Bedava ziyaret tatlı geliyor

Rasim Atalay

Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerine baktığımızda Konya’da bulunan Mevlana Müzesi ile İstanbul’daki Topkapı Saray Müzesi’nin sürekli rekabet halinde olduğunu görürüz. Son iki yıldır da Konya Mevlana Müzesi, en çok ziyaret edilen müzeler ve ören yerleri kategorisinde birinci sıradaki yerini kimseye kaptırmıyor.

Mevlana Hazretleri’nin türbesinin de içinde bulunduğu Mevlana Müzesi’ne 2023 yılının ilk 7 aylık döneminde yani Ocak ayının başından Temmuz ayının sonuna kadarki zaman dilimi içerisinde 1 milyon 664 bin 437 kişi ziyarette bulunmuş.

Ziyaret trafiğinin en yoğun olduğu dönem ise Hz. Mevlana’nın Vuslat Yıldönümü etkinliklerinin düzenlendiği Aralık ayı oluyor. 2023 yılının bitimine kalan 5 aylık süreç de tamamlandığında, Aralık’taki ekstra yoğunlukla birlikte Mevlana Müzesi’nin ziyaretçi sayısının 2,5 milyona yaklaşan Konya nüfusunu bile aşması mümkün.

Bu kadar yoğun ziyaretçi trafiği olan, her yıl yerli – yabancı milyonlarca insanın gezip gördüğü Mevlana Müzesi’nde haricindeki hiçbir müzede olmayan bir uygulamaya ısrarla devam ediliyor. Mevlana Müzesi’ne girişlerden ücret alınmıyor.

Hz. Mevlana’nın tüm insanlık alemi için manevi anlamdaki kıymeti yadsınamaz. O ki tüm insanlığı İslam’a davet eden bir İslam alimi, büyük bir mutasavvıf olarak bilinir. Onun çağrısı İslam’a haykırışı hoşgörü üzerinedir.

Bundan şüphemiz olmamakla birlikte bir şey, kendisine ulaşmak için ödediğimiz bedel kadar kıymetlidir. Hz. Mevlana’ya bir bedel biçilemez, evet. Ancak, nasıl ki bugün dünya üzerinde herhangi bir tarihi yapı ya da mistik bir esere ulaşmak ya da görmek isteyen bunun bedelini ödüyorsa Mevlana Müzesi için de aynı şekilde bir bedel ödemek gerekir. Bunu talep etmekten muradımız para kazanmak değil, Mevlana Müzesi’nin emsallerinde olduğu gibi bir bedel üzerinden ziyaret edilmesini sağlamaktır. Ya da hiçbir müzenin veya ören yerinin girişine gişe konulmasın, girenden çıkandan para alınmasın. Buna da razıyız…

KUBBE GÖRÜNDÜ, İNŞALLAH BİR DAHA DÖKÜLMEZ

Mevlana Müzesi’nin adeta simgesi haline gelen, Konya ile de bütünleşmiş olan kubbesi hatırlarsanız bir süre önce tadilata alınmıştı. Tadilat bitti, kubbe tekrar göründü. Ardından çok kısa bir süre içinde kubbedeki taşlar dökülmeye başlayınca kubbe tekrar örtüyle kapatıldı. Yeniden tadilat başladı.

Konya denince akla Mevlana geliyorken, Mevlana denince de gözlerde yeşil ya da turkuvaz renkteki kubbe canlanır. Şimdilerde kubbenin ihtişamı görülmeye başladı. Tam manasıyla tadilat bitmiş olmasa da en azından kubbenin üzerine indirilen perde kalktı. İnşallah bu kez sağlam bir şekilde yapılmıştır. Bir daha patır patır dökülmez!

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE TAVSİYEM

Yüz ölçümü itibariyle Türkiye’nin en büyük coğrafyasına sahip olan şehri Konya’yı tam manasıyla öğrenebilmek, karış karış gezebilmek kısa zamanda gerçekleştirilemeyeceği gibi her yiğidin de harcı değildir.

Bir tarafı geniş bir ova, diğer tarafı yemyeşil ormanlıklar ve dağlık arazilerle çevrili olan Konya, içinde birçok cevheri de barındırır.

Şehrin merkezi zaten buram buram tarih kokar. En köhne yerlerinde bile karşınıza bir anda asırlar öncesine dayanan geçmişi ile bir türbeye, bir camiye, bir çeşmeye rastlamak mümkündür.

Diğer yandan günün şartlarına uygun parklar, yeşil alanlar, sosyal aktivite alanları üretme konusunda yerel yönetimlerimiz oldukça mahir. Özellikle Konya’ya ilk defa gelmiş veya gelecek olan üniversite öğrencilerimize tavsiyem Konya’da yaşamakla kalmayıp, Konya’yı yaşamaya çalışmalarıdır. Şu bir gerçek ki, Konya, gelirken de giderken de ağlatan bir şehirdir. Gelirken ailenizden, memleketinizden ayrıldığınız için üzülür ağlarsınız. Ama giderken, böylesi bir şehri terk etmiş olmanın hüznüne boğulursunuz. Burayı yaşarken kıymetini bilin derim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.