Son yıllarda kendi içimdeki bir sıkıntıyı önceki gün gece yine yaşayan THY yolcuları adına bugün bir kez daha dillendirmeye çalışacağız. Ama bu kez yazımızın sonu çok farklı olacak.
…………..
Malum önceki gün akşam saatlerinde yılın ilk karı atıştırmaya başladığı zaman çocuklar gibi sevinenlerdendik. Gece boyunca yağan karı seyrettim. Tabii o müthiş fırtına yüzünden de yarım saat dileksiz uyuyamamıştım. Sabah bizim kapının önünde tipi nedeni ile de en az 30 santim kar vardı. Kapının önünü eski kışlarda ki gibi küreklerle açmıştım.
Bu arada direk bizi arayan ya da sosyal medya aracılığı ile bize ulaşan okurlarımız dostlarımız Belediyeye köpürüyorlardı.
Mesela saat 10’a doğru arayan bir iş adamımız Yazır bölgesinden tren garına 1.5 saatte gelebildiğini bu yüzden de treni kaçırdığını belirterek yollarda bir tek çalışmanın olmadığını söylüyordu.
Yine günün ilk saatlerinde ise bir okurumuz Murat Oyan ise şöyle diyordu;
“Uğur ağabey çok şükür bereket geldi ama yollar çok kötü. Çocuklarımız okula gidebilmek için rezil oldu, Allah esirgesin bir servis kazası daha yaşanmaz inşallah. Keşke yetkililer dün gece oluşan bu olumsuz şartlar için çocuklarımızı iyi düşünselerdi”…
……….
Saat 10’a doğru Selçuklu ve Meram bölgelerini turladık. Büyükşehir araçları gerek motorize ekipleri gerekse işçiler harıl harıl çalışıyorlardı. Ama sabah erken saatlerde bizde böyle hummalı bir çalışma görmemiştik. Vatandaş da haklıydı yetkililerde kendilerince tedbirlerini almışlardı.
…………..
Tekrar bir önceki geceye dönelim.
Klasik olarak Konya’ya kar düştü mü THY’nin İstanbul-Konya seferleri sekteye uğrar. Önceki gecede böyle olmuştu. Konya’ya gelen uçaklar dahası gelmek isteyen uçaklar Konya yerine Antalya’ya indirildiler.
Antalya’ya inen Konyalılar ya da Konya için şehrimize gelmek isteyen yabancı misafirlerimizi ise gün ışığı ile birlikte daha acı bir çile bekliyordu.
Çünkü bırakın geceyi sabah saatlerinde bile karayolu ile Antalya’dan Konya’ya gelmek mümkün değildi. AFAD burada direk devreye girmiş vatandaşlara yardımcı oluyordu.
……….
Biz yine kendi havaalanımıza dolayısıyla da Askeri havalının sorumlulara kısaca askere kızıyorduk,
Eğer bu asker zihniyeti olmasaydı biz bu pisti daha iyi çalıştırır gece gündüz karda tipide uçakları kuş gibi indirirdik!
(Bizim ki ne büyük hata ne büyük bir gaf imiş)
……….
Evet, dün öğle saatlerinden akşam üzerine kadar en yetkili hava Üssü yetkililerinden birebir duyduklarımdan gözlerimle gördüklerimden sonra büyük bir mahcubiyet içerisinde idim.
Olay ne yazık ki bizim uzaktan gördüğümüz ya da söylendiğimiz gibi değilmiş.
Konya Hava Üssü ve 3. Ana Jet üstü ile ilgili olarak önümüzde ki günlerde acilen yazılmak şartı ile bir şeyler daha paylaşmaya kendi kendime söz verdim.
………
3. Ana Jet Üs Komutanlığının en yetkili komutanından tüm rütbeli subaylarına er ve erbaşa kadar bir gece önceden değil akşamından başlayıp benim gördüğüm dün saat 16.10 a kadar pisti sürekli temiz ve açık tutmak adına bir bardak çay içmeyen rütbelileri görüp kendilerini dinlerken bugüne kadar sarf ettiğim cümleler ve yorumlar için yerin dibine giriyordum.
Evet, bu işin askerle,sivil ile hiçbir alakası olmadığı gibi bizim ki tamamen bilgi eksikliğinden dolayı tamamen yanlış bilgi imiş.
,……….
Evet dün çok şükür geceden itibaren Konya’mızda merkezde öyle doğal bir afet yoktu.
Ne aşırı kar yağışı ne de don vardı ama teknik raporlar ve resmi rakamlar çok net ortada idi.
Konya Havaalanına dünyanın hiçbir sivil uçağı ölümü göze almadan inemezmiş.
Yerde ki çalışma ise 24 saati aşmış en son teknik ile donatılmış araçlar ile temizlenmeye çalışılsa da pistin bir yeri temizlenirken diğer cenahı tekrar buz tutuyordu.
O saatlerde belki de şehir merkezinde güneş insanın içini ısıtıyordu. Ama merkezin en sıcak olduğu anda pistte sıcaklık eksi 5 idi.
…………
Tekrar ediyorum. Hava üssü konusunda başta Tahir Başkanımız olmak üzere vekillerimiz resmi ya da siyasi tüm yetkililere benim gibi vebal altında kalmamaları için önümüzde ki günlerde çok daha açık ve net bilgiler paylaşacağım.
Ama Allah şahit dün gördüklerimin ardından bugüne kadar vebali aldığım tüm Hava üssü çalışanlarından ve görevlilerinden sizlerin huzurunda bir değil bin defa özür dilerim.
Biz bilgi eksikliği yüzünden çok günaha girip vebal alıyormuşuz.
ŞEB-İ ARUS’U KAÇIRMAYALIM
Yazımızın son bölümünde ise yine bir okurumuzun Şeb-i Arus ile ilgili tedirginliğini sizlerle paylaşmak isterim. Bakın Taner Bey ne diyordu;
“ Uğur abi biliyorum bu konu önüne yüzlerce kez gelmiştir ama dayanamadım birde ben serzenişte bulunacağım. Geleneksel Mevlana törenleri geldi ama her zamanki gibi sınıfta kaldık. Biz törenleri daha Konya’da bulunan halkımız tam bilmiyor ki biz dünyaya tanıtalım.
Abicim önümüzdeki yıllarda bu törenlerin tamamı İstanbul’ a alınırsa kimse şaşırmasın. Çünkü İstanbul’da uluslararası organizasyon yapıyorlar. Hem de biletleri E Biletx aracılığı ile satılıyor. Hz. Mevlana’nın çağdaşlığını günümüze yansıtmayı amaç edinen Şeb-i Arus etkinliği, aralık ayında Silivrikapı Mevlana Kültür Merkezi’nde sizlerle...diye televizyonlarda ve radyolarda her gün reklam yapıyorlar.
Yıllardan beri konuşmalarla insanı sıkıyorlar ve Ahmet Özhan’ı dinlemekten bıktılar.
İstanbul Törenlerinde Ali Şan gibi ünlü sanatçılar program yapmaktadırlar. Konya’da da yapılabilir örneğin Sami Yusuf’u getirsinler. Mevlana Kültür Merkezi’nde bulunan alanda 1 hafta Konya günleri yapılsın. Mutfağımızı, el yapımı ve hediyelik eşya stantları açılsın. Konya müziği yapılsın ki ses getirebilelim.”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme sen dağları seyret. Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset. lşıklar sönmüşse ve karanlıksa ona da aldırma ay ışığını seyret. Sabret! Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sille Yolu Kardelen Kavşağı’nda ak sakallı amca buzlu zeminde kırmızı ışıkta geçip bir felakete davetiye çıkarmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.