Rabbimize bu günleri gösterdiği için binlerce kez şükrederek yazımıza başlıyoruz.
AK PARTİ’YE VE FATİH ÖZBOYACI’YA TEŞEKKÜRLER
Dünkü AK Parti SKM’leri ile ilgili olarak bizi dolayısıyla okurlarımızı bilgilendiren Fatih Özboyacı Bey’e teşekkür ederek konularımıza başlamak istiyorum. Bir okurumuz ve bir esnafımızın bizi uyarması ile gündeme getirdiğimiz konulara Fatih Bey özetle şöyle bir açıklama yaptı;
“İl SKM binasını TMSF’nin yan kuruluşu olan İflas Müdürlüğünden parti olarak kiraladık ve elbette kirasını ödüyoruz. Alabilirsek binayı da alırız. Bu binanın daha önceki sahipleri FETÖ’cü olabilirler. Ama sizde hak verirsiniz ki bina FETÖ’cü olamaz.
Selçuklu SKM’yi de 1 Nisan tarihinden itibaren asli görevi olan kurumumuza teslim edeceğiz. SKM binalarımızı ticarethane olabilir, mesken olabilir boş bulundurmamak adına kiralayarak kullanıyoruz.”
………….
Fatih Bey’e tekrar bilgilendirme hassasiyetinden dolayı teşekkür ederiz.
TOKİ MADEN SAHASINA
NASIL KONUT YAPAR?
Hep diyoruz bizim PUSULA Yayın Grubunun okurları siyasi görüşleri sportif tercihleri cemaatleri ne kadar zıt ne kadar farklı ve birbirlerine aykırı da olsa dikkat ve hassasiyet konusunda bizleri şaşırtmaya ve kendilerine şapka çıkartmaya devam ediyorlar.
Dün öğle saatlerine doğru hukukçu bir okurumuz bizi aradı. Özetle şöyle diyordu;
“Uğur’cum sen dikkatlisin ama bir şey galiba dikkatinden kaçtı. Pazar günü arkadaşlarla Sille’de idik. Sille’ye girerken geçen yıldan bu yana bomboş duran binaları gördük. Bunlar Erbakan Üniversitesi’nin öğretim üyeleri için yaptırdığı konutlar idi. Ama bu binalar şimdi kaderine terk edilmiş yıkılmayı bekliyorlarmış.”…
Söze girdik “Abi haklısınız ama bu konuda biz değil galiba siz atlamışsınız. Çünkü biz gazete olarak 31 Aralık günü bu binaları ve konuyu manşet yaptık. Bunlar galiba yıkılacak çünkü burası maden sahası. O yüzden üniversitenin konut inşaatı haklı olarak durduruldu”…
Biz salak meğer yine sazan gibi atlıyormuşuz yaaa.
Adı üstünde karşımızdaki usta bir hukukçu.
“Tamam işte Uğur kardeşim ben de sana bu demek istiyorum yaaa. Sen her gün gazetende TOKİ, TOKİ diye övüyorsun reklamını yapıyorsun yaaa. Böyle bir kurum nasıl olur da maden sahasında böyle dev binalar yapar? Burayı yapsan suç, yapmayıp yıksan günah ve devlet israfı….”
…………..
Bizde jeton düştü de geç düştü… Yorum yapamadık. Dikkati çektiği konu için teşekkür edip “Peki bu durumu da yazalım” dedik ve telefonu kapattık.
MERAM ÇEVRE KORUMA AÇIKLIK GETİRDİ
Pazartesi günkü bir okurumuz Yenişehir Mahallesi, Yıldızeli sokak. Eski adı da Hacı İsa Efendi Mahallesi’nin iyi temizlenmemesi ile ilgili iddiasına Meram Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Şaban Dişçi Bey fotoğraflarla şöyle bir bilgilendirme yapıyordu;
“İyi günler Uğur Bey,
Köşenizde yazmış olduğunuz Yıldızeli sokaktaki süpürgeli araç haberine istinaden konu hakkında küçük bir bilgilendirme yapmayı uygun buldum.
Ekte göndermiş olduğum fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere
Kullanmakta olduğumuz süpürgeli araçlarda su fıskiye sistemi sabit olup (tozlanmaya engellemek için), fırça kısmı hareketlerdir. Su izi ile fırçanın çalışma noktası bir bütün olup; süpürdüğü alana fırça aksamı tamamen yanaşmaktadır.
Vatandaş bilgi sahibi olmadığı bir konuda gelişigüzel çektiği bir fotoğrafı göndermiş ve sizin sayfanızda yer almıştır. Ayrıca bu bölgede binalar tek katlı ve sokakta araç, oluk veya çatı saçağı sarkması gibi bir engelle karşılaşılmadığı sürece araçlarımız kaldırım kenarlarına tamamen yanaşarak temizliği yapmaktadır.
Şu da dikkat çekici bir konudur ki, evinin önünü temizliğini yapmayanlar, Belediyenin sunmuş olduğu bu hizmeti kolayca eleştirebilmektedir.
………………..
Meram Belediyesinin bu yetkili isimlerine de hassasiyetlerinden ötürü teşekkür ediyoruz.
KOSKİ HAYALLERİMİ YIKTIN BENİ ZORLAMA…
Önce KOSKİ ile ilgili dünkü yazımıza yapılan yorumlardan ya da bize gönderilenlerden ikisini paylaşalım;
KONYALI HASAN “İlk değilsiniz Sayın Özteke;
Bu ve benzeri durum tüm vatandaşlara uygulanıyor. İtiraz etseniz de faydası yok. Bende dilekçe ile itiraz ettim. Aşağıdaki cevap geldi. Bu arada İlk endeks 1657. son endeks 1657, olarak yazıyor faturada. Sizin gibi ben de bir sürü zaman ayırarak acaba, bahçe suyumda kaçak mı var, boru mu patladı gibi düşüncelere kapıldım ilk önce. Ancak dikkatle faturayı incelediğim de endekslerin aynı olduğunu gördüm ve rahatladım. Çünkü kış mevsiminde bahçe suyu kullanmak kadar salakça bir durum olmaz. Çünkü bahçe işi olmaz. Kasım ayında bahçe, derlenir, toplanır, musluklar ve vanalar kapatılır ve kış uykusuna yatar.
Ne zamana kadar bahar ayına kadar.
Kokuşmuş ve işgüzar sayaç okuma memurlarına iyi bir ceza vermek lazım, bu faturaları kafasına göre düzenlediği için, her düzenlediği fatura kadar, maaşından kesilmesi lazım. Bak o zaman bir daha kafasına göre fatura yazar mı?
Sayın ..................; Kurumumuz kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde son çıkan faturanız sayaca ulaşılamadığından bir sonraki dönem faturanızdan düşürülmek üzere sistem tarafından tahmini olarak tahakkuku gerçekleştirilmiş olup sayaç üzerindeki mevcut endeksinizi tarafımıza bildirdiğinizde düzeltme işleminiz gerçekleştirilecektir. Bilgilerinize.
…………….
Mehmet K…….. “Abi bir de KOSKİ ile ilgili yazdığın yazıya istinaden; gelen faturalar bırak kapımıza konmayı topluca bir yere bırakılıyor oradan da kayboluyor faturamızı bulamıyoruz. Sadece KOSKİ değil MEDAŞ ve GAZNET faturaları da aynı. Ayda bir yapılan sayaç okumada çalışanın zamanı yoksa ya eleman artırsınlar ya da başka bir çözüm yolu bulsalar iyi olacak. Faturamızı bazen kayboluyor bulamıyoruz, ödeme gecikmesine sebep oluyor bunu da bir ara yazarsan sevinirim abi.”
……………..
Dün sabah KOSKİ’ye şahsi sitemimizi iletmiştik ya.
Sabah 09.27 kapının önündeyim. Bembeyaz son model bir otomobil yanaştı. Biri sivil birinin üzerinde KOSKİ yeleği bulunun iki kişi indi. Şoför arkadaş direksiyonda.
“Buyurun” dedim.
“Sayacınızı okumaya geldik”
“Buyurun girin orada”… KOSKİ yelekli arkadaş sayacı okurken sordum “Hayırdır ne oldu?”…
El cevap “Talimat geldi sayacınızı okumaya geldik” (!)
Okudular. Giderken sordum. Kimse bir şey demedi. Ne bir fiş verildi ne de açıklama.
…………..
Gazeteye geldim. KOSKİ’den özel bir muhabbetimizde olan dostumuz arıyordu. Kendisinin bu fatura ile ilgili sorduğu soruya tem samimiyetle cevap verdim. Üstelik beyaz özel şoförlü bir araçla iki görevlinin gelmesini ve sayacı tekrar okumasını da KOSKİ gibi bir kuruma yakıştıramadığımı belirttim.
Dostumuz bu konuyu dinledikten sonra ikinci soruya geldi özetle “Bizim hiçbir kimseye bir buçuk ayı geçen bir borcumuz yok” dedi.
“İsim veririm. Aylardır ödeme yapmadıklarınız var mahcup olursunuz” dedim. Çok ısrar edince önümüzde yazılı olan ve aylardır KOSKİ’den alacağını alamayan firmalardan birinin ismini verdim.
…………….
Yazımı bitiriyorum. İkindi ezanı okundu. KOSKİ’den dönüş olmadı. Ama ismini verdiğim firmanın sahibi arayarak konuyu uzatmamamı ve kendisini arayarak parayı ödeyeceklerini söylediklerini bildirdi…
…………..
Şimdi partili, partisiz resmi sivil herkese söylüyorum.
“Geçmişte pek çok hata yapmış olabilirim. Günahkâr da olabilirim. Ama son 15 yıldır başımıza gelecekleri üç aşağı beş yukarı tahmin ettiğim için yoğurdu üfleyerek yedim. Yiyorum.
58 yaşındayım. En günahkar, en deli en gençlik yıllarımda dahil, anadan babadan ÖZTEKE soyadını taşıyanlardan, yakın zamanda da dünür olduğum damadımın ve gelinim tarafından bir tek Allah’ın kulu ne PKK’lıdır ne de FETÖ’cü.
Ama bazı kuş beyinliler 15 Temmuz darbesinden yıllar önce günümüzden tam 10 yıl önce, FETÖ’cüler baştacı iken evden alıp ulusal kanallarda gözaltına alındı diye basanlar, 16 saat hücreye atanların 1 numarası bugün Amerika’da kaçak. 1 numaranın altını tekrar yazmanın anlamı yok.
Bu kez onların taklacıları kılık değiştirenler, itirafçı olanlar, zengin olanlar, siyaseten güçlü olanlar yine “Uğur polise bunu dedi, Uğur savcıya bunu dedi”… gibi kendilerini aklamaya kendilerine zırh giydirmeye çalışıyorlar.
Resmi sivil partili partisiz kurum yetkili etkilisi herkese bir kez daha söylüyorum “Cenab-ı Allah’ın katında günahlarım olabilir. Ama ne yaparsanız yapın yasa dışı hiçbir noktam yok şükürler olsun. Her yazdığım kelimenin işaretine kadar da belgeli ispatlı şahitli. Akıllı olun”…
Şahit mi?
Polis dinliyor, izliyor, gözlüyor…
Yeter mi? Yoksa bu da yetmez mi…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Olgun insanlar en derinlere kök salmak zorundadırlar. Güçlü fırtınalara dayanmak zorundadırlar. İhanetlere ve soytarılara alışmak zorundadırlar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yayalar sadece yaya geçitlerinin ve işaretlerinin olduğu yerlerde arabaların önüne atlamak hakkına sahip olduklarını bildikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.