Yaklaşık bir yıldır, daha doğrusu 2014 yılı Temmuz ayı başlarından itibaren Konya’nın en çok satan gazetesi olan Pusula Gazetesi’nde büyük oranda haftalık olmak üzere köşe yazıları yazıyorum. Yazılarımızda mesleğimizin ve uzmanlığımızın gereğince çoğunlukla tarih alanında olmak üzere, geçmişin geleceğe ışık tuttuğu inancı ile günümüz meselelerine değiniyoruz. Bir siyasi tarih hocası olmama rağmen, siyasi daha doğru bir tabirle politik yazılar kaleme almaktan özellikle kaçınıyorum. Okuyucularımız bu cümlelerimizden “Suya sabuna dokunmadığımız” anlamını çıkarmasın. Hali hazırda suya sabuna dokunmadan bir şeyler karalamak oldukça zor. Üstelik eğer yaşadığınız bölgenin tarih, kültür ve turizmi hakkında bir şeyler kaleme almak istiyorsanız, çaresiz suya sabuna dokunmak zorunda kalırsınız. Ancak bir akademisyen olarak hiçbir yazımda her hangi bir şahıs, kurum veya kuruluşu, herhangi bir parti veya derneği, ya da bir ideolojiyi hedef almaktan veya propagandasını yapmaktan özellikle kaçındığımı belirtmeliyim. Tabiatıyla vatanı, memleketi ve milletini seven ve ona sadık olan bir kalem olarak amacım üzüm yemekten başkaca bir şey değildir. Bugüne kadar Pusula’daki yazılarımızın bir kısmı epey beğenilmiş olmakla birlikte bazı yazılarımızın pek okunmadığı ve ilgi görmediği de vakidir. Bununla birlikte dilimiz döndüğünce hala ilk günkü heyecanla yazmaya devam ediyoruz. Okuyucularımızın pek çoğu genellikle Beyşehir ve çevresi ile ilgili yazdığımızı bilirler. Bugün de memleketimizle ilgili bir öneriyi sizlerle paylaşacağım.
Bilindiği gibi Eşrefoğulları 13. yüzyılın sonunda Beyşehir ve çevresinde kurulmuş bir Türk Beyliği’dir. Bugün Beyşehir de yer alan tescilli yapıların pek çoğu bu döneme aittir. Eşrefoğlu Süleyman Bey döneminde Beyşehir merkezine başta Eşrefoğlu Cami olmak üzere pek çok sosyal ve dini yapı inşa edilmiştir. Bu dönemde inşa edilen şehrin içerişehir kısmında yer alan Eşrefoğlu Külliye’sinin en nadide eseri de Eşrefoğlu Cami’dir. Caminin merkezini oluşturduğu bu alanda bulunan Eşrefoğlu Bedesteni Çifte Hamamı ve İsmail Aka Medresesi de bu manzumeyi tamamlar. Beyşehir’e yolu düşen hemen herkesin ilk ziyaret ettiği yerlerden birisi burasıdır. Sade vatandaştan protokole, yerli turistten yabancı turiste, fakirinden zenginine kadar herkesin ziyaret ettiği bu mekânlar, Beyşehir’in vitrinidir. Bu nedenle bu bölge herkesin bildiği gibi her daim dikkat ve itinayla korunmalı, tertipli ve düzenli tutulmalıdır. Yani Beyşehir’in misafir odası Eşrefoğlu Külliyesi’dir. Bu nedenle, bu bölgede yapılacak olan sosyal, kültürel ve turistlik faaliyetler organize bir şekilde düzenli ve muntazam olarak sürdürülmelidir. Son zamanlarda burada ikamet eden bazı vatandaşlarımız özellikle teyzelerimiz kendi el emekleriyle çiçek, örgü, çorap, eldiven ve bez bebekler üretmekte ve burayı ziyaret eden vatandaşlara satarak geçimlerini temin etmektedir. Bu noktada ekmek paralarını kazanan kadınlarımız ve kızlarımız için daha seri ve daha organize bir üretim alanı oluşturularak bu alanda atölyeler kurulmak suretiyle, işsizlerimizin istihdam edilmelerine olanak sağlayan projeler üretilmedir. Beyşehir’de tekstil işiyle meşgul olan küçük ya da orta ölçekli firmalar “Beybebek” adıyla bez bebekler üreterek bir marka oluşturmalı ve bu marka yerel idare, sanayi ve ticari kuruluşlar ve vatandaşlar tarafından desteklenerek bir Türkiye markasına dönüştürülmedir. Bu konuda bir akademisyen olarak ben Beyşehir’in tarihsel turizminin geliştirmesi için daha önce ürettiğimiz projeleri paylaşmaya ve yeni projeler üretmeye, mevcut projelerin alt yapılarını geliştirmeye ve uygulamaya hazır olduğumu özellikle ifade etmeliyim. Eğer Beyşehir’in kültür ve turizmini geliştirmek istiyorsak temelini tarihten alan projeler üretmeli bölgedeki tarihi yapıları restore ederek butik oteller haline dönüştürmeliyiz. Birkaç defa AB projesi yürütme heyeti içerisinde bulunmuş birisi olarak başta AB projeleri olmak üzere kırsal kalkınma ajansları ve Tübitak’ta bu alanlara yönelik hibe fonlarının Beyşehir ve çevresine ciddi teşvikler ve yatırımlar sağlayacağını söyleyebilirim. İnşallah Beyşehir’deki kanaat önderleri sivil toplum kuruluşları üniversite ve odalar, sanayi ve ticari kuruluşlar bu tür imkânları önümüzdeki günlerde değerlendirecektir. Bizler içinde olalım veya olmayalım sizler gibi Beyşehir’e hizmet etmeye ve her zaman elimizi taşın altına sokmaya hazırız.