Kurban Bayramı ve bayramı kapsayan zaman dilimi içerisindeki hafta sonlarının da dahil edilmesi ile birlikte oluşan 9 günlük bayram tatili geride kaldı…
Bayramdan önce yapılan tüm uyarılara rağmen yine ve maalesef alışık olduğumuz, can sıkan, sıkmakla kalmayıp can yakan, acı haberleri ardı ardına almış olduk. Bayram tatilinin 9 gün olarak belirlenmesinin ardından birçok insan bulunduğu şehri terk etti. Amma memleketine gidip sıla-i rahim yapmak için, amma tatili deniz, kum ve güneş keyfi ile geçirmek için başkaca şehirlere akın akın gidildi.
Haliyle bu durum trafikte ve özellikle şehirlerarası trafikte ciddi manada yoğunluğu da beraberinde getirdi. Bu yoğunluk kaza olasılığını artırdı. Sürücülerin dikkatsizliği, yorgunken direksiyon koltuğuna oturmak, kural ihlali ve sabırsızlık hem Türkiye genelinde hem de şehrimizde birçok kazayı beraberinde getirdi. Geride kalan kurban bayramının kaza bilançosu bugün yarın tespit edilir ve şu kadar kazada bu kadar can kaybı var diye haber yapıp okurlarla paylaşırız. Şimdiden bu tatil döneminde kazalar neticesinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyelim.
SUYUN ŞAKASI OLMADIĞINI ACI TECRÜBELERLE GÖRDÜK, GÖRÜYORUZ
Bayram öncesinde yağışların da etkisiyle mevsim normallerinin bir miktar altında seyreden hava sıcaklığı adeta geride kalan yağışlı dönemin acısını çıkarırcasına arttı. Termometreler 30 derecenin üzerini gösterince birçoğumuz güneşten kaçacak delik, serinleyecek bir gölgelik aradık. Tatil beldelerinden ve piknik yerlerinden gelen fotoğraflara baktığımızda Konya’nın merkezinin niye bu kadar sessiz ve sakin olduğunu anladık.
Sıcaktan bunalan birçok vatandaşımız serin yerlere kaçmakla kalmadı, bir kısmımız tüm risklerini göze alarak kendini serin sulara attı. Serin ama ne kadar derin olduğunu, zeminin nasıl olduğunu bilmediği sularda yüzmeye çalışan birçok vatandaşımız ne yazı ki dereler ve göletlerle boğularak hayatını kaybetti.
Konyalılar olarak kahir ekserimiz suya uzağız. Çekirdekten yetişmiş yüzücüler değiliz. Şehir merkezindeki süs havuzlarında veya derinliği adam boyunu aşmayan havuz işletmelerinde yüzmekle akarsuda, gölette, gölde, denizde yüzmek aynı şey değil. Biz ne yazık ki bunun farkına varamıyoruz. Suyun üzerinde kendimizi tutacak kadar durup, birkaç kulaç atabiliyorsak, gördüğümüz suya atlıyoruz. Ama bilmiyoruz ki suyun şakası olmaz. Acı tecrübeyle her suya girilmeyeceğini, her yerde yüzülmeyeceğini gelen boğulma haberleri ile bir kez daha hatırlamış olduk. Önümüzdeki günlerde hava sıcaklıkları daha da artacak. Sıcaklık bir miktar daha bunaltacak. Biz uyaralım, güneşten ve sıcaktan kaçacağız derken lütfen canınızdan olmayın.
ÇİFTÇİLER HASAT BAYRAMINA HAZIRLANIYOR
Bizim bir tarafımız sudan korksa ya da korkması gerekse de bir tarafımız suya her zaman hasret… Su olsun, bereket olsun isteriz. Hamdolsun bu sene bereketli bir yıl olacak gibi… Bunu nereden anlıyoruz? Düne kadar yeşilken bugün altın sarısı bir renge bürünmüş olan Konya Ovası’ndan… Ovadaki arpa ve buğday başaklarından… Çiftçinin, üreticinin yüzündeki tebessümden… Tarlada ekinim var deme ambara girmedikçe demişler ama ekinin ambara girmesine de çok az kaldı. Çiftçiler için Kurban Bayramı’nın hemen ardından yani bugün itibariyle yoğun bir mesai başlayacak. Biçerdöverler tarlalara girecek. Yeni hasat döneminin hayırlı ve bereketli olmasını dileyelim. İnşallah hem çiftçimiz, hem şehrimiz, hem de ülkemiz için kazançlı ve bereketli bir hasat mevsimi yaşamış oluruz.
Tabi bayram dönemini geride bıraktıktan sonra şimdi hepimiz için daha büyük bir azimle çalışma dönemi. Yılın ikinci altı aylık döneminin henüz başındayız. Gayretle, üreterek, işimizi en iyi şekilde yaparak sadece yaz mevsimini değil, 2023 yılını büyük bir kazanım yılı olarak geçireceğimize inanıyorum. Yeni haftanın hayırlara vesile olmasını diliyorum.