Güzel bir haftaya sizlerden gelen konu başlıklarımız ile başlıyoruz.
MERAM YAKA OTOBÜSÜNE
BİNMEK İÇİN NE YAPILIR?
Cumartesi günü sabah ve akşam saatleri dışında genelde yazdan kalma güzel bir gün idi. Ortalama 50’ye yakın dost, tanıdık, tanımadık, yeni tanıştığımız insanımızı bire bir ağırladık, gelen telefonlara cevap vermek, maillere ve mesajlara dönmek hariçti.
Biz bu durumdan hiç şikayetçi değiliz. Allah’a şükürler olsun ki kapımızı çalan bunca dostumuz var. Gerçi cumartesi günü Trabzon-TORKU Konyaspor maçını bitirip eve gitmek için gazeteden çıkarken aşçımız Latif abi bitik düşmenin yorgunluğu içerisinde soruyordu,“Uğur abi bugün çayın hakkından gelemedim. Kaç defa çay demlediğimi hatırlamıyorum” diyordu. Kendisine de aynısı söyledim: “Latif abi bugün çok yoruldun ama Allah gelenimizi gidenimizi eksik etmesin. Harun abi ile Mustafa abiye de bol bol para versin. Onlar da bize versin, biz de dostlarımızla birlikte harcayalım.”
Cumartesi notlarına bakıyorum.
Öğle saatlerinde bir bayan okurumuz gazetenin santralinden bize ulaşıyor ve soruyordu; “Uğur Bey saat 12.30’da Meram Yaka’da askeri lojmanların oradaki durakta bekliyorum. Meram Yaka otobüsü geldi ama hiç durmadan tam gaz basıp geçti. Mecburen bekledim ve bunun arkasından gelen Hocafakıh otobüsüne bindim. Şoför Beye daha önceki otobüsün niye durmadığını sordum. Şoför Bey cevap vermedi. İlk koltukta oturan bir bey bize cevap verdi, “abla otobüs gelirken elini kaldıracaksın”…
…….
47 yıldan bu yana bilinçli olarak belediye otobüsüne binerim. Aile bütçemiz ancak belediye otobüsüne binmeye yetiyordu. Pırpıra sonra da dolmuşa çok nadir binebilirdik. Hatta ilk otobüse bindiğimizde yanılmıyorsam öğrenci bileti 20 kuruştu. Özetle ömrümüz belediye otobüslerinde geçti. Bu yüzden de çok sayıda otobüs şoförü olan dostum var. Hatta emekli olup hâlâ görüştüğümüz abilerimiz bile var. Bu şehirde trafikteki keşmekeşi ve insanımızın saygısızlığını görünce de , “Allah, Belediye otobüs şoförlerine ecir sabır güç kuvvet versin” deriz.
Yalnız bu bayan okurun anlattıkları ile bazı şoförler için ben de o eski disiplin, saygı ve sevginin olmadığı kanaatindeyim.
Düşünsenize otobüs durağında ayakta bekliyorsunuz. Otobüs geliyor ama güya siz elinizi kaldırmadınız diye şoför arkadaş tam gaz basıp geçecek. Böyle bir mazeret sizce normal mi? Yoksa bugün elini kaldır, yarın da mendil mi salla diyeceksiniz…
Mesela şahsi gözlemlerimden bir başka yanlış örneği paylaşmak istiyorum. Son zamanlarda şoför arkadaşlarda çok kötü bir alışkanlık oldu. Yol ister iki şerit isterse üç şerit olsun. Bazı arkadaşlar kesinlikle en sol şeridi kapatıyorlar. Yol vermiyorlar. Durağa yaklaşırken ise mecburen en sağa geçecekler değil mi? Otobüs sol şeridi kapatıp gittiği için sağ şerit sürekli akıyor. O zaman ne oluyor? Nasıl olsa araba kendi arabası değil belediye otobüsü ya. Yolun solunda frene basıp duruyor ve sağa geçmek için fırsat kolluyor. Arkadan gelenler isterlerse gelip vursunlar kimin umurunda?
BU KARELERDE DÜN
SABAH 10’DA GELDİ
Yer Dr. Ahmet Özcan Caddesi Saadet Mahallesi imiş. Vatandaş bunun gibi yedi sekiz kare fotoğraf gönderdikten sonra altına da şunu yazıyor, “Abicim günaydın. Büyükşehir çalışıyor ama biraz fazla çalışıyor(!). Pazar Pazar büyük gürültü ile uyandık. Bu kadar çalışmaya hevesliler ise bir türlü bitirilemeyen başta tramvay çalışması olmak üzere o yollarda çalışsınlar…”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir saatini bile boşa harcamaya cesaret eden insan, yaşamın değerini henüz keşfetmemiş demektir...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?_
Şahin otolarına bindikleri zaman gözlerine perde inan bazıları psikolojik tedavi altına alındıkları zaman ADAM oluruz