Hz. Mevlâna, “Aynalar iki türlüdür. Yüzünü görmek isteyen cama bakar, özünü görmek isteyen cana bakar.” diyor.
Ramazan aynasından bakarak bayramın özünü görebildik mi derseniz, doğrusunu söylemek gerekirse pek olumlu bir cevap vermek isterdim.
Ramazan-ı Şerîf’in biri içe dönük, diğeri dışa dönük yüzü karşımıza çıkıyor ki, oruçla ve teravih namazlarıyla özünü kavrayanlara ne mutlu!
Aynaya baktığımızda Ramazan’ın daha ilk gününde patlayan bombalarla insana acı ve üzüntü veren korkunç manzaralar karşısında irkildik. Sona doğru yaklaşırken 44 insanımızın hayatına malolan canlı bomba saldırılarıyla yüreğimiz yangın yerine çevrilirken mâteme doğru gark olduk.
Şimdi Ramazan’da ölen canların ardından yas tutmayacağız da ne zaman mâtem edeceğiz ki… İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, okuyabilmek ve evliliğe doğru atılan ilk adımlardan olan nişan yüzüğünü takabilmek için mutluluk hayalleri kuran Merve kızımızın hayallerini ebediyyen yıkan, ailesine bayramı kara getiren din düşmanı hain emperyalist güçlere; oruçlu ağızlarımızla bugz etmeyeceğiz ve lânetler yağdırmayacağız da kanayan yüreğimizi nasıl teskin edeceğiz?..
Ramazan Bayramına bir gün kala Afganistan’da ve Irak’ta patlatılan bombalarla parçalanan canlar ve şehitlerimiz karşısında, yüreğimizde o acıyı hissedemiyorsak elbette milletçe ve ümmetçe mâtem tutamayız..
Hem Ramazan-ı Şerifimizi hem de Ramazan Bayramımızı “kara” getirerek bizi büyük acı, üzüntü ve gözyaşlarına gark eden emperyalist güçlere, kullandıkları “küresel terörizm”e bin kere lânet olsun!
***
Ama bütün bu acı ve ıstıraplara rağmen hayat devam ediyor. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi, kanayan yüreğimize ve acıyan her tarafımıza melhem olması için ellerimiz semaya doğru açarak Rabbimize niyâzlarda bulunduk. “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin biz kullarını da affet!” diye adeta yalvardık, yakardık…
Neşe ve sevinç günü olan Ramazan Bayramınız, bayram ola…
ADANA'DA ‘LİNÇ’Lİ PSİKO-SOSYAL TEST
Adana'daki olay kitle psikolojinin geldiği nokta itibarıyla endişe verici son örneklerinden.
Halkımız, birileri tarafından psiko-sosyal açıdan adetâ teste tabi tutuluyor.
Linç edilmekten son anda polis tarafından kurtarılan Kılıçarslan’ın annesi, oğlunun psikolojik sorunları olduğunu söylüyor. Oğluna sarılarak ağlayan anne, "Akıl sağlığı bozuk, tedavi olmayı kabul etmiyor. İnternet kafe işletti olmadı, bakkal dükkanı açtı olmadı. Psikolojik olarak rahatsızlığı var. Oğlum canlı bomba değil" diyor.
Kılıçarslan, birileri tarafından kandırılmak suretiyle böyle yapmaya zorlanmış olabilir. Polis bu şahsı, aileyi ve çevresini çok ayrıntılı şekilde araştırmalı. Arkasında birileri varsa onların hiç olmazsa maksatlarının ne olduğu gerçeğine ulaşarak toplum ve halkın, provokatörler tarafından galeyana getirilmemesi yönünde önlemlerin nasıl alınacağına dair bilgi sahibi olunabilir.
Ajan provokatörler, "halk nasıl galeyana getirilir" veya "nasıl provoke edilir" yönünde toplumu test etmeye başladılar. Bu ülkemiz ve şehirler ile halkımız açısından son derece çok tehlikeli bir gelişme. Endişe edici bir durum! Gidişat hiç de iyi değil. Gezi hadiseleri bile böyle kitlesel durumların yanında hiç kalır, hiç...
Milletçe kutlanan Ramazan Bayramınız, bayramsa bayram ola…
AZİZİM DİYOR Kİ…
“Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı” diyen Yahya Kemâl’e, ne yazık ki bu bayram katılamıyorum. Gönlüm yastayken özüm nasıl neşe ve sevinçli dolsun ki…
Yine de Ramazan Bayramınızı tebrik eder, Türk-İslâm âleminin kurtuluşuna, uyanışına, tekrar izzet ve şerefli mazisine dönmesine vesile olmasını, Müslümanların da izzet-i şerefe kavuşmasını Yüce Mevlâ’dan dilerim.