Şimdiye kadar bu konuyu mutlaka yazanlar olmuştur. Ancak bir kelam da biz etmek istedik. Bu gazetedeki ilk yazım “Türk’ün Facebook ile İmtihanı” başlığını taşıyordu. Yazımı okuyup da beğenilerini sunup farklı tavsiyelerde bulunan kişiler olmuştu. Bir abimiz de “ Aslında Facebook’un Türk İle İmtihanı olmalı” demişti.
Şimdi düşündüğümde abimize hak veriyorum. Gerçekten de şu Facebook veya sosyal medya bizim elimizden ne çekti be! Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçları, insanların aralarında iletişim kurup arkadaşlık etmeleri için kurulan sitelerdir. Tabi son zamanlarda bu siteler sosyal olaylara adeta bir damga vurup çok farklı bir işlev halini aldı. Ülke yıkıp ülke kurulmaya başlandı.
Ancak her ne kadar diğer milletlerde bu işin nasıl ilerlediğini bilmesem de bizimkiler Facebook’u mutfağa çevirdiler. Evde, lokantada, sahilde, cafe vb. yerlerde bir şey yenileceği zaman, besmele yerine resim çekmek bizde artık bir mit haline geldi. Normalde besmele, müslümanın attığı her adımda olmalı. Müslüman niyet ettiği her işe besmele ile başlamalı.
Zaten birçok işe başlarken besmeleyi unuttuk. Elimizde, bir sofra başında besmele çekme vardı, o da gitti. Yahu ne oldu bize? Biz belirli hassasiyetlerimizle yaşayan bir millet değil miydik? Bizi farklı kılan da bu inceliklerimiz değil miydi? Eskiden bir evde pahaca değerli bir şey pişse annelerimiz iki yol izlerdi. “Oğlum komşuya kokmuştur, al şu tabağı, bu da onların hakkı” deyip bizi komşuya yolmaz mıydı? Komşu da tabağın içindeki ikramı yer ama tabağı iade etmezdi, ta ki o da pahaca değerli bir şeyi pişirip komşusuna ikram edene kadar.
Bu konuda izlenen bir başka yol ise evde pişen az miktarda bir yiyecekse çöpünü dahi kimseler göstermeden mideye indirmekti. Buradaki düşünce” İkram edemedik, ama hiç kimse görmesin de kimsenin canı çekmesin” hem kaldı ki “Komşuda pişer bize de düşer” atasözümüz bu gelenekten gelmemiş midir? Fakat gel gör ki şimdiler de “ Adam dana deviriyor, ateşte bir güzel çeviriyor, bunu da cümle aleme ilan ediyor” elbette ki insan arkadaşlarıyla bir ziyafet çekmiş ve hatıra kalsın diye bir de fotoğraf almış olabilir. Lakin Facebook’ta paylaşarak bunu cümle âleme ilan etmek de neyin nesi? Ayıptır be kardeşim, büyüklerimiz de sokakta elindeki bir şeyi açıktan yemeyi bile edepsizlik olarak kabul etmiştir. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız.
Hani bizim hassasiyetlerimiz, inceliklerimiz nerede kaldı? Bu konuyu bir büyüğümle konuştuğumuzda “Valla ben yediğini Facebook'tan paylaşanı siliyorum” demişti. İnsanlar, bu şekilde tepkilerini dile getirmelerine rağmen niçin hala bu edepsizlik devam ediyor. Hatta bu yediğini Facebook’tan paylaşmak iyice şeye döndü. Hani küçük çocuklar izbe yerlerde yaparlar ya. Hatta adına bir şey yarıştırmak denir. Neyse anlayan anladı.
He hani besmeleyi unuttuk ya yemeğe başlarken, bir de yemekten sonra hamd etmeyi de unutuyoruz. Doğal olarak yemek süreci ve sonrası fotoğraflara bakmakla geçiyor. Allah akıbetimiz hayr eylesin.