Bakmayın “gözünden tanırım” dediğime. Tabi ki gözünden tanıyamam. Lafın gelişi öyle söylenir ya. Bende o kadar marifet olsa, burada ne işim var değil mi?
Gözünden tanımasam da başka alametlerden tanırım söz gelimi.
O kadar marifet sizlerde de var zaten.
Şimdi, “Diktatör” tanımına bire-bir uyan diktatörlerin idare ettiği ülkeler var.
Siz gidin de Güney Kore’de devlet başkanına “Diktatör” deyin sıkıyorsa. Ya da Suriye’de Esed Efendiye diktatör tanımına benzer tanımlamalar yapın. Yapın da, bakın neler oluyor. Burada buldunuz Allah’tan korkan adamı, demediğinizi bırakmıyorsunuz. Miting meydanında “Ananı” deyip de diyemediği küfürlere rağmen adama diktatör diyor ya, pes vallahi.
Bu tür suçlamalarla siyaset yapmak CHP’nin genlerinde vat zaten. Menderes için de ne yalanlar uydurdular. Üniversite öğrencilerini kıyma makinasından geçirdiğini bile söylediler. O günkü tavır ne ise, bugünkü tavır da aynısı. Rakibi ile delikanlı gibi mücadele edip yenemeyeceğini anlayınca, başlıyor çamurlaşmaya.
Karar organlarında tartışmadan, kendisine malum mahfillerin dayattığı adayı seçmenine dayatınca kendisi diktatör olmuyor. Daha da ileri gidiyor “Tıpış-tıpış gideceksiniz, Ekmel Beye oy vereceksiniz” diyor. Peki bunun adı ne? Bu kadarını görüp de bu davranışı adlandıramayan var mı aranızda? Demek ki siz de gözünden tanıyorsunuz diktatörü.
Diktatörü gözünden tanırsınız da, delikanlıyı tanımaz mısınız?
Delikanlı, duruşundan belli eder kendisini. Asil bir duruştur o duruş. Vakurdur. Kimseye eyvallahı yoktur. Küçük hesapların adamı değildir delikanlı. Kaypak hiç değildir. O kadar belli eder ki kendisini, tanımamanızın imkanı yoktur. Delikanlı, koltuk değneği olmaz kimseye. İnandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi de inanır. En son örneği Alperenlerdir işte.
Erdoğan’ı sevmek zorunda değiller. Karınca misali “safımız belli olsun” diyorlar kısaca. Anlayan anlıyor. CHP’ye koltuk değneği olmayı içlerine sindirememişler ki, isyanları ondandır. Bazıları gibi “Hayallerimin adayı kazansın diye değil, kabuslarımın adayı kazanmasın diye” demiyorlar. Yani “Düşmanımın düşmanı, benim dostumdur” demiyorlar. Erdoğan’a oy vermeseler de CHP ile aynı kulvarda olmak istemiyorlar. Bundan daha açık ne olabilir ki?
Şehit Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu ne diyordu: “Firavuna karşı olmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerek…”
Yeterince anlatmıyor mu?