açlığın ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması, sorumlu üretim ve tüketim, nitelikli eğitim gibi konuları konuşuyoruz” dedi.

“BELEDİYE BAŞKANININ GÜNDEMİ ŞEHİR OLMAZSA, BELEDİYENİN GÜNDEMİ DE ŞEHİR OLMAZ”

Türkiye’deki ve dünyadaki belediyelerin diğer bir gündeminin de deprem olduğuna değinen Başkan Altay, “Deprem gerçeğiyle ülkemiz birlikte yaşamak zorunda ve buna göre tedbirler almak zorundayız. Bu konuda en büyük sorumluluk da belediyelere ve yerel yöneticilere düşüyor. Ama maalesef son günlerde Türkiye’de neredeyse belediye başkanlarımız belediyeciliğin haricinde her şeyi konuşur hale geldi. Hepimizin siyasi kimlikleri var. Seçilirken siyasi bir partiden aday oluyoruz ama hep söylediğimiz, vatandaşımızın da bildiği bir konu var; seçildikten sonra rozetlerimizi çıkarıyoruz ve Türk bayrağımızı takıyoruz. Çünkü biz artık herkesin belediye başkanıyız. Şehirde yaşayan her ferdin hem günlük problemlerini çözmemiz, yaşam standardını, yaşam kalitesini artırmamız lazım hem de şehirlerimizle ilgili bir gelecek vizyonu belirlememiz lazım. Tabii ki siyaset yapacağız, tabii ki konuşacağız ama ana gündemimiz siyaset olamaz. Çünkü biz şehir yöneticisiyiz. Belediye başkanının gündemi şehir olmazsa, belediyenin gündemi de şehir olmaz” diye konuştu.

“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA ASIL GÜNDEMLERİNE DÖNMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM”

Son günlerde bazı belediye başkanlarının konserlerle anılır hale geldiğine, nerede bir polemik konusu varsa oraya gidip adeta bundan bir siyasi popülarite oluşturmaya çalıştığına dikkat çeken Başkan Altay konuşmasına şöyle devam etti:

“Belediye başkanlığı kariyer planlaması yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı kişisel PR yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı hizmet üretilecek bir makam. Belediye başkanlığı şehirde yaşayan her insanın, hatta doğanın, canlı olan her şeyin sorumluluğunu üstlendiğiniz bir makam. Dolayısıyla biz şu anda başka bir gündeme doğru gidiyoruz. Bundan şehirlerimiz kaybeder. Onun için belediye başkanlarımıza, asıl gündemlerine dönmelerini öneriyorum, tavsiye ediyorum, hatta uyarıyorum. Bizim işimiz polemik üretmek değil. Tabii ki sosyal aktivite yapacağız. Tabii ki kültür sanat faaliyetleri yürüteceğiz ama Türkiye’deki büyük şehirler sadece konserlerle anılıyorsa burada bir problem var demektir. Kaynaklarınızın büyük kısmını buraya aktarıyorsanız, büyük bir problem var demektir. 2021 yılından 2024 yılına kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyon ve konser bütçesi 5 milyar TL. Bunlar şehirlerimizin geriye düşmesine neden oluyor. Onun için hep birlikte tekrar şehir gündemine dönemimiz gerekiyor.”

“BELEDİYE BAŞKANI ŞEHİRDE YAŞAYAN İNSANLARIN MUTLULUĞU İÇİN YAŞAMAK ZORUNDADIR”

Demokrasinin en güzel yönlerinden birisinin 5 yıl boyunca verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediği yönünde vatandaşa hesap verilmesi olduğuna dikkat çeken Başkan Altay, “Belki seçim kazanabilirsiniz, belki söyledikleriniz sizi popüler hale getirebilir, belki söyledikleriniz size kişisel manada bir kariyer planlaması yapabilir. Ama belediye başkanı ‘ben’ duygusunu aşmış bir insandır. O artık şehir için yaşamak zorundadır. Şehirde yaşayan insanların mutluluğu için yaşamak zorundadır. En önemlisi de hesap vermek zorundadır. Maalesef belediyecilik konuşamıyoruz. Maalesef derin bir polemik içerisindeyiz. Belediye başkanlarının sosyal medya hesaplarına bakın, şöyle geriye gidin; şehirle ilgili ne konuşmuşlar, belediyecilikle ilgili ne konuşmuşlar, hizmetle ilgili ne konuşmuşlar. Bir de genel siyasetle ilgili ne konuşmuşlar? Bunu görün ve fark edin” ifadelerini kullandı.

“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZI BELEDİYECİLİK MASASINA DAVET EDİYORUM”

Belediye hizmetlerini yapmak için tüm imkanların mevcut olduğunu belirten Başkan Altay, “2014 yılındaki Büyükşehir Yasasıyla birlikte büyükşehir payları da ortaya çıktı. Konya’ya kişi başı 100 lira gelirken İstanbul’a 150 lira gidiyor, İzmir’e 150 lira gidiyor, Ankara’ya 145 lira gidiyor. Dolayısıyla biz bütçemizin yüzde 10’unu hizmete ayırdığımızda 10 lira olurken, bu bedel İstanbul’da 15 lira, İzmir’de 15 lira, Ankara’da 14 lira. ‘5 yıl boyunca engelleniyoruz’ diyorlar. 10 ay oldu seçimler yapılalı, meclisler de artık sizde. Peki 5 yıl boyunca yapacağınıza dair vaat ettiğiniz deprem hazırlığıyla ilgili ne yaptınız? Sosyal konutlarla ilgili ne yaptınız? Sosyal desteklerle ilgili ne yaptınız? Ama öyle bir ortam oluşturuyorlar ki bunu asla konuşamıyoruz. Onun için ben belediye başkanlarımızı belediyecilik masasına davet ediyorum. Gelin, şehircilik konuşalım, gelin iklim değişikliğinin etkilerinin şehirlerimizdeki olumsuz yansımalarının ne olacağını konuşalım. Gelin, 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında dünyayla birlikte şehirlerimiz nerede onu konuşalım. Gelin, hep birlikte acısını hep beraber hissettiğimiz depreme hazırlık, kentsel dönüşüm konusunda ne yapıyoruz onu konuşalım. Herkesin bir hayali olabilir, herkesin bir gelecek planlaması olabilir ama bütün gündemini bu gelecek planlamasına dair açıklamalar yaparak, bütün gündemini sosyal medyada gündemde kalmak için polemik oluşturularak belediye başkanlığı yapılamaz. Onun için bu konuda Türkiye’deki tüm belediye başkanlarımızın ana gündemine dönmesinin gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“SEÇİLMİŞ İNSANLARIN SINIRSIZ BİR ÖZGÜRLÜĞÜ YOKTUR”

Son günlerde ülke gündemini meşgul eden belediyelere kayyum atamalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başkan Altay, demokrasiden yana olduklarını, sandıktan çıkan iradeye saygılı olduklarını kaydetti.

Seçilmiş insanların sınırsız bir özgürlüğünün olmadığını herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Altay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bireysel olarak sınırsız bir özgürlüğünüz yoktur. Kurallara ve kanunlara uymak zorundasınız. Yani buradan çıkıp ‘biz bundan sonra kırmızı ışıkta geçeceğiz, yeşilde duracağız’ diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Çünkü kurallar ve yasalar var ve bunlarla ilgili cezalar var. ‘Ben seçildim bundan sonra her şeyi yapmakta özgürüm. Terörle iltisaklı olabilirim, teröre kaynak aktarabilirim, terörün finansmanını sağlayabilirim, teröre fayda sağlayacak şeyle söyleyebilirim’ derseniz buna dünyanın hiçbir yerinde kimse izin vermez. 85 milyonun vergilerinden toplanan paylarla oluşturduğumuz belediye bütçesini iş ve hizmet üretme konusunda kullanmak zorundayız.”

“NİYE İZMİR’E KAYYUM ATANMADI DA ESENYURT’A KAYYUM ATANIYOR? BUNU SEÇİM ÖNCESİNDEN BAŞLAYARAK SORGULAMAK GEREKİYOR”

420’ye yakın CHP’li belediye, 82 DEM’li belediye olduğunu hatırlatan Başkan Altay, “Niye İzmir’de belediyeye kayyum atanmadı bugüne kadar? 2004 yılından itibaren İzmir’de belediyelerin hepsi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetiliyor. Niye İzmir’e kayyum atanmadı, niye Esenyurt’a kayyum atanıyor? Bunu seçim öncesinden başlayarak sorgulamak gerekiyor. Seçimden önce çeşitli pazarlıklar, seçim sırasında söylenen sözler, kazandıktan sonra ifade edilen işler ve bunun sonunda ortaya çıkan durum. Buradan da ‘mağduruz ve Türkiye’de demokrasi yok’ diyorlar. Kimse kusura bakmasın. Dünyanın hiçbir yerinde, sadece Türkiye tarafından değil AB ve BM tarafından terör örgütü kabul edilen bir yapıya destek olmanıza, belediye başkanlığı makamı üzerinden bunu yapmanıza kimse imkan vermez. Türkiye de buna asla izin vermiyor” açıklamalarını yaptı.

“BÖYLE BİR YÖNETİM ANLAYIŞI OLMAZ”

Türkiye’nin belediyecilik gündemine hızla dönmesi gerektiğini ifade eden Başkan Altay, “Şehirlerimiz kaybeder, Türkiye kaybeder. Türkiye belediyecilikte çok iyi bir noktaya geldi. Yerel yönetimler olarak her şeyi yapma irademiz var. Her şeyi yapma gücümüz var. Bunun için mali kaynaklarımız var. Ama elimizdeki kaynakları kariyer planlaması için kullanamayız. Ayrıca başında bulunduğumuz kurumları, kendi kişisel kanaatlerimizi ifade etmek için de kullanamayız. Türkiye Belediyeler Birliği adına kanaat söylüyorsanız tüm Türkiye’deki belediyeler adına konuştuğunuzu bilmeniz gerekir. Bırakın başka siyasi partileri, kendi siyasi partinizden bile kayyum meselesinde sizinle farklı düşünen insanlar varken çıkıp da burada böyle açıklamalar yapamazsınız. Ben Dünya Belediyeler Birliği adına bir şey söylüyorsam, ya da Türk Dünyası Belediyeler Birliği adına bir şey söylüyorsam oradaki arkadaşlarımızın ortak kanaatini ifade etmek zorundayım. Yoksa buranın belediye başkanı benim, ben istediğimi söyleyebilirim diyemezsiniz. Öyle bir demokrasi olmaz. Böyle bir yönetim anlayışı olmaz” dedi.

“LÜTFEN ŞEHİRLERİMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA ETMEK İÇİN ALDIĞIMIZ BÜYÜK SORUMLULUĞUN FARKINA VARARAK HAREKET EDELİM”

Bazı belediye başkanlarının verdikleri sözleri yerine getirmekle ilgili bir çabaları olmadığı için belediyecilik konuşulmasını istemediklerini paylaşan Başkan Altay, “Belediyecilikle ilgili bir gündem olsun istemiyorlar. Onun için sürekli bir polemik derdindeler. Sürekli başka işlerle uğraşıyorlar. Lütfen masaya gelin belediyecilik konuşun. Lütfen şehirlerimizin geleceğini inşa etmek için aldığımız büyük sorumluluğun farkına vararak hareket edelim. Bu büyük bir vebaldir. 5 yıl sonra şehrimiz bugünkünden daha kötüye gidiyorsa benim bireysel olarak hangi görevi aldığımın hiçbir önemi yok. Çünkü benim sorumluluğum kendi kariyer planlamam değil, benim sorumluluğum Konya’da yaşayan 2 milyon 300 bin insanın geleceği. Bütün şehirlerde böyle. Ayrıca Ankara, İstanbul, İzmir sadece orada yaşayanların, sadece orayı yönetenlerin şehri değil. Çünkü hayatımızın bir anında mutlaka bu şehirlerde biz de vakit geçiriyoruz. Sadece biz değil, milyonlarca turist ağırlıyor. Dolayısıyla bu vesileyle ben belediye başkanlarımıza, seçim döneminde verdikleri sözleri ve taahhütleri değerlendirmeleri için önlerinde bir fırsat olduğunu ifade etmek istiyorum. Belediye başkanlarımızın asıl görevlerinin şehre hizmet olduğunu, şehirlerimizin özellikle iklim değişikliği ve deprem konusunda büyük bir hazırlığa ihtiyacı olduğunu, dünyada belediyeciliğin geldiği noktanın ülkemizde uygulanabilir hale gelmesi için bu konuları hep beraber istişare etmemiz ve bu konuda çalışmamız gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

KONYA Haberleri