İnsan ömrünün üçte biri uykuda geçer. Uykuda geçen zamanların boşa geçmiş zamanlar olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Uykuda geçirilen zamanlar hayatta yaşananlar kadar değerli ve kıymetli anlardır. Özellikle çocukların zeka ve hafıza gelişimlerinde başka bir değere sahip zamanlardır.
Beyin, doğumdan ölüme kadar uyanıktır. Beden uyur, beyin uyumaz. Beyin yorulmaz, yorulan bedendir ve sadece bir kilogram ağırlığındaki bu mucize organ 7/24 saat sürekli görevinin başındadır.
Uyurken beynin yaptığı olağanüstü görevlerden işte bazıları:
Uyku sırasında bilinçdışı haldeyken bilgileri sıralar, düzene koyar ve bilgisayar gibi işleyerek kullanıma hazır hale getirir.
Uyku esnasında, beyin yeni hatıralar oluşturur, eski anıları pekiştirir ve güncel anılarla eski anılar arasında bağlantı kurar. Yani öğrenmelerin oluşumu için zeminler hazırlar.
California Üniversitesi’nden Dr. Matthew Walker, bir bilgiyi öğrendikten sonra uyumanın, bilgiyi sağlamlaştırmaya yarayacağını ve hatırlamanın daha da kolaylaşacağını belirtmiştir. Ayrıca yeteri kadar uyunmadığı zaman yeni bilgi öğrenme performansının % 40 düşeceğini de söyleyerek uykunun öğrenmedeki önemini bir kez daha vurgulamıştır.
Beyin, uyku esnasında nöronları zararlı toksinlerden arındırır. Rochester Üniversitesi’nde araştırmacı olan Dr. Nedergaard, beynin temizlenmesi için uykuya çok ihtiyaç olduğunu, yetersiz uykunun Parkinson veya Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara yol açabileceğini belirtmiştir.
Beynin uyku sırasında yaptığı bir diğer iş, kısa süreli hafıza bellekte tutulan bilgileri uzun süreli hafıza bellek bölümüne aktararak öğrenmeyi kalıcı hale getirmesidir.
Beyin, küçük çocuklara sahip anneye benzer. Anne evin temizliğini, tertip ve düzenini, yemek yapmayı, çamaşır yıkamayı, ütü yapmayı ve kendine zaman ayırmayı nasıl çocuklar uyduktan sonra yapıyorsa beyin de tüm nöronların düzenini, bakımını ve kullanıma hazırlığını uyku sırasında yapmaktadır.
Beynin uyku esnasında ışığa karşı büyük bir hassasiyet gösterdiğini de belirtmeden geçmeyelim. Özellikle Çocukları kanserden koruyan ve gelişimleri için son derece önemli olan melatonin hormonu beynin komutu ile ışıksız bir ortam olması halinde gece 01.00-05.00 saatleri arasında salgılanır. Uyku sırasında olsa bile eğer ortamda ışık varsa beyin komut vermez ve melatonin hormonu salgılanmaz.
Uyku esnasında ve ışıksız bir ortamda beynin melatonin hormon salgılama komutu çocuklar kadar yetişkinler için de önem taşımaktadır.
Karanlıkta uyurken yoğun olarak salgılanan melatonin hormonu, vücudun doğal korunma ve yaşamsal faaliyetlerini sürdürme mekanizmasını destekleyerek grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı direnç gösterilmesini sağlar. Kansere karşı savaşan güçlü bir salgı olduğu klinik ortamlarda kanıtlanan melatoninin, meme tümörlerinin büyümesini yavaşlattığı, kalp ve damar hastalıklarını önlediği ve bağışıklık sistemini koruduğu da ortaya çıkan bulgular arasındadır.
Eğer, hayatınızı düzene koymak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek istiyorsanız uykuya dalın ve henüz sırları keşfedilmemiş, olağanüstü yeteneklerle donatılmış bu mucize organa kendinizi teslim edin…