Bayramı görmeden, düğün kâbusuna girenler

Uğur Özteke

Bizim okurumuz gerçekten çok kaliteli, çok duyarlı, çok hassas ve Allah sizin inandırsın çok ileri görüşlü.

Mübarek bayrama saatler kala şehir yavaş yavaş bayram havasına girmeye başladı.

Bayram arifesini ve şehrimizi inşallah yarın ve bir gün yazarız. 

Biz bugün yine üç hassas okurumuzun uyarısı ile farklı konulara dikkat çekmeye yetkilileri vatandaşlarımızsın rahatsız oldukları bu konularla ilgili olarak tedbirler almaya davet edeceğiz.

………..

Her semtin her mahallemizin kendine göre farklı bir kültürü var. Bu son derece doğal, Büyükşehir olmanın getirdiği yapı ile ilgili olarak istesek de istemesek de büyüme ile ilgili bu keskin ve farklı kültürel yapılar önümüzdeki dönemlerde de daha da keskinleşebilir.

İşte Fatih Işıklar Mahallesi’nde yaşamakta olan bir vatandaşımız aslında belki de farkında olmadan bu kültürel farklılığa o kadar güzel bir örnek veriyor ki.

İzninizle önce Taner Bey’in dün sabah bizimle paylaştığı notu iletelim;

“Sayın Uğur Bey tarafınıza yazdığım 2. mail.

Ramazan ayının son günlerine girmekteyiz. Bayram sonrası çok yakında yaklaşmak üzere olan sokak aralarında düğünler furyası başlayacak.

Lütfen haber yapın, sokak aralarında yüksek sesle ile yapılan müzikler insanı rahatsız etmektedir. Sorun bakalım o sokakta cenaze evi mi var? Hasta insanlar mı var? Yoksa bu insanlar sabah erken kalkıp işi gidecekler mi?

Ama neden kimsenin birbirine saygısı yok?

Üstelik bu gürültü yetmezmiş gibi herkes kafasına göre sokağı kapatmakta.

Bakın şimdi bizler Fatih Işıklar mahallesinde yapılacak olan düğünlerden dolayı artık 3 ay uyku sorunu yaşamaya başlayacağız.

Bizler kimsenin düğününe karşı değiliz. Ama lütfen kendimiz eğlenirken başkalarının acısına ya da istirahatına saygı gösterelim.

Bizce bu konuda Emniyet ve Zabıta Teşkilatı sıkı bir denetim yapsa çok iyi olur ve bu sıkıntılar yaşanmaz”…

………….

Evet, sokakların caddelerin otomobillerle sandalyelerle herkesin kafasına göre kapatıp adeta bu çağda “yol kesmesi” gibi bir durum inanın dağ başında bile zor yapılır.

Sadece Fatih Işıklar’da değil bazı mahalle ve bölgelerde bu durumu çok rahat görebilirsiniz.

Ve Tamer Bey’in dediği gibi ne acıdır ki buralar o gün, o gece için adeta 80 öncesinin kurtarılmış bölgeleri gibi.

Tamer Bey özünde eksik bile yazmış.

Buralarda sadece müziğin sesi sonuna kadar açılıp mahalleli rahatsız edilmez ki. Pompalılar, tabancalar “erkeklik şovuna” dönüştürülerek takır takır saydırılır.

Sözüm ona valilikçe emniyetçe yasak olan fişekler saatlerce havayı aydınlatır.

Ve ne acıdır ki bir tek resmi Allah’ın kulu bunlara müdahale etmez.

Önceki gün gece.

Bırakın düğünü derneği bizim sokakta kapımızın dibinde onlarca havai fişek patlatıldı.

Her gece Sille Yolu’nda pompalılar, tabancalar saydırılır.

Ve her ne hikmetse bunlar hiç bitmez.

Şimdi arife bayram diye de fişekler patlatılacak, pompalılar saydırılacak. Hatta sen iyi saydırdın ben daha iyi saydırırım yarışmaları yapılacak.        

Sokak cadde kapatılarak vur patlasın çal oynasın belki yerli Konyalının kültüründe yok.

Ancak dediğimiz gibi büyümenin ve hızlı göçün beraberinde getirdiği gelenek ve gelenek ne acıdır ki kanun yasa tanımaz hale gelmiş halde.

Biz mübarek günlerin sonunda başta Yeni Valimiz ve Emniyet teşkilatımız olmak üzere tüm güvenlik birimlerinden bu konuda daha hassas ve etkin bir çalışma rica edelim.

YURT DIŞINDA OKUYAN ÖĞRENCİYE

NİYE EL KARTI VERİLMEZ?

Epey bir süredir yazmam gereken bir notu geçte olsa bugün yazıyorum. Bu gecikmeden dolayı konuyu bize aktaran okuyucumuzdan, vatandaştan özür dileriz.

Konyalı, Konya’da yaşayan ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yüksek Öğrenimini sürdüren bir genç dostumuz belediyenin yurt dışında eğitim gördükleri için kendilerine öğrenci kartı vermediğini oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin ve YÖK’ün kendilerini tanıyıp kimlik kartı verdiğini söylüyordu.

Peki niye diye genç okurumuza sorduğumuz zaman şöyle bir cevap alıyorduk;

“İddia o ki bu kartı öğrencinin aileleri kullanıyormuş. Abi böyle suiistimal edenler varsa onlar hakkında yasal işlem yapılsın. Ama bize yazık değil mi?” diyordu.

 Gerçekten neyin ne kadarı doğru bilemiyoruz ama bu iş de bir eksiklik söz konusu gibi.

AVM’LERDE BİR SIKINTI MI VAR?

Dün sabah bir okurumuz bir AVM’nin önünde bekleşen insanların fotoğraflarını atıp veryansın ediyordu; 

“Saygıdeğer güzel insan burası …………. şu rezilliğe bak 11’de açılırmış. Nedenini sorduğumuzda güvenliğe aksam 12’de kapanırmış da ondanmış. Burada işim olduğundan bekliyoruz insanlar hep lanet ediyorlar şu mübarek gün. Kadir Gecen mübarek olsun..”

Elbette her okurumuza saygı gösteriyoruz ama laf olsun diye de yazmıyoruz. Okurumuzdan gelen konuyu hemen bu kurumun en yetkili isimlerinden birine ilettik.

Bu abimiz ise bu uygulamanın nedenini şöyle açıklıyordu;

“Evet sabah 11’de açıp gece 12’de kapatıyoruz. İçerideki mağazalar da toplam bin 500 kişi çalışıyor. Sonuçta bu insanların da bir çalışma saati var. Yani bu insanlar direkt bize bağlı değiller. Mağazalarda çalışanların da bir hakkı hukuku oluyor. Sadece Ramazan için durum böyle. Erken açıp erken kapatsak bu kez vatandaşın bir bölümü buna tepki gösteriyor. Yani vatandaşların da taleplerini dikkate alıyoruz. Hatta Teravihe gitmememiz için erken kapatıyorlar bile deniliyor. Değilse sabah 10 akşam 10. Tabii burada herkes kendi açısından haklı. Özellikle bizim için müşteri her zaman haklı” diyordu.

Evet nereye geldik.

Biraz geniş düşüneceğiz. Biraz empati yapacağız. Şu mübarek günlerde sevgi ve saygımızı kaybetmeden bol bol dua edeceğiz!

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kolay anlatılıyor acılar, kolay yazılıyor, oysa kolay yaşanmıyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Anneler kucaklarında taze bebekleri ile direksiyon başında araç kullanmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.