Bir mübarek bayramı daha huzurlu, sağlıklı ve de mutlu bir şekilde geride bırakmanın rahatlığı içerisindeyiz. Bayram, adı üzerinde insanın içine ferahlık veriyor değil mi? Bizde Konya olarak özellikle trafik canavarının aldığı canlar, kan revan içerisinde hastanelik ettiği yaralıların dışında genel anlamda oldukça sakin idik.
Tabii ki bu sakinlikte şehir insanının büyük bir kesiminin “Bayram” için Konya’yı terk etmesinde önemli rolü vardı. Ramazan Bayramı Kurban Bayramı’na göre telaşesi biraz daha az bir bayram olduğu için insanlarımız da geçmiş yıllara göre bu günleri yatarak geçirmeyi(!) kar sayıyordu. Bunu becerebilenlere bizlerde “helal olsun” diyerek Ramazan’ın ardından enerji dolu yeni bir döneme bismillah dedik.
MEZARLIKLARDA ARİFE ŞOKU
Arife günü öğle saatlerine kadar bizi cep telefonumuzdan 20’ye yakın tanıdık tanımadık isim aradı. Hepsi öfke dolu idi. Hepsi adeta arife gününün mübarekliği içerisinde burunlarından soluyorlardı. Bu kızgınlığın siyasetle, arife olması ile alakası da yoktu. Çünkü kabristanlara koşan binlerce insan yine “susuzluk” ile karşı karşıyaydı. Gerçi bizim için mezarlıklardan gelen su şikayeti rutine binmişti ve yapacak bir şey yoktu. Bayramın birinci günü ise mezarlıklara giden vatandaşlarımız çeşmelerden akan su ile mutlu oluyorlardı.
NE VARSA ESKİ VEKİLLERDE VAR!
Allah için biz gazetecilerin bayramları hep normalin dışında olur. Çünkü biz bayramda olsa seyran da olsa arife de olsa sürekli çalışmak zorundayız. Bu yüzden de biz bazı dostlarımızı hatta büyüklerimizi bile telefonla aramakta dahi ihmalkar oluyoruz. Mesela siyasilerden ilk arayanlar ve de dolayısı ile mahcup edenler Sayın Mustafa Kabakçı ile bizim “Başvekilimiz” Sayın Hasan Angı idi. Bir de dün Sayın Mehmet Babaoğlu hoca “yenilerden de ben varım” diyordu. Arayandan aramayandan Allah razı olsun. Kısa ve öz bayram sohbetlerinde ana konu yeni hükümet arayışı idi. Bu konuda da vatandaşın nabzını inşallah bu hafta içerisinde sizlerle paylaşırız. Özellikle de MHP’li okurların yeni hükümet beklentisini…
ANKARA’NIN AKILLI BÜROKRATLARI MEMLEKETLERİNDEYDİ
Konya bile boşaldıktan sonra Ankara’da insan kalmamış çok mu? 7 Yıl Ankara’da gazeteci olarak bayramlarda çalıştığımız için yakından biliriz. Ankara’da bayramlar çekilmez. Hele hele siyaset ve bürokrasi için kurşun atsanız kimseye değmez. Bizim iki Konyalı bürokratımızın memleketlerinde olduklarını da yine okurlarımızdan öğrendik. DSİ Genel Müdürü Ali Rıza Diniz Bey bayramı memleketi Hadim’de geçirirken dünde Bozkır Üçpınar şenliklerinde imiş. Spor Bakanlığı müsteşarı Faruk Özçelik Bey’de yine memleketi Çumra’da imiş. Garip Anadolu insanının kendi içinden çıkan bürokrat ile birlikte bir tokalaşmasının bile ne kadar anlamlı olduğunu gelen telefonlardan daha iyi anlayabiliyorduk.
HASTANELER DOLUYDU
Bayramlar sağ ve sağlıklı insanlar için ne kadar güzel ise hastane ve hapishanelerdeki insanlar içinde kat be kat çok daha duygu yüklü geçiyordu. Mesela Mehmet Günbaş Bey’in yeğeni için Meram Tıp Fakültesinde olması, Necati Kökat başkanın annesi için Selçuk Tıp’ta bayramı geçirmesini anlayınca halimize şükrediyorduk.
TÜRBE NİYE KAPALI İDİ?
Bu arada şehir sevdalısı şehrin birkaç sivil toplum örgütünde hem başkan hem de yönetici olarak parası ile pulu ile koşturan bir dostumuzda önce telefonla sonra mesajla derdini şöyle anlatıyordu;
“Bazı şeyler lafla sözle olmaz azizim. Sıkıştığımız zaman burası Konya, Mevlana Şehri demeyle hiç olmaz. İnsana, halka, Mevlana’ya saygı duyacaksın. Konya dışından gelen misafirlerimizle Mevlana’yı ziyarete gidiyorsun KAPALI. Üstelik bayram günü üstelik mübarek Cuma… KAPI DUVAR. İnsan bir açıklama yazmaz mı? 1000 kişi geri döndü kapıdan. Konya müze müdürlüğünü arıyorum bilgi almak için "Herhalde 10’da açılacaktı yanlış hatırlamıyorsam" diyor. Vebal kime aitse aranızda bölüşün artık. Yorum sizin. Mevlana Şehri Konya’dan herkese kucak dolusu sevgiler saygılar iyi bayramlar.”
KEREM İŞKAN İLK İDİ
Tabii basın camiasından da yaşımız nedeni ile oldukça çok arayan dostumuz oldu. Allah hepsinden razı olsun. Ama hakkını vermek gerekirse arifeden arayıp bayramımızı kutlayan Kerem İşkan dostumuzdu.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Her şeye canını sıkma ey gönül, ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bayram sakinliğini ve huzurunu diğer günlere yayabildiğimiz zaman ADAM oluruz