Bence en mükemmel insan dört üçlüktür. Dört dörtlük insan arıyorsanız çok ararsınız. Değil mi ki şeytanla imtihandayız, o halde hepimizin de zaaflarımız olabilir. Liderleri bunun dışında tutmak mümkün mü? Onların da bilmediğimiz ne zaafları vardır kim bilir.
Bill Clinton Oval Ofis’te sekreteri ile halvet halinde yakalanmasa, onun zaaflarını nereden bilecektik? Monica adamın aklını başından almış, ne yapsın?
Deniz Baykal için kasetli komplo kurulmasa, onun da uçkur zaafiyeti arada kaynayıp gidecekti. Paralelciler Deniz Baykal’dan ne istedi de vermedi, bilmiyoruz. Ya değilse Baykal’dan neden rahatsızlık duysunlar. Yine onurlu bir siyasetçi imiş ki, akabinde Genel Başkanlık görevinden ayrıldı. Oysa deveyi hamudu ile götürdüğü sağır sultanın bile malumu olduğu halde pişkinlik yapan nice siyasetçileri gördü bu ülke. Takke düşmeden kel görünmüyor ne yazık ki. Diğer liderlerin iç dünyasını bilmiyoruz. Neye karşı zaafları var? Neden hoşlanırlar? Neye “Hayır” diyemezler. Bunları yaşadıkça göreceğiz. Belki de bir ömür görmeyeceğiz.
CHP’nin simge Genel Başkanlarından biri olan Baykal’ın CHP ile ters düşeceğini rüyanızda görseniz hayra yormazdınız değil mi? Ben de öyle. Ben de inanmazdım. Ama oldu. Hatta daha da ileri gittiler. Bir milletvekili “Kesin ihraç istemi ile” disipline verilmesini talep etti. Ben bir adamın zaaflarından ziyade, devlet adamlığına bakarım. Eğer şeytan bizleri ense kökümüzde takip etmese zaafları da affetmem ama, şeytan hayatımızın gerçeği olduğu için zaafı es geçerek, devlet adamlığını ön plana alırım. Baykal son zamanlarda akla zarar, beklenmeyen çıkışlar yaptı. Bu çıkışlarla da “Kaliteli” devlet adamı imajını pekiştirdi. Yiğidi öldür ama, hakkını da teslim et.
“Şimdi siz Atatürk’ün CHP’sini, mirasını, HDP bahçesi, Kandil şubesi, PKK Sempatizanları adresi yaptınız.”
“Bu durum Atatürk’e ve CHP’nin kurucu iradelerine, hem ihanet, hem de saygısızlıktır.”
“Nasıl olur, özgürlük adı altında bölücüler, vatan hainleri, işbirlikçiler, mandacılar, CHP’ye yuvalanmıştır. Bu kanseri söküp koparacağız.”
Yukarıdaki tırnak içindeki ifadeler Deniz Baykal’a aittir. Bu sözleri ben ya da bir başkası söylese “Tevatür” diyebilirsiniz. Ama Baykal söyleyince öyle olmaz. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP Yönetimi bu ifadelerden rahatsızlık duymuşlar.
Neden? Yalan mı, yanlış mı? HDP barajı aştığı için etli pilavları ben mi dağıttım? HDP baraj altında kalmasın diye ailecek HDP’yi ben mi destekledim? Kendi partisini unutup 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye oy isteyen Genel başkan ben miyim? Kırdığınız ceviz bini geçmişken arlanmadan, sıkılmadan adam gibi duruş sergilediği için Baykal’a yaptığınız haksızlığı seçmeniniz görmüyorsa, “Böyle başa böyle tarak” der geçerim.
Bu kafa ile de sittin sene iki yakanız bir araya gelmez nasıl olsa.
Ayrıca, isteyene ölüm de şifa imiş.