Üç dört yıl öncesinde Beyşehir Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sayın Ahmet Gündüz’ün ve Halk Eğitim Merkezinde görev yapan usta öğreticilerin girişimiyle bir yemek kitabı çalışması başlatılmıştı. Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de desteklediği bu proje ile Beyşehir’e bağlı bütün köy ve kasabalarda (Yeni haliyle mahallelerde) bizzat usta öğreticiler eliyle taramalar yapılarak hâlihazırda düğünde, nişanda, dernekte cenazede veya günlük öğünlerde yapılan yemekler tek tek tespit edildi. Bu tespitler sırasında, köylerin yemekleriyle meşhur ablaları, teyzeleri veya ninelerinden detaylı tarifler alındı. Elbette ki bu süreç usta öğreticilerin büyük fedakârlıkları ile gerçekleşen bir süreçti. Zira bazı yemekler, öyle her an hazırlanarak servis edilen ve günlük öğünlerde karşılaşılan yemekler değildi. Ayrıca bazı yemeklerde kullanılan malzemeler mevsimlik veya yeri ve zamanına göre özel olarak temin edilebilen malzemeler olduğu için, söz konusu yemekleri yapabilmek amacıyla en uygun zaman ve zemini beklemek gerekiyordu. Üstelik marifet gösteren aşçılar, bu maharetlerini uluorta sergilemekten zaman zaman kaçınıyor, yılların mirası tariflerini öyle kolayca paylaşıvermek istemiyordu. Bu nedenle adı ve şöhreti duyulmuş bir teyzenin elinden bir tatlı tarifini alabilmek için bin rica ile onu ikna edebilmek gerekiyordu. Karşılaşılan güçlükler bunlarla sınırlı değildi. Onlarca köyden kasabadan derlenen tariflerin bir standarda kavuşturulması ve ölçülerin gereği gibi kaleme alınıp bir metne dönüştürülmesi hiç de kolay değildi. Ayrıca kırk yılda bir pişirilen yemeklerin fotoğrafını kataloga alabilmek için bunları bir cep telefonu veya alelade bir makine ile gerçekleştirmek de mümkün değildi. Mesela Kurucuova’da yapılan bir göbek mantarı dolmasını kataloga alabilmeniz için göbek zamanını veya bir düğün pilavını çekebilmeniz için Ahmet Amca’nın oğlunun düğününü beklemeniz veyahut herhangi bir yemeğin yapıldığını öğrendiğinizde kilometrelerce yol teperek ilgili mahalle zamanında ulaşmanız gerekiyordu. Ayrıca duyduğunuz gördüğünüz bir yemeği ya mahallinde profesyonel bir şekilde çekeceksiniz veya Halk Eğitim Merkezi’nin mutfağında uygun şartlar altında çekime hazırlayacaksınız. Tabiatıyla 3-5 yemek için bu bir sorun değildir. Lakin kataloga almayı planladığınız yemek çeşidi yüzü geçince haliyle bunların tek tek tarifinin alınması, bir standart altında metine dönüştürülmesi ve profesyonel bir şekilde çekimlerinin yapılması süreçleri de elbette büyük fedakârlık ve emek gerektiriyor. Bu kadar zahmete rağmen herhalde çalışmanın en keyifli tarafı pişirilen yemeklerin tadına bakmak olmalı. Projede görev yapanlar bu süreçte kilo aldılar ise aldıkları kiloları emin olunuz bu çalışmalar sırasında fazlasıyla vermişlerdir. Projenin en güzel tarafı elbette sonunda ortaya konulan Beyşehir yemekleri katalogu oldu. Lakin işin başından itibaren büyük bir emek ve fedakârlıkla hazırlanan katalogu basabilmek için gereken bütçe oluşturulamamış ve maalesef söz konusu kitap sadece bir word dosyası olarak atıl vaziyette kalmıştır. Geçmişten Günümüze Beyşehir Mutfağı’na Giriş adıyla benim de bir giriş yazısı yazdığım ve başından sonuna desteklediğim yemek katalogunun, eğer sponsor haricinde yayımlanması için benim bilmediğim başka bir sebep bulunmuyorsa, Beyşehir ilgili, yetkili kurum ve kuruluşlarını, dernekleri, vakıfları, sanayi veya ticaret odalarını yahut eğitime, kültüre yatırım yapan ticari kuruluşları söz konusu kitaba sahip çıkmaya davet ediyorum. Elbette ki hangi kurum veya şirket basımını üstlenirse üstensin, bu konudaki teamüllere ve yayın etiğine göre, projede emeği olan kişilerin isimlerine basılacak bu prestij yemek katalogunda yer vererek onların hakkını teslim edeceklerdir. Ben de bu vesileyle projenin üretilmesinde ve katalogun ortaya çıkarılmasında büyük emeği olan Beyşehir Halk Eğitim Merkezi eski müdürü Sayın Ahmet Gündüz’e, koordinatör İlker Öztürk’e yemekleri köy köy kasaba kasaba gezerek derleyen Usta öğreticiler Serpil Kırotu, Saliha Havva Demirat, Vesile Eren, Ayşe Uz ve katalog çekimlerini yapan Mesut İnal başta olmak üzere projede emeği olan burada adını unuttuğum herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Zira sizler unutulmaya yüz tutmuş pek çok değeri kayıt altına alarak ölümsüzleştirdiniz. Eski bir Latin sözü vardır, “Söz uçar yazı kalır”, Eğer bu kıymetli eser basılırsa bunca emek ve yemek havaya uçmayacaktır. Sözlerimi Hadimi Hazretleri’nin bir sözü ile tamamlıyorum. Kamil odur ki koya dünyada bir eser, Eseri olmayanın yerinde yeller eser. Yazanın yazılanın değerinin takdir edilmesi ve bu projenin ülkemizin dört tarafında bulunan Halk Eğitim Merkezlerine örnek oluşturması dileğiyle.
BEYŞEHİR YEMEK KATALOĞU “BİN EMEK YÜZ YEMEK”
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.